'Bu yollar yüzünden oğlumu kaybettim hükümete dava açacağım'
Lefkoşa-Girne anayolunda Nisan ayında okula giderken geçirdiği kaza sonrası yaşamını kaybeden 24 yaşındaki Hilmi Çelebioğlu’nun babası Ahmet Çelebioğlu YENİDÜZEN’e konuştu, yollar nedeniyle hükümete dava açmaya hazırlandığını açıkladı.
Lefkoşa-Girne Anayolu'nda meydana gelen trafik kazasında 24 yaşındaki oğlunu kaybeden Ahmet Çelebioğlu, hükümete dava açmak için kolları sıvadı. YENİDÜZEN’e konuşan acılı baba, yolların yetersizliği yüzünden onlarca eve ateş düştüğünü söyledi.
Oğlunu kaybetmeden önce yollardaki eksikliklere dikkat etmediğini de belirten Ahmet Çelebioğlu, 24 Nisan tarihinde yaşadıkları korkunç acının üzerine tüm yolların ölüme davetiye çıkardığını, birçok eksiklikler olduğunu fark ettiğini söyledi.
“Hilmi ölünce yolların eksiklikleri gözüme batıyor” sözlerini kullanan Ahmet Çelebioğlu, yetkililerin bunca acının yaşanmasına rağmen hiçbir çözüm üretmediğini ifade etti.
Oğlunun ölümünün üzerinden 6 ay geçtiğini, kazanın meydana geldiği yolda bariyer yerine anayolda parke taşlarla yol ayrımı olduğunu ifade eden Çelebioğlu, kaza günü ezilen bariyerlerin bile hala aynı durduğuna dikkati çekti.
Çelebioğlu, “Bizim acımızı hiçbir önlem hafifletmeyecek. Hilmi bir daha geri gelmeyecek. Benim oğlum o gün tank bile kullansa yine ölecekti çünkü araba üzerine düştü. Bariyer olsaydı oğlum yaşayacaktı”
Devrim DEMİR
Lefkoşa-Girne anayolunda Nisan ayında okula giderken geçirdiği kaza sonrası yaşamını kaybeden 24 yaşındaki Hilmi Çelebioğlu’nun babası Ahmet Çelebioğlu YENİDÜZEN’e konuştu, yollar nedeniyle hükümete dava açmaya hazırlandığını açıkladı.
Oğluyla 24 Nisan 2019 sabahı son kez karşılıklı kahve içtiklerini anlatan gözü yaşlı baba, yolların eksikliği ve sürücü dikkatsizliği sonucu evlerine ateş düştüğünü ifade etti.
Altı aydır haplarla ayakta durduğunu belirten Çelebioğlu, oğlunun hatıralarına sarıldı, ilk göz ağrısını anlattı.
Yolların eksikliğine de dikkati çeken acılı baba, “Evlat acısını tatmayan bu acıyı anlayamaz” dedi.
“Okula gitmeyi seven bir çocuk değildi”
Oğlunun Meslek Lisesi'nden mezun olduktan sonra, üniversiteye gitmek istemediğini anlatan Ahmet Çelebioğlu, “Hilmi, okula gitmeyi seven bir çocuk değildi. Askere gitmek istiyordu, ben de zorladım üniversiteyi kazandı ve 1 yıl sonra Grafik Tasarım ve Fotoğrafçılık bölümünden mezun olacaktı. İngiliz vatandaşı olduğu için bedelli askerlik yapmasını istiyordum. Meslek Lisesi'nde, ‘Motorlu Araçlar’ bölümünden mezun oldu. Evin yanına garaj yapmıştım, hem kendi hem de arkadaşlarının arabalarını tamir ediyordu. Arabalara oldukça meraklıydı, büyük arabalara aşırı düşkünlüğü vardı. Off Road kulübüne de üyeydi, birçok madalyası ve kupaları var. Üç büyük arabayı yarışlara hazırlıyordu” dedi.
“Saat 10.00 sıralarında kızım beni arayarak, Hilmi’nin kaza yaptığını söyledi arabaya biner binmez kendimi Lefkoşa-Girne Anayolu'nda buldum. Yol kapalıydı, ulaşabileceğim yerlere ulaşarak oğlumu bulmaya çalışıyordum hastaneye kaldırdıklarını söylediler. Boğaz yolunu kullanarak, son sürat hastaneye gittim”
24 Nisan sabahı oğluna son kez kahve yaptı, sohbet ettiler…
Kazanın meydana geldiği 24 Nisan 2019 sabahı oğlunu uyandırdığını ve okulu olup olmadığını sorduğunu anlatan Çelebioğlu, “Kaza sabahı kendim uyandırdım Hilmi’yi. Okulu olup olmadığını sordum ve kaldırdım. O hazırlanana kadar kahve yaptım ve beraber içtikten sonra hemen yakında oturan arkadaşı Sercan’ı almak için evden ayrıldı. Onu orda son kez sağlıklı gördüm ve ben de bankaya gitmek için evden ayrıldım. Saat 10.00 sıralarında kızım beni arayarak, Hilmi’nin kaza yaptığını söyledi arabaya biner binmez kendimi Lefkoşa-Girne Anayolu'nda buldum. Yol kapalıydı, ulaşabileceğim yerlere ulaşarak oğlumu bulmaya çalışıyordum hastaneye kaldırdıklarını söylediler. Boğaz yolunu kullanarak, son sürat hastaneye gittim” dedi.
Ameliyat kapısında saatlerce bekleyiş…
Oğlunu anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan baba Ahmet Çelebioğlu, hastaneye yetiştiğinde oğlunun durumu ağır olduğu için ameliyata alındığını ve saatlerce ameliyat kapısında beklediğini anlattı.
Çelebioğlu, oğlunun durumunun iyi olmadığını doktordan öğrendiğini söyledi.
“Nefes nefese hastaneye koştuğumda, Hilmi ameliyata alınmıştı. Ameliyattan çıkan doktor oğlumun durumunun ağır olduğunu dalağının alındığını, şuurunun kapalı olduğunu, bacağı ve kalçasının kırık olduğu bilgisini verdi.”
“Oğlumun kalbi atıyordu”
Ameliyattan sonra oğlunu görmek için doktordan izin aldığını anlatan baba, sabah evden sağlıklı bir şekilde yolladığı oğlunu saatler sonra sadece kalbini atarken gördüğünü bunun tarifsiz bir acı olduğunu söyledi.
Ahmet Çelebioğlu, “Yoğun bakıma girdiğim zaman yüzüne baktım, gözleri kapalıydı ama kalbi atıyordu” dedi.
“Öldüğüne inanmadım, morga koştum bir daha baktım”
Saatlerce bekleyiş sonunda öğleden sonra saat 14.30 sıralarında doktorun ‘Kurtaramadık’ cümlesi ile dünyası başına yıkılan baba, gencecik oğlunun öldüğüne inanmadı. Yoğun bakım odasına koşarak oğluna bir kez daha bakmak istediğini anlatan Ahmet Çelebioğlu, “Hilmi’yi kaybettiğimize inanmak istemedim. Yüzünde küçük çizikler vardı sonra onu morga indirdiler yine inanmak istemedim koştum orda da baktım yüzüne. Ertesi gün cenazeyi almaya gittiğimde, son kez istedim yine yüzünü açtılar. Yüzü hiç gözümün önünden gitmiyor.”
“Bir oğlum olması için çok dua etmiştim”
Yaşadıkları acının üzerinden 6 ay geçtiğini haplarla ayakta durduğunu anlatan acılı baba, geride iki kızı kaldığını ama Hilmi’nin ilk göz ağrısı olduğunu anlattı. Bir oğlu olması için çok dua ettiğini ama zamansız ve haksız bir şekilde onu kaybettiğini dile getiren Ahmet Çelebioğlu, “Oğlum ilk göz ağrımdı. Evlat acısını tatmayan bu duyguyu bilemez, dışarıdan göründüğü gibi kolay olmuyor bazı şeyler. Kızlarım, kardeşleri öldükten sonra Lefkoşa-Girne anayolunu kullanmaktan korkuyor. Küçük kızım liseden mezun oldu ve artık Lefkoşa’ya gitmek istemiyor. Tüm hayatımız değişti, yaşama hevesimiz son buldu.”
“Hilmi ölünce yollardaki eksiklikler gözüme batıyor”
Oğlunu kaybetmeden önce yollardaki eksikliklere dikkat etmediğini de belirten Ahmet Çelebioğlu, 24 Nisan tarihinde yaşadıkları korkunç acının üzerine tüm yolların ölüme davetiye çıkardığını, birçok eksiklikler olduğunu fark ettiğini söyledi.
“Hilmi ölünce yolların eksiklikleri gözüme batıyor” sözlerini kullanan Ahmet Çelebioğlu, yetkililerin bunca acının yaşanmasına rağmen hiçbir çözüm üretmediğini ifade etti.
Oğlunun ölümünün üzerinden 6 ay geçtiğini, kazanın meydana geldiği yolda bariyer yerine anayolda parke taşlarla yol ayrımı olduğunu ifade eden Çelebioğlu, kaza günü ezilen bariyerlerin bile hala aynı durduğuna dikkati çekti.
“Tepkisiz ve hissiz bir toplumuz”
Yıllardır ülkenin kanayan yarası olan trafik kazaları nedeniyle birçok evin acıya büründüğüne değinen Çelebioğlu, ölümlerin yollardaki eksiklikler ve sürücülerin dikkatsizliği sonucu bitmeyeceği görüşünde… Oğlunun öldüğünü, hiç bir şeyin bu acıyı hafifletmeyeceğini belirten Çelebioğlu, birçok noktada birçok kişinin ölümlere dikkat çekmek için eylemler yaptığını ancak gözü yaşlı aileler dışında bu eylemlere vatandaşın tepkisiz kaldığını dile getirdi.
Çelebioğlu, “Bizim acımızı hiçbir önlem hafifletmeyecek. Hilmi bir daha geri gelmeyecek. Benim oğlum o gün tank bile kullansa yine ölecekti çünkü araba üzerine düştü. Bariyer olsaydı oğlum yaşayacaktı. Kaza günü arabada olan Sercan büyük vicdan azabı çekiyor, aracı fark edip dümeni kırmasına yardımcı olmadığı için. Sadece bir toz duman gördüklerini ve bayıldığını gözünü açtığında Hilmi’nin omzunda olduğunu anlattı. Oğlum yolunda ve dikkatliydi görgü tanıkları polise her şeyi anlattı.”
Çelebioğlu trafikte cezaların yetersiz oluşana vurgu yaptı
Mahkemelerde verilen cezaların yetersiz olduğuna da değinen Çelebioğlu, insan öldürmenin cezasının 5 yılla sınırlı kalmaması gerektiğini savundu. Trafikte hiçbir cezanın ölümlü kazalara önlem olmayacağının da altını çizen Ahmet Çelebioğlu, halkın birlik olarak seyrüseferlerini ödememelerine çağrı yaparak, trafikte binlerce araba olduğunu devletin kazandığı parayla vatandaşın en doğal hakkı olan yollara çare bulması gerektiğini savundu.
“Oğlumu çok özlerim”
Evde tek bir eşyasına dokunulmadığını, odasını posterlerle süslediğini anlatan Ahmet Çelebioğlu, “Çok özlerim Hilmi’yi. Her gece ağlarım, odasına girerim yastığını, çarşafını yıkamadım altı aydır. Kokusu gitmesin evimizden, evladımı çok özlüyorum.”
Hükümete dava açmak için kolları sıvadılar
Ahmet Çelebioğlu, yolların güvensizliği ve giden canlar için hükümete ve karşı tarafın sigortasına da dava açmaya hazırlandıklarını kaydetti. Karşı tarafın da hükümete dava açacağını öğrendiklerini ifade eden Çelebioğlu, “Bu yollar yüzünden çok canlar gitti. Analar babalar ağlıyor ve bir ömür boyu acı çekiyor. Hükümete dava açmak için Barolar Birliği de destek verdi. Artık hiç kimse ağlamasın” dedi.