1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Bugün, Gelecek ve Eğitim
Bugün, Gelecek ve Eğitim

Bugün, Gelecek ve Eğitim

Kıbrıs Türk Toplumu, kendi ülkesinde özne olmak için toplum olarak yine meydanlarda… Ülkeyi yönetenler her alanda ciddi eleştiriler almaktadır. Bu eleştirilerin başında da toplumsal kimliğimizi kaybetme tehlikesinin varlığı yatmaktadır. Aslında b

A+A-

Kıbrıs Türk Toplumu, kendi ülkesinde özne olmak için toplum olarak yine meydanlarda… Ülkeyi yönetenler her alanda ciddi eleştiriler almaktadır. Bu eleştirilerin başında da toplumsal kimliğimizi kaybetme tehlikesinin varlığı yatmaktadır. Aslında bu olgu eğitim sisteminin doğru işlemediğinin ya da işletilmediğinin en büyük kanıtıdır. Çünkü eğitim, toplumun geleceğine yön veren yegane unsurdur… Bu gün geldiğimiz durumda, ülkemizde gerçek bir eğitimden söz edilmesi ne yazık ki pek mümkün değil… Oysa toplumlar, eğitimleri ile ilerleyip yönlerini çizebilirler. Eğitimin eksik olduğu bir toplumda gelecekte olamaz.

 

Eğitim bilimi ilkelerinden, çağdaş uygulamalardan ve insan odaklı yaklaşımlardan uzak, sadece siyasi kaygılara dayalı bir eğitim anlayışı ile geleceğimizi şekillendiremeyiz. Dahası dünya üzerindeki varlığımızı da Kıbrıs Türk Toplumu olarak sürdüremeyiz.

 

Şüphesiz ki ekonomik krizler aşılır, siyasi kargaşalıklar çözülür ama çocuk ve gençleri harcanmış, kültürsüzleştirilmiş, bilimden uzaklaşmış bir toplumu yeniden yapılandırmak olası değildir. Çünkü biz geçim derdi ile boğuşurken birileri de bizi istediği tarafa gitmemiz için yönlendiriyor. Eğitim sistemimizdeki niteliksiz durum, ezbere dayalı yarışmacı anlayışın yanı sıra ekip olama ve sorumluk üstelenme gibi değerlerden yoksun bir yapılanma ile çocuklarımızı ve gençlerimizi doğru yönlendiremediğimiz aşikar… Bu da, gelecekte ülkemiz bugün olduğundan çok daha kötü durumda olabileceği tehlikesini gözler önüne sermektedir.

 

İşte tam bu noktada görev eğitime düşmektedir. Ama sorumluluk sadece; öğretmenin, akademisyenin, okul yöneticinin ya da diğer eğitim çalışanlarının değil, tüm toplum bireylerindir. Başta da anne-babaların… Çünkü anne-baba olarak, en değerli varlığımız olan çocuklarımızın için çağdaş ve kaliteli eğitimi bu ülkeyi yönetenlerden talep etme sorumluluğumuz vardır. Üstelik bu sorumluluğumuz tüm yaşamımız boyunca bizimle beraberdir…

 

Bilimsel çıktıları, çağdaş yaklaşımları takip etmeyi öğrenmeli, düşündüklerimizi mantıklı bir şekilde söyleyip, tavrımızı belirlemeliyiz. Dahası sadece günlük sohbetlerde konuşmak ile sorunları çözmenin artık mümkün olmadığını anlamak durumundayız. Ne istediğimizi bilmeli ve talep etmekten vazgeçmemeliyiz…

 

Okullarda çocuklarımıza nasıl eğitim verildiğini sorguluyor muyuz? Öğretmeni, kitabı, masası, sandalyesi, beyaz tahtası, penceresi, iklimlendirmesi, havalandırması hangi nitelikte haberimiz var mı? Çocuğunuz ne okuyor? Nasıl okuyor? Neden okuyor? Sorularının yanıtlarını biliyor musunuz?

 

Çocuğunuzun yaratıcılığı, estetik duygusu, eleştirel düşüncesi, günlük yaşamda karşılaştığı problemleri çözebilme yeteneği gelişiyor mu? Yoksa tüm kazanımları bazı bilgileri ezberlemekten öteye geçmiyor mu?

 

Bütün bu soruları sorma ve cevaplarını bilme vaktinin geldiğini düşünmüyor musunuz? O zaman gelecek için bugünden adım at…

  

 

BİLİYOR MUYDUNUZ?

 

 

Müdür ve Müdür Muavinliği Münhalleri

 

Genel Ortaöğretim ve Mesleki Teknik Öğretim dairelerine bağlı ortaokul, lise ve meslek liseleri için 6 okul müdürü, 11 müdür muavini münhali açıldı. Adayların kriter puanlarının hesaplanması için 25 Ekim 18 Kasım 2011 tarihleri arasında, kriter değerlendirilmesinde dikkate alınacak belgelerle birlikte, iki dosya halinde başvurmaları gerekmektedir.

 

Okullarda bulunan müdür ve müdür muavinliği eksikliklerinin giderilmesini sağlayacak bu münhallerin gerekliliği tartışılmazdır. Ancak zihinlerimizde şu iki soru da belirmedi değil…

1.    Yapılacak sınav sonucunda müdür ve müdür muavini olacak toplam 17 öğretmenin eksikliği nasıl giderilecek?

2.    İlkokul müdür ve müdür muavinliği sınavında yaşanan tartışmalar bu kez de yaşanacak mı?

 

 

 

 

 

 

ANLAYANA  

 

 

Balık Baştan Kokar

 

         Balık pazarından geçen yaşlı bir adam, balıkları tek tek eline alıp kuyruklarını kokluyor… Bunu gören balıkçı adama sesleniyor…

-      “Amca, nedir yaptığın… Balık baştan kokar, kuyruğundan değil”

         Yaşlı adam, iç çekerek yanıt verir:

-      “Biliyorum oğlum, etrafı koku sardı zaten… Acaba kuyruğa kadar kokmayan balık var mı diye bakıyorum”

 

 

 

 

BURAYA DİKKAT   

 

 

 

Trafik Kazaları Üzerine

 

         Geçtiğimiz hafta sonu yine ölümle sonuçlanan trafik kazaları gündemin ilk sırasındaydı. Ve ne yazık ki oldukça uzun bir süredir trafik kazaları ve trafik kazaları sonucunda kaybettiğimiz genç bireylerin ardından sadece konuşmaktayız…

        

Ülkemizde trafik kültürünün oluşması ve trafik probleminin kalıcı olarak çözülebilmesi için, bu konuda toplumsal bilinçlenmenin gerekliliği ortadadır. Bu konudaki bilimsel literatüre bakıldığında trafik kazalarına dört ana başlıkta çözümler arandığı görülecektir.

1. Toplumsal bilinçlenme ve ortak duyarlılık

2. Eğitim ve insan faktörü

3. Altyapı (yol) faktörü

4. Denetim ve yasalar.

 

Her biri başlı başına birer araştırma konusu olan bu başlıklardan ilk ikisi doğrudan insanı ve eğitimi ilgilendirmektedir. Bu ilgiden yola çıkarsak, toplumsal bilinçlenme ve ortak duyarlılık yaratma için eğitimi işe koşma görevi şüphesiz ki ülkenin eğitim sistemine yön verenlerindir. Çünkü devletin varlık sebebi, insanların güvenliği ve huzurunun sağlanmasıdır.

 

Trafik sorunlarımıza; insanı merkeze alan bir sistem yaklaşımında, başta yöneticiler olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, medya organları ve akademisyenleri katkılarıyla bilimsel bir yaklaşım getirmediğimiz sürece de daha çok gencimizi kaybedeceğiz…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1933 defa okunmuştur