Bu utanç niye?
Bilgi çağında yaşıyoruz.
İletişim teknolojileri koskoca evreni yavru bir serçe gibi sığdırıyor avuçlarımıza...
Parmak uçlarımız okyanuslar aşıyor, dünyayı turluyor nefesimiz.
Bilgiye ulaşmak ‘çocuk oyuncağı’ tam da...
‘Bilgiyi paylaşmak’ yönünde eğer bir niyet varsa...
Neredeyse “başımı kaşıdım” diye sosyal medyadan paylaşıyor, bakanlarımız!
Başbakan “anında görüntü” aktarıyor bize.
Ama sadece isteyince!
***
3 yıllık geleceğimiz için bir ‘protokol’ imzalandı.
Mali, ekonomik.
Keşke sadece bu kadar olsa...
Bu protokoller sosyal ve kültürel hayatımızı dahi en derinden etkiliyor.
Ama bilmiyoruz.
Kulaktan doluyoruz.
Bir “tık”la erişemiyoruz!
20 sene sonra uzay haritasının ne olacağına dair NASA raporlarına erişmek mümkün, “TC-KKTC Ekonomik ve Mali Protokolü”ne değil!
***
Çok düşündüm bunu: Niye?
Bence sebebi “utanç” sadece.
***
Bir hükümet, kendi halkından korkar mı?
Korkuyorlar!
İçeriği konuşmaktan, tartışmaktan, toplumla paylaşmaktan korkuyorlar…
“Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu” der, büyük şair Nazım!.
Öyle de…
İlk kez de “satılmadı” bu toplum...
Tarihi hep satılmakla yüklü…
***
‘Kuklalar Cumhuriyeti’ dönemler, yine...
‘Mali Protokol’ün devreye girdiğini, Türkiye’den gelen Başbakan’ın sözlerinden öğrendik.
‘Su projesi’ni de ilk böyle duymuştuk…
‘Külliye’nin kurdelesi kesilirken, dönemin Eğitim Bakanı “içime sinmedi” demişti…
Ercan’ın satılacağını yine bir ziyaretle söylemişlerdi.
‘Liderimizin’ İstanbul’a uçtuğuna Türkiye’den bir bakanın Tweet’iyle şaşmıştık.
***
“Hanımefendiler”in çay partileri ya da “beyfendiler”in horon tepmelerini an be an bizle paylaşan ‘vekalet’ verdiklerimiz, umalım ki, bu protokolün içeriğini de halkına açsın!
Ya da Türkiye’den gelecek yeni bir başbakanı, yeni bir bakanı bekleyelim, öğrenmek için!