Büyük Av… Bir doğru, bir yanlış!
Merkezi Av Komisyonu dün açıkladı, meşhur 'Büyük Av' 2 Kasım’da başlayacak.
Adı gibi heybetli geçer mi dersiniz?
Göreceğiz...
İlk bakışta, bir doğru bir de yanlış karar var...
Av Komisyonu Başkanı Hasan Alicik, 2014 Büyük Av Sezonu’nda Yeşilırmak’tan Beyarmudu’na kadar yer alan ava kapalı bölgelerin genişletilerek av haritasına dahil edileceğini de ekledi açıklamasına…
Burası ilginç!
Nereleri buralar?
Sözü edilen yerler sınırlardaki askeri bölgeler…
Asker, az biraz çekilmiş, “Gelin avlayın” demiş…
Avcılar için ilk bakışta “hoş” görünen bir karar.
Peki gerçekten öyle mi?
Doğru mu?
Bence değil!..
Sınır bölgelerini ava açmak bu alanlarda yaşayan kuş türlerini ara bölgeye, hatta güneye kaçıracak!
Bunu ben söylemiyorum.
Önceki gün sohbet ettiğim eski bir Avcılık Federasyonu yöneticisi söylüyor.
Yani eski, deneyimli bir avcı…
Sözünü ettiğim deneyimli avcı diyor ki “Uzun yıllardır ava kapalı olan bu bölgelerde bulunan hayvanlar avın ilk günü avcıların bölgeye gelmesiyle güneye kaçacaklar. Bu arazilerde üreyen, çoğalan bu hayvanlar artık geri gelmeyecek. Siz seneye bu bölgeleri ava kapatsanız bile orada kuş kalmayacak, yani üreme alanı olan sınırlardaki hayvanlar yerlerini terk etmiş olacak. Buna en çok güneydeki avcılar sevinecek”
Peki ne yapmalı?
Av hayvanlarının ürediği bu bölgelere girmek mantıklı mı?
Konuya “av” açısından yaklaşıyorsak “evet buralarda bol av olabilir”.
Ancak sürdürülebilir çevre ve sürdürülebilir avcılık açısından konuya eğilirsek, ellenmemiş bakir bölgelere yenilerini eklemek en mantıklısı gibi duruyor, eskilerini koruyarak!
Komisyonun bu kararını YANLIŞ buluyorum.
Devam edelim…
Bu arada Merkezi Av Komisyonu 'av haritası'nı da açıkladı önceki gün…
Harita incelendiğinde bu yıl 'ava kapatılan bölgelerin' fazlalığı dikkat çekiyor.
Hakkını vermek lazım, ülke genelinde hatırı sayılır bölge ava kapatılmış.
Bu iyi bir gelişme, DOĞRU karar…
Zira bu, bölgelerdeki üreme potansiyeline 'olumlu' yansıyacak.
Ama kapalı alanlar bir yıl değil, çok daha uzun süre ava kapalı kalmalı, sürekli olmalı.
Doğanın kendini yenilemesi, çoğalması için bir yıl yeterli değildir.
Bu açından bakıldığında kapatılan bölgelerin en az üç yıl kapalı kalması elzem…
Ve kapalı bölgelerin dönüşümlü olarak ülke geneline yayılması, bu uygulamanın çoğaltılması gerekiyor.
Bu güzel kararı destekleyecek bir olgu daha var.
Denetim!
Hani bizim ülke için biraz uzak bir kavram, ama alışmamız gerekiyor (!)
Ava kapatılan bölgeler ciddi anlamda denetlenmeli, polis sağlıklı devriyeler ile bu alanları taramalı.
Eğer bu projenin 'denetim' ayağı eksik kalırsa hiçbir anlamı olmayacak.
Burada polise büyük görevler düşüyor.
Büyük Av, adı gibi heybetli geçer mi diye sormuştum yazının başında.
Doğanın can çekiştiği, yaban hayatın varlığını idame ettirmekte zorlandığı günümüzde sürdürülebilir çevre adına atılacak her adımı destekliyorum.
Bölge bölge ava kapatılan alanların çoğaltılmasını desteklenmesi gereken bir karar…
Ancak bakir alanları ava açmak yanlış!
Özetlemek gerekirse salt “av” üzerine kurulu düzenin sürdürülemez olduğu aşikar. Esas gailemiz, çevrenin en az tahribatla atlatacağı dönemleri, düzenlemeleri yaratmak olmalı.
Kendi penceremden baktığımda av sezonuna bir yanlış, bir de doğru kararla giriyoruz.
Dileğim, doğru kararların artırılması, sürdürülebilir çevre adına politikaların kurumsallaşmasıdır.
Gerisi 'yok etme' kültüründen başka işe yaramaz.