“Büyüklük ve güç” ne ile ölçülür?
Bu sorunun yanıtını uluslararası ilişkiler ya da ekonomi hocalarından samimiyetle bekliyorum.
Tam da hangi uzmanlık alanına girer, bilemiyorum.
Ne “büyüklük” kavramını seviyorum çünkü ne de “güç.”
Çok fazla baskıcı geliyor bana...
Çok fazla itici…
Fazlaca kabadayı!

* * *

Son dönemlerde yeni bir söylem var.
Yeni Cumhurbaşkanı’na sıklıkla söyletiyorlar: “Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi olan Türkiye...”
Hani, bir zamanlar Amerika Birleşik Devletleri için “süper güç” derlerdi!
“Büyük Birader” ne isterse dünyada hayat öyle ilerlerdi.
Şimdi bu tanım, Kıbrıslı Türklerin iradesini hiçleştiren bir tonda tekrarlanıyor:
“Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi böyle istiyor.”

* * *

Büyüklük ve güç nedir?
Neyle ölçülür?
Demokrasi mi yoksa kişi başına düşen gelir mi? Okur - yazar oranı mı, tüfek ya da asker sayısı mı? Bir ülkenin iç ya da dış borçları mı yoksa insanların yaşam süresi mi? Özgürlük yoksa mutluluk endeksindeki yeri mi? İnsan hakları mahkemesindeki dava sayısı ya da hapishanedeki yazar sayısı mı? Buluş mu, icat mı, sanat eseri mi, bilim mi?
Çok merak ediyorum gerçekten, nasıl ölçülür büyüklük ya da güç acaba?

* * *

Bu tanım geçenlerde, bir kez daha, Cumhurbaşkanı’nın “ilk” dediği “Egemen eşitliğe dayalı yan yana yaşayan iki devlete dayalı çözüm modeli” söylemiyle birlikte kullanıldı.
“Bölgenin en büyük ve en güçlü ülkesi de böyle istiyor.”
İyi de ne istiyor?
“Çözüm modeli” ise eğer...
O durumda “konfederasyon” olmalı...
Yan yana, ayrı ayrıysa, ortaklık yoksa...
“Tanınma” istenmeli değil mi?
Niye istenmiyor?
Peki “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğü” ne oluyor?
Ne diyor “garantör?”
“Fetih” mi?
“İlhak” mı?
Bu model bizi neresinden dünyaya bağlıyor?

* * *

Büyük ve güçlü bir saçmalık!
Bu açıdan tam da bir ilk...
Tam bir kabadayılık!

* (Rektörlerden muhtarlara toplu açıklamalar görürseniz yakında, ‘iki egemen, eşit, ayrı' diye, anlarsanız, güç neymiş, büyüklük nerede...)