Uzun zamandır, “Çözüm” ve “Barış” sözcüklerinin yerini “Bütünlüklü Çözüm” aldı..
Kıbrıs sorununa biraz açılım getirmesini savunmaya kalkanlara verilen cevap, “her sorunun çözümü bütünlüklü çözüm ile gelecek” deniyor.
Godot’yu beklemek öneriliyor.
Halbuki bizim toplumun ve iki toplum arasındaki ilişkinin rahatlaştırılması, yaşamın emrettiği bir realitedir.
Kıbrıs’taki çözümü kolaylaştıracak “Güven yaratıcı önlemler” dediğimiz kolaylaştırıcı adımlar atılması yönetim tarafından unutulmuşa benziyor.

2003 yılı ve birkaç yıl sonrası yapılan “parça çözümler” uzun zamandır dile getirilmiyor. Özellikle Lefkoşa’daki iki geçiş noktasındaki sıkıntılar ve uzun kuyruklar bile yöneticileri rahatsız etmiyor.
AB’ye giriş dönemde yapılan “parça çözüm”lerin arkası gelmedi. Bunun nedeni özellikle bizim tarafın AB’nin işlerimize karışmasının istenmemesindendir. Onlar  çekilince ilerleme kaydedilmedi.

Yeni yapılan “Eurobarometre” sonuçları da, Kıbrıslıtürkler’in çözüm umutlarının kaybolduğunu ve yaşadıkları iç sorunlara yöneldiğini gösteriyor.
AB ve BM’ye yüksek güven duyulmasına rağmen Kıbrıs sorununun önceliği ve problem olarak görülmesi diğer sorunların çok altına yerleşti. Halkımızın %13’ü bu konuyu sorun saymaktadır.

Bu araştırmalar olmasa da bizi yönetenler toplumun eğilimini anlamalıdırlar. Radyo ve TV lerde, gazetelerde neler yazılıyor ve söyleniyor duyulmuyor mu?
Cumhurbaşkanı adaylarının çoğu bu sinyalleri almıştır ki, daha fazla iç sorunlara yönelmişlerdir. Bu eğilim doğru bir yöntemdir. Halkın seçtiği cumhurbaşkanı “sırça köşkte” oturup sorunlardan uzak durmamalıdır. Zaten sadece Kıbrıs sorunu ve çözümü sonuç getirmeyen, duraksamalı bir hal almıştır.

Toplum, bütünlüklü çözümden ümidini kesmiştir ama parça çözümlere sıcak bakmaktadır. Özellikle kapalı Maraş’ın açılması istenmektedir.
Toplumun bu eğilimini farkeden bazı cumhurbaşkanı adayları Maraş konusunu bir parça çözüm olarak vurguluyorlar ve taraftar topluyorlar.

Adayların Maraş konusuna ilave olarak, daha fazla geçiş noktaları açılmasını-başta Aplıç kapısı- Lefkoşa’nın askersizleştirilmesini, iki tarafta roaming olmadan cep telefonu görüşmelerinin başlaması, KTFF’nin KOP’a üyeliğinin desteklenmesi, okullarda ve Rumlar ile temasta olan kamu görevlilerine “Rumca” öğretilmesi gibi adım adım çözümler önermeleri gerekiyor.

Parça parça çözümlere bizim daha çok ihtiyacımız vardır.
Bu nedenle bunu başarabilecek liderler gerekiyor.

Gerek iç sorunlarda gerekse Kıbrıs çözümü konusunda ve GYÖ konusunda her kim ki halkın beklentilerini iyi yorumlar ve çözüm önerileri sunarsa ilgi ve destek kazanacaktır.

İnsanlar yenilik, değişiklik ve açılım bekliyor. 50 yıldır söylenenlerden bıkıp usandı.
Siyaset yapanların soyal yapıyı iyi analiz etmesi hem kendileri hem de halk için yararlı olacaktır.