Ayşe GÜLER

Başbakan Tufan Erhürman, kamulaştırma gereken yerlerde bu adımların atılacağını söyledi.

Erhürman, kamulaştırma konusunda özel mülkiyetin, kamu yararı önüne konulduğunu belirterek, “Bunları yaşadık ve neler olabileceğini gördük” dedi.

Bu konuda mali gücün yeterliliğin önemli bir sorun olduğunu ifade eden Erhürman, bunların bir kısmının hukuka aykırı şekilde gerçekleşmiş olabileceğini aktardı.

Erhürman, “Yapım sırasında bilimsel verilere uygun, yoğun yağışlar dikkate alınarak çalışma ortaya konsaydı, bugün yapılan çalışmalardan fazlası gerekmezdi” şeklinde konuşarak, “Belki daha az para koyarak, daha iyisi yapılabilirdi. Bundan sonrası açısından da kaynak ayırmamız gereken önemli bir kalem olduğu bilgisine ulaşmak önemli bir ilk adımdır” dedi.

“5 Aralık’ta, 1975’ten bugüne en yoğun yağışların ikincisi yaşandı”

Bilimsel raporların anlatılanlardan ibaret olmadığını, çok daha ayrıntılı olduğunu belirten Erhürman, çalışmada 1975’ten 2018’e kadar maksimum yağış değerlerinin değerlendirildiğini söyledi.

Erhürman, sel felaketinin yaşandığı 5 Aralık’ta Boğaz’da 1975’ten bugüne en yoğun yağışların ikincisinin yaşandığı kaydetti.

Bilimsel çalışmanın yoğun yağış yaşandığını ancak bir takım önlemler alınması gerektiğini gösterdiğini ifade eden Erhürman, raporlarda çevrenin temiz tutulmaması gibi faktörün başlarda gelmesinin son derece düşündürücü olduğunu da kaydetti.

“Büz ve menfezlerin genişlikleri konusunda çok daha farklı düzenlemelere gidilmeli”

Erhürman, menfezlerin ve büzlerin tıkanması, suyun bunların üzerinden yolu aşıp, bu felakete yol açmasının da olayda en önemli faktör olarak ortaya çıktığını belirtti.

Çalışmanın söz konusu bölgelerde düzenli temizlik çalışması yapılması gerektiğini gösterdiğini dile getiren Erhürman, yapılan büz ve menfezlerin genişlikleri konusunda çok daha farklı düzenlemelere gidilmesinin şart olduğunu aktardı.

“Bugüne kadar ki yönetsel anlayışla bu işi sürdüremeyeceğimiz ortada”

Erhürman, Meteroloji Dairesi’nin yağış-şiddet-zaman çizelgesini hazırlamadığının da görüldüğünü söyleyerek, Nehir Havza Yönetim planlarının güncellenmesi gerektiğini dile getirdi.

“Bugüne kadar ki yönetsel anlayışla bu işi sürdüremeyeceğimizi ortaya koyan iki rapor var” diyen Erhürman, “Bilimsel verilere dayalı bu işleri yapmamız gerektiği raporlarla ortaya konuldu. Bugüne kadar bilimsel veri ile hareket edilmedi demiyorum. Ama ülkenin hep kurak olacağı varsayımı ile bu işlerin yapılmaması gerekiyor” şeklinde konuştu.

“Harekat planı oluşturulacak”

Erhürman, bu konuda harekat planı oluşturulacağını, bölgede düzenli olarak temizlik çalışması yapılacağını, yetersiz menfezlerin tespit edileceğini söyleyerek, bu yapıların  genişletilmesi ya da yeniden inşaatın gündeme geleceğini belirtti.

Benzer sorunların geçtiğimiz gün İskele’de yaşandığına değinen Erhürman, özetle şöyle devam etti: Yağış nereye yoğun yağarsa, orada bir takım sorunlar ortaya çıkıyor.

Derelerin önünün kesildiği, müdahale edildiği, daraltıldığı, normal akışlarının engellendiği yerlere ilişkin izinler ne zaman, nasıl verildi incelenecek. Aykırı mı değil mi incelenecek. Bu verilere dayanarak tespit edilen her türlü hukuka aykırılıkla ilgili adım atılacak. Bakanlıklar da çalışmaya katılacak. Bir daha böyle şeyler yaşanmasın diye sorumluluk ve hukuka aykırılıkla ilgili gereken işlemler yapılacak, hem de bu işler nasıl yapılmalı noktasında hareket edeceğiz.

“Yeterince zaman kaybettik”

Erhürman, önümüzdeki 3 aylık sürede yoğun yağış öngörüsü olduğunu da belirterek,  “Kaybedecek zamanımız yok, yeterince zaman kaybettik. Önümüzde; 1986’dan bugüne kadar gelen, olması gerektiği gibi olmayan çalışmalar dolayısıyla biriken sorunlar var” şeklinde konuştu.

Sel felaketinin yaşandığı bölgelerde ortaya çıkan zararların giderilmesi için Vakıflar İdaresi’nin yoğun katkı koyduğunu aktaran Erhürman, “Bu işleri el birliğiyle aşmalıyız” dedi.