Burcu: Üzülerek söylüyorum ki…
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım konusunda Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in tavrından vazgeçmediğini tespit etmiş bulunduklarını söyledi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorunu için görevlendirdiği geçici özel danışmanı Jane Holl Lute’un görüşmesinin ardından açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım konusunda Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in tavrından vazgeçmediğini tespit etmiş bulunduklarını söyledi.
Barış Burcu, geçmiş mutabakata saygı gösterilmediğini belirterek, “Lute’un görev tanımını tamamlayabileceği olanaklar mümkün görülmüyor. Bu, BM Genel Sekreteri Guterres’in önümüzdeki günlerde sunacağı raporuna da yansıyacak” dedi.
Akıncı-Lute görüşmesi sonrasında Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu açıklama yaptı.
Açıklama şöyle: “Müzakerelerin yeniden başlayabilmesi ve Kıbrıs sorununa bütünlüklü bir çözüm bulunması yönünde ilk günden beri Sayın Cumhurbaşkanımız olması gereken olmazsa olmazların altını çizmektedir. Bunlar geçmiş mutabakatlara saygıdır, 11 Şubat 2014 ortak açıklama belgesine saygıdır ve aynı zamanda Crans Montana’da Sayın Guterres’in 30 Haziran’da sunduğu çerçevenin sulandırılmadan aynen kabulüdür. Her konuşmasında, her temasında sayın cumhurbaşkanımız bunların öneminin altını çizmiştir ve Sayın Anastasiades’e de bu yöndeki mesajlarını iletmiştir. En son olarak dün Lefke’de Sayın Cumhurbaşkanımız tekrar altını çizerek bu hususları bir mesaj olarak Sayın Anastasiades’e iletmiştir. Maalesef bugün Sayın Lute ile yaptığımız görüşmelerde, üzülerek söylüyorum, tespit etmiş bulunmaktayız ki, siyasi eşitlik ve kararlara etkin katılım konusunda Sayın Anastasiades olumsuz tavrından vazgeçmemiştir henüz. Bu şu demektir, geçmiş mutabakatlara saygı gösterilmemektedir,30 Haziran’da Guterres’in sunduğu çerçeveyi aynen kabule hazır değildir, bunu da bugün tespit etmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla bu aşamada üzülerek söylüyorum ki Sayın Lute’nin görev tanımını tamamlayabileceği olanaklar mümkün görünmemektedir. Sanırım bu durum 15 Nisan’da sayın Genel Sekreter’in Güvenlik Konseyi’ne sunacağı rapora da bu şekilde yansıtılacaktır”.
"Sayın Lute’un bugün Anastasiades ile yaptığı görüşmeden sonra Rum müzakereci Mavroyannis’in yaptığı açıklamalardan kaynaklanan Rum basınında yer alan bir takım yorumlar vardır. Özellikle Rum tarafının dönüşümlü başkanlık yerine dönüşümlü başbakanlığı önerdiği ve bunun yerine de kalıcı daimi bir Rum başkanın devletin başında durması gerektiği ve sembolik durması yönünde bir takım sanki yeni fikirler varmış gibi bir algı yaratılmaya çalışılmaktadır. Bilmenizi isterim ki bu doğru değildir. Müzakereler 15 Mayıs 2015’te başladı ve bundan 15 gün sonra, 2 hafta sonra Rum tarafı bu öneriyi zaten tartışmaya getirmişti masaya. Bu tartışıldı, reddedildi, sonradan kendileri de ikna oldular ki bu şekilde br önerinin arkasında durmadılar, başkanlık sisteminde ve dönüşümlü başkanlıkta uzlaşılar üretildi. Şimdi bu hiç görüşülmemiş, sanki yeni bir konuymuş gibi bunu tekrardan gündeme getirip yanii eski pilavı ısıtıp ısıtıp sunmak doğru bir yaklaşım değildir. Doğru bir yaklaşım eski uzlaşılara sahip çıkmaktır. Siyasal eşitliğimiz, dönüşümlü başkanlık, siyasal bakımdan eşitliğimizi kanıtlamak üzere sayısal olarak eşit olmadığımız federal organlarda en az bşr olumlu oy ilkesi, bütün bunlar uzlaşılmış hususlardır ve bu uzlaşılardan sapmamak gerekir."
"Bakanlar Kurulu'nun kompozisyonu da uzlaşılmış bir husustur. Biliyorsunuz orada 7'ye 4 temsiliyet olacaktır. 7 Rum 4 Türk bakan olacaktır. Fakat herhangi bir kararın alınabilmesi için en az bir türk bakanın oyuna ihtiyaç vardır ve bu bu şekilde uzlaşılmıştı, bir bu uzlaşılara sahip çıkılmasını istiyoruz. Biz bundan öteye ilerlemek istiyoruz mevcut durumdan gerilemek değil. Ama maalesef yeni birşeyler sunuluyormuş gibi bırakın bundan öteye ilerlemeyi, mevcut durumu sarsıcı durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. Bu doğru birşey değildir. Şimdi bizim Kıbrıs Türk tarafı olarak ve Sayın Cumhurbaşkanımızın konumu olarak durumumuz çok net va açıkttır. Biz daha altını çizmek isterim, eğer ilerlemek istiyorsak mevcut durumdan öteye düşünmeliyiz, ilişkilere bu felsefe ile bakmalıyız. Bunun için üç şey şarttır, üç şey olmazsa olmazdır. Bir geçmiş mutabakatlara saygı, iki 11 Şubat 2014 ortak açıklama belgesindeki ilkelere saygı ve üç Crans Montana’da BM Genel Sekreteri Sayın Antonio Guterresin sundugu 30 Haziran çerçevesini sulandırmadan aynen kabul etmek. Biz bu durumdayız ve bundan öteye yüürümeye hazırız. Yeter ki bu durumdan sapılmasın."