Geçen gün yazdık ya hani eşimin arabanın koçanı kayıp diye...
Koçanın fotokopisi ile muayene kabul edilmemişti...

-*-*-

Ve bizi polise yönlendirmişlerdi...
Pazartesi inşallah Polis’e gidip gerekli damga pulu ile kayıp belgemizi almaya çalışacağız...
Sonra da kayıp belgesi ile araç kayıttan yeni koçanımızı talep edeceğiz!

-*-*-

Neyse; aynı koçan ve ehliyetinizle, Metehan’daki Rum Polis noktasının dibinden Kıbrıs Cumhuriyeti için seyrüseferinizi alıyorsunuz!
Ve hemen oracıktan aylığı 25 euroya sigortanızı da alabiliyorsunuz!

-*-*-

Perşembe günü Londra’dan kızım gelecekti...
Güney’e geçtik...
Sigorta bitti, biliyorum...

-*-*-

Oradaki üç sigorta şirketinden birinin penceresine yaklaştım, “seyrüseferin tarihi altı gün geçti...” dedi kadın!

-*-*-

Yenisini çıkarmak lazım!
Mecburen geri döndük, Allah’tan benim arabanın koçan sorunu yok...
Taka tuka da olsa geçip havaalanına gitmeyi başardık!

-*-*-

KKTC’den Pazartesi günü polis belgemizi sonra araç kayıttan yeni koçanı alıp, rahat edeceğiz!

-*-*-

Haaa bu arada KKTC’nin araç koçanına, Kıbrıs Cumhuriyeti kendi seyrüseferini veriyor...
Ve KKTC’nin ehliyeti ile aracınızı kullanabiliyorsunuz!
“Müzakere edilmiş ciddi bir kolaylık” diyebiliriz!

-*-*-

Yani oturup konuşsak, araç koçanında yakaladığımız kardeşliği, bir çok konuda kesinlikle yakalayabiliriz!

-*-*-

Demek ki neymiş Ersin Tatar bey!
Londra’da don alma maksatlı özel gezileri ve Ankara’dan talimatla çözümsüzcülük oynamayı bırakıp, koçan kardeşliğini, başka sıkıntılarda da yaratmak lazımmış!

-*-*-

Fazla bir şey yazmayalım da başdanışmanı kızdı!
Korktum!

Isgarta Judas!

UBP’de işler karıştı mı?
Ünalcı görünüp Hasancı olan var mı?
Veya tersi?

-*-*-

Maşallah UBP Judas dolu!
Judas da kim?

-*-*-

Judas Iscariot, Hz. İsa’nın 12 havarisinden biridir...
Ve ünlü son yemeğe katılmıştır...

-*-*-

30 gümüş para karşılığında İsa’yı satan kişidir!

-*-*-

Ne yapmıştır?
İsa’yı öldürmeye gelenlere, O’nu öperek, “işte İsa budur” mesajını vermiştir!

-*-*-

Öpen öpene!
Sarılan sarılana!

-*-*-

Kurultaya bir hafta kaldı; maşallah peygamber seçimi gibi yarış...
Ve ortalık da Judas dolu!

-*-*-

Bu arada Yudas ya da Yehuda diye Türkçe adını söylediğimiz Judas’ın soyadı da Iscariot!

-*-*-

Iscariot kelimesi, “hain, satılmış” anlamında da kullanılıyor...
Bizim meşhur “ısgarta” kelimesinin de oralardan kopup geldiği inancındayım!
Hatta eminim!

Çökecekler, eşit egemenciler!

Diyalog gazetesi dün manşet haberinde, “sektöre ağır darbe” başlığını kullandı...
Ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tutuklamalarını bu darbenin sebebi olarak gösterdi.

-*-*-

Doğrudur!
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tutuklamalarını insani bulmak akla uygun olmayabilir...
Düşmanlık da içerebilir...

-*-*-

Ama Kıbrıs Cumhuriyeti’ni suçlarken; neden bu tavra büründüklerini de iyice belirtmek lazım!

-*-*-

Kıbrıs Cumhuriyeti’ni bu ahlaksız tavra yönelten; daha ahlaksız bir şekilde ortaya atılan, Türk tarafının yeni Ersin Tatar’in göreve getirilmesi sonrası savunmaya başladığı egemen eşit devletçi, ayrılıkçı siyasettir.

-*-*-

Bundan da kötü olan, örneğin Simon Aykut adlı yatırımcının şu anda Rum hapishanesinde ölümüne sebep olabilecek ihbarı yapanlar da aynı kafalardır!

-*-*-

Ve şimdi yine bu aynı kafalar, mahvolmamak için çırpınmaya başlayan emlak sektörüne çökmek için salya akıtmaktadır!
Ne acı!

Call of Duty’ye de savaş açalım!

Call of Duty!
Bir oyun!
Play Station ve benzerleri üzerinden oynanıyor...

-*-*-

Bugün Kıbrıs gazetesi dün bu oyunla ilgili muhteşem bir habere imza attı...

-*-*-

Oyunun en son versiyonunda, bazı “tehlikeli” ya da “yasadışı” insanları vurup öldürüyorsunuz...
Ve üzerlerinden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Pasaportu çıkıyor!

-*-*-

Netflix’teki Famagusta dizisine gösterdiğimiz tepkiyi şimdi buna da gösterelim!
Ak Parti’den Ersin Tatar ve Zorlu Töre’ye herkes açıklamasını yapsın!
Çocuklarımız ve büyüklerimiz bu oyunu oynamasın!

-*-*-

Ama bu Dünya’da insanlar üzerinde nasıl bir intiba bıraktıysak; oyunda bile kaçaklar KKTC’de! 

-*-*-

Veya dilerseniz bu konuya bir de “öteki yandan” bakalım!
Call of Duty gibi çok önemli bir marka oyun; KKTC’yi tanıyor!
E bunun sıkıntısını da Rumlar düşünsün!

Agios Theodoros... Bu köyde 1974 öncesinde Kıbrıslı Türkler de yaşardı... Ve adına Aytotoro demişler, sonrasında Boğaziçi diye değiştirmişlerdi... Larnaka Kazası köylerinden... Kofinou ya da Köfünye veya teşkilatçı adıyla Geçitkale’ye 3, deniz sahiline 6 kilometre uzaklıkta, çok güzel bir köy... 2011’de nüfusu 650 civarındaymış... Dün gittim... Böyle bir güzellik olamaz... Köyden denize kadar nefis bir vadi... Seralar, bostanlar, börülceler, fasulyeler... Deniz sahilinde plaj, restoranlar... Bu köyden kaçan Kıbrıslı Türkler şu anda Ayios Seorgios – Aysergi ya da Yeni Boğaziçi’nde yaşıyor... Hangisi daha değerli? Eminim bu soruya Aytotoroluların yanıtı net ve kesindir!