1. YAZARLAR

  2. Mehmet Çağlar

  3. BURADAN BAŞLA!
Mehmet Çağlar

Mehmet Çağlar

BURADAN BAŞLA!

A+A-

Bir girişim yaparsın ve bunun sonuçlarını elde edersin...
Örneğin diyelim ki aşırı kilolusundur ve öyle olduğun için huzursuz olup kendine kızıyorsundur...
Fakat bu şekilde düşünmeniz, huzursuz olup kendinize kızmanız sonucu değiştirmez! 
Mesela 30 kilo fazlalığınızı bu şekilde sadece huzursuz olup kızarak ve bir eyleme girişmeden atamayacağınızı öğrenirsiniz...
İşte tam da bu noktada, bu eski dediğimiz düşünceyi atıp yenilerini denemeniz gerekir...
"Dünden-bugüne" elde ettiğiniz kazanç da işte bu yaşantıdır!
Tecrübedir...
Deneyimdir...

DENEYİM NEDİR?
Deneyim bir geri beslemedir...
Sizi istediğiniz sonuçlara ulaştıracak, istediğinizi gerçekleştirecek olan 
"İlk basamak"tır...

Peki ne yapacağız öyleyse?
Kilo vermek istiyorsak eğer zayıf olan insanları modelleyeceğiz...
Onların ne yediklerini, neler yaptıklarını öğrenerek, benzer ya da aynı sonucu üretebilmeye bakacağız...

Peki! 
Aynı yöntem siyasal alanda da uygulanabilir mi?
Uygulanabilir elbette...
Amaç pastanın adil paylaşımı ve Kıbrıslının "damak tadına" uygun olması mı?
Evet...
Size bu tarifi kim verebilir peki?
Pastacı elbette...
Yıllarca sınama-yanılma yoluyla çalışan pastacı...
Siz önce onun ne yaptığını gözlemleyip öğrenecek ve pastacı ile yaptığı pastayı modelleyeceksiniz...
Sonra da pastayı damak tadınıza uyarlayacaksınız...
Hepsi bu!
AB kriterleri dediğimiz de budur işte!
Bizi siyasi "mükemmelliğe" ulaştıracak olan bir model!

HUKUK DEVLETİ OLMAK
Bilinçsiz olarak programlanmış rassal cevapları bırakalım artık!
Genel olarak teorik bir donanıma nasıl sahip olabiliriz?! 
Bu teorik donanıma deneyimlere dayalı  bir elbiseyi nasıl giydiririz?!
Ama bilmeliyiz ki artık, sloganlarla, temennilerle ve inançlarla bu iş yürümez!
Gerçek dünyada neyin başarılabileceğinin somut ifadesidir önemli olan...
Örneğin Anayasa "çağ dışı" mı kalmış?
Evet...
Peki! Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararların uygulan(a)mayışı, salt bu Anayasa'nın "çağ dışı" olması yüzünden midir ?
İşte güdülmesi gereken siyaset, tam da bu yapı taşlarının bir araya konma şeklidir!
Çünkü politikanın hayati ihtiyacı kanun değil, hukuk devleti olunmasıdır...

NEREDEN BAŞLAMALI?
Bakın, bize başka insanların, bizden önce yaşayanların düşünceleri ve buluşları miras kalır.
Örneğin tekerlek de miras kalmıştır...
Onu aldık, at arabası yaptık!.
Derken, at arabası otomobil oldu. Otomobil de uçak.
Uçak da uzay aracı...

Lâkin, Atatürk'ün kendi devrinde uyguladığı "siyasetler" bizim Anayasamızın hala ideolojisi durumundadır...
Demek ki, Atatürk’ün devrindeki siyasi şartlar ve aktörler halâ geçerlidir!..
İngiliz Mandacıları, Mütareke Basını, Hilâfet Ordusu, "Zararlı Dernekler” ve benzeri örgütler...
Bunların hepsi bugün de var mı?!
Kemalist kesimlere göre var!
Sadece isim ve kılık mı değiştirmişler...?
Ama halâ buradalar ve halâ niyetleri aynı ...

Peki sen ne diyorsun?
Hukuk, Kadın-Erkek-Cinsiyet  Eşitliği, İfade Özgürlüğü, Adalet, Barış ve benzeri olgular...
Neden bunları savunuyorsun peki?
Çünkü, "Hukuk Devleti" ancak ve ancak "hak", "özgürlük" ve "sorumluluk" üzerine inşa edilebilir...
O halde, Anayasacılığın merkezine neyi yerleştireceksin?
Buradan başla!

 

 

 

Bu yazı toplam 2774 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar