1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Burası neresiydi?
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Burası neresiydi?

A+A-

 

Sahi biz niye Türkiye’nin seçimi ile sabahladık?
Burası başka bir ülke değil mi?
Değilmiş işte!
Üstelik “nüfus”tan bağımsız bir sonuç bu, en fazla da öz be öz Kıbrıslı Türkler meraklı “kim kaybetti” diye.

*  *  *

Kıbrıs’ta ortak bir sevinç var.
CTP’lisi UBP’lisi DP’lisi TDP’lisi “Erdoğan İstanbul ve Ankara’yı kaybetti” diye mutlu...
Lefkoşa’yı bunca merak etmemiştik, İstanbul’a dertlendiğimiz kadar!

*  *  *

İşin aslı “kazanan” değil “kaybeden”e odaklıyız.
Toplumsal bir “rövanş” aldık.
İçimden şunu dedim, “Sanki CHP’nin Kıbrıs politikası çok farklı.”

*  *  *

Erdoğan kendi özeleştirisini Kıbrıs üzerinden yapabilir.
“Yalnızlık” hallerini adaya bakarak dahi yorumlayabilir.
Bu toplum Annan Planı sürecinde Erdoğan’a sempati duydu.
Sonra?
Özgürlüklerin boğazını sıktı, içindeki otoriteri meydana döktü, tam bir tek adam görüntüsü verdi, İslamcı bir dayatma uyguladı, gericiliği köpürttü, milliyetçiliğin tonunu yükseltti.
Katılımlı, kucaklayıcı, iyileştirici, şefkatli, barışçı olmadı; Avrupa hedefinden uzaklaştı, insan haklarının evrensel değerlerini savunmadı.
Agresiflikten hiç vazgeçmedi.
Seçim süreci ve gecesi yaşananlar demokratik sefalet değil de nedir?

*  *  *

Yine en başa dönelim!
Kıbrıs’ın kuzeyi kendinden çok daha fazla Türkiye’yi yaşıyor.
Siyasette de böyledir, sporda da!
Popüler kültürde de böyledir, toplumsal yaşamda da...
Adanın iki yarısındaki en önemli fark budur. Kıbrıs’ın güneyinde hayat ada kültürü üzerinden yürür.
Çocuklar önce Apoel’i tutar, AEL’i, Omonia’yı! Kendi gündemini izler, kendi siyasetine tutuşur.
Tüm hayatını “garantör”üne adamaz,
Aşkları, öfkeleri, nefretleri, rövanşları denizin ardına koşmaz.

*  *  *

Erdoğan’a “ders verir” gibi uyandık.
Güya “kazanmış” gibi!
Neyi?
Nüfusumuzu dahi bilemiyoruz daha!
Kendi bedenimizde bir başkasını yaşıyoruz, sevinelim mi?

 

 

 

Bu yazı toplam 2365 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar