“Burayı evimiz bildik, satıldık”
135 bin sterlin ödedikleri evlerden sokağa atılmak riski yaşayan, 10 senedir yaşadıkları site müteahhidin borcu nedeniyle satılan İngilizler YENİDÜZEN’e konuştu
Lapta’da Greatstone 2 sitesinde, 10 senedir yaşayan İngilizlerin evi, müteahhidin ödenmemiş borçları yüzünden satıldı. YENİDÜZEN’e konuşan mağdurlar, “Emekli olup Kıbrıs’a geldik, burayı evimiz bildik, huzur görmedik” şeklinde konuştu.
Dila ŞİMŞEK
10 senedir ülkemizde yaşayan İngiliz ve İskoç aileler şimdi müteahhidin borcu nedeniyle sokağa atılma tehlikesi yaşıyor. Parasını ödedikleri evleri, müteahhidin borcu nedeniyle açık artırmada satıldı.
YENİDÜZEN’e konuşan aileleri “Emekliliğimiz için, her kuruşunu ödeyip taşındığımız evde bir türlü rahat ettirmediler, site sahibi borçları ödemedi, hiçbir suçumuz yokken cezasını biz çekiyoruz” dedi.
Yıllardır yetkililerle iletişime geçtiklerini ve her defasında “hallederiz” cevabını aldıklarını söyleyen mağdurlar, hukuk yoluna başvurduklarını, ancak “yasalar yeterli olmadığı” iddiasıyla sonuç alamadıklarını anlattı.
YENİDÜZEN’e konuşan İngiltere ve İskoçyalı ev sahipleri, tek mülklerinin bu evler olduğunu söyleyerek, yetkililerden çözüm talep etti.
Yıllardır süren borç davası yüzünden evlerinde stres içinde yaşadığını belirten mağdurlar, 135 Bin Sterlin ödediklerini ve buna rağmen yol ve elektrik gibi birçok temel ihtiyacı karşılayamadıklarını anlattı.
Halen evlerinde yaşayan site sakinleri, nereye gideceklerini bilmediklerini vurgulayarak, “10 senelik anıların ve emeğin üzerine, polis gücüyle kendi evlerimizden mi atılacağız?” diye sordu.
"Dönemin Bakanı Serdar Denktaş, bize yardım etmek için bir anlaşma yapmak istedi. Sonra hükümet değişti, bir şeyler oldu. Evimiz, sitemiz satıldı. Özersay’la da görüştük, bize ‘basına gitmeyin, devamlı kapınızı çalarlar, rahat bırakmazlar, ben bunu çözerim’ dedi, hiçbir şey olmadı."
Neler oldu?
Greatstone Ltd’nin Lapta’da ipotekli arazi üzerine yaptığı ve içerisinde 13 evin bulunduğu Greatstone 2 Sitesi, Pazar günü 3 milyon 445 bin TL’ye Bülent Yüksekbaş’a satıldı. Şirketin ödenmemiş borçlarından dolayı el konularak, Girne Kaza Mahkemesi’nin kararıyla açık artırmaya çıkarılan site ve içerisindeki 13 ev, ilk önce 4 milyon 725 bin TL’ye satışa çıkarıldı, alıcı çıkmayınca, 2017 yılında fiyat 4 milyon 252 bin TL’ye düşürülerek yeniden açık artırmaya çıkarıldı ancak satış yine gerçekleşmedi. Bülent Yüksekbaş, açık arttırmada tek teklif vererek sitenin yeni sahibi oldu.
Siteye yıllar önce ev alarak yerleşen İngiltere ve İskoçyalı ev sahipleri, Pazar günü eylem yaparak olayı protesto etti. Daha önceki açık arttırmalarda da eylem yapan site sakinleri, “Yasal olarak çalıntı”, “Adaletsizliği durdurun” gibi pankartlar açtı.
Ev sahipleri ne dedi?
Charles Callaghan: “Birkaç sene önce, komşularımla birlikte Bakanlık Bakanlık gezip derdimizi anlattık”
“Eşimle birlikte on senedir bu evde yaşıyoruz. İskoçya’dan buraya, sıcak, sakin bir ülkede, emekliliğimizin tadını çıkarabilmek için yerleştik. Burayı evimiz olarak gördük. Evimiz için tam 135 Bin Sterlin ödeme yaptık. Site sahibi, inşası devam eden altı evi, borcunu kapatmak için verecekti. Kendisi de bu sitede yaşayacaktı. Hepimiz ödemeyi düzgün ve zamanlıca yapmamıza rağmen, ne banka borcunu ödedi, ne de evlerin inşasını tamamladı. Sitenin sahibinin işleri kötüye gidince, borçlarını ödeyemedi. Bu parayı bizden istedi, sanki bizim ödememiz gerekmiş gibi davrandı. Ama bizim kimseye borcumuz yok. Biz evlerimizi alırken, ödememiz gereken her şeyi ödedik. Birkaç sene önce, komşularımla birlikte Bakanlık Bakanlık gezmeye başladık. Derdimizi anlatıp yardım istedik, mağduruz dedik. Dönemin Bakanı Serdar Denktaş, bize yardım etmek için bir anlaşma yapmak istedi. Ancak sonrasında hükümet değişti, bir şeyler oldu işimiz yarım kaldı. Sonuç olarak evimiz, sitemiz satıldı. Site sahibinin 19 ev değerinde parası varken, sitemiz bu hale geldi. Ben 64 yaşındayım, eşim ise 63… Gidecek hiçbir yerimiz yok, ülkeyi terk edecek bile olsa, İskoçya’da evimiz yok. Tüm yatırımızı bu eve yaptık. Adalet istiyoruz.”
Agnes Callaghan: “Yetkililerle görüştük, ‘hallederiz’ dediler, hiçbir şey olmadı”
“Senelerdir yaşadığımız evimiz, onca çabamıza rağmen, hiçbir suçumuz olmadan satıldı. Ailemiz Kıbrıs’a gidip geliyor, kızım burada yaşadı, bu memleketi yuvamız olarak görmüştük. Ancak şu anda, haklarımızın gasp edildiğini düşünüyorum. Yıllarca mahkemelerde koşturduk, hiçbir şey olmadı. Yasaların bizi koruduğunu düşünmüyorum. Bakanlıkları gezerken, Serdar Denktaş sorunumuzu çözmek için bir teklifte bulunmuştu, 18 ay geçti hiçbir şey olmadı. Kudret Özersay’la da görüştük, bize ‘basına gitmeyin, devamlı kapınızı çalarlar, rahat bırakmazlar, ben bunu çözerim’ dedi ve hiçbir şey olmadı, aylar geçti ve evimiz satıldı. Ayrıca verdiğimiz o kadar paraya rağmen, evimizin kalitesinin de oldukça zayıf olduğunu gördük. Yolumuz yok, elektriğimiz zaman zaman uzun süreli kesiliyor, prizlerden ‘şok’ kapıyoruz. Evdeki tüm materyaller ucuz ve kalitesiz yapılmış. Biz bir de evi tamir etmekle uğraştık. Kendi evimizde hep stres içinde yaşadık”
John McDonald: “Yargıçlar bile bizlerin mağdur olduğunu gördü ancak yasalar yeterli olmadığı için bizi koruyamadılar”
“Evimizi satın aldığımıza, borçla ilgili hiçbir alakamız olmadığına ve olayda mağdur olduğumuza dair her türlü kanıt olmasına rağmen, cezasını biz çekiyoruz. Yaşanan hiçbir şey bizim suçumuz değil. Bu nedenle bedelini de biz ödememeliyiz. Hükümet böyle bir şeyi nasıl kabul edebiliyor anlamıyoruz. Başbakan’la görüşmek istiyoruz. Hükümetten doğru olanı yapmasını bekliyoruz. Bu konuyu mahkemeye taşıdığımızda, yargıçlar bile bizlerin mağdur olduğunu gördü ancak yasalar yeterli olmadığı için bizi koruyamadılar”
Elizabeth Mansun: “10 senelik anıların ve emeğin üzerine, polis gücüyle kendi evlerimizden mi atılacağız?”
“Yıllardır ailelerimiz evimize gelip bizi ziyaret ediyor. Bizler de yıllardır bu ülkenin ekonomisine katkı sağlıyoruz. Tek isteğimiz, emekliliğimizi huzurlu geçirerek bu güzel evimizde yaşamaktı. 10 senelik anıların ve emeğin üzerine, polis gücüyle kendi evlerimizden mi atılacağız? Yıllardır yetkililerle konuşup derdimizi anlatmaya çalışıyoruz, şimdiye kadar sesimizi duyan, yardım eden olmadı. İskoçya’ya gittiğimizde orada da basınla görüşüp yaşadıklarımızı anlatacağız.”
Barrie Price: “İngiltere’de bir ev alırken, avukat veya emlakçı tutarsınız ve ona güvenirsiniz, her şeyle o ilgilenir”
“Komşularım gibi ben de bu siteye on sene önce, eşimle birlikte taşındım. İngiltere’de emekli olduğumuzda, emekliliğimizi geçirebileceğimiz bir ev bulup orada yaşamak istedik. Eşimi beş buçuk sene önce, kalp krizinden kaybettim. Ben 74 yaşındayım. Hem eşimin ölümü, hem de her kuruşunu ödediğim, sahip olduğum tek mülkün başkasına satılışı üzerimde çok büyük stres yarattı. Senelerdir, zaten bizim olan evlerimize sahip çıkmak için çabalıyoruz. Artık çok yorulduk ve gidecek bir yerimiz de yok. Düşünün ki bir gün evinize gelip, burası satıldı diyorlar… İngiltere’de bir ev alırken, avukat veya emlakçı tutarsınız ve ona güvenirsiniz, her şeyle o ilgilenir. Bu nedenle zamanında bu evi alırken, ipotekli bir alan olduğunun bilincinde değildik. Borcun ödenemeyince başkasına satılacağı aklımıza hiç gelmedi.”
Bridget Tuxworth: “Borcu sanki bizim ödememiz gerekiyor gibi lanse edildi”
“Eşimle birlikte bu evi 10 sene önce aldık. 120 Bin Sterlin ödeme yaptık. Komşularım 135 Bin Sterlin ödedi, ancak biz evdeki şömine, havuz ve bir balkonun tamamlanmamış olmasından dolayı daha az ödeyerek farklı bir anlaşma yaptık. Siteye gelen doğru düzgün bir yol bile yok, buradaki bazı evler ise tamamlanamadı. Siteyi yapan kişi her şeyi yarım bıraktı. Sitedeki evlerin 6’sının inşası yapılıp satılınca, borç ödenecekti. Her şey böyle başladı, evler tamamlanamadı. Borcu sanki bizim ödememiz gerekiyor gibi lanse edildi. Ancak bizler bu evleri, tam olarak ödeyerek aldık. Adalet istiyoruz.”
Site sakinleri: “Bülent Yüksekbaş zamanında müteahhitle anlaşırken, ‘bu arazide istediğini yap ama altı evi bana ver’ dedi. Evler neredeyse bitmek üzereyken, batan müteahhit borcunu ödeyemeyince ülkeyi terk etti, Yüksekbaş da dava açarak, kazandı ve sitenin sahibi oldu”