Büyükelçi: “Evet görüştük, konu düşündüğünüz değildi”
“KKTC” dediğimiz içine Türkiye kaçmış yapının, inatla ve ısrarla “devlet taklidi” yaptığını hep söyledim.
Herkesçe bilinir, “taklitler asıllarını yaşatır.”
“Temsili demokrasi” dediğimiz de buralarda sıkıcı bir “temsil”dir.
* * *
Yeni hükümet açıklanmadan ve protokol imzalanmadan bir gece önce Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği ziyaret edilmiş.
Gazeteci Başaran Düzgün’ün köşesinde okudum ve ne yalan söyleyeyim, kuşkuyla yaklaştım.
“Spekülasyon” dedim.
Çünkü...
Ada yarısının neredeyse tamamı, bu yeni hükümetin “Türkiye projesi” olduğunu konuşurken...
Ersin Tatar, böylesi bir ortamda elçiliğe gitmez, kaldırımından dahi yürümez, diye düşündüm.
Pek bir safmışım.
Başbakan Tatar’a arkadaşlarım sordu, o da geçiştirdi.
“Etrafa bakarım bir böyle, sağıma soluma… Bakmak lazım değil mi sağına, soluna, arkana önüne…”
Bunu söyledi.
Ne demekse!
* * *
Büyükelçi’ye sordum.
Bir görüşme olduğunu teyit etti.
“Bunu yazabilir miyim” dedim.
Şu yanıtı verdi:
“Evet görüştük, konu düşündüğünüz değildi. Bunu yazabilirsiniz.”
* * *
Belki de konu düşündüğümüz değildi.
Bir gün sonra “yeni Bakanlar Kurulu” açıklanacak, yeni bir hükümet protokolüne imza atılacak ve tüm bunların, hiç konuşulmamış olma ihtimali olabilir mi?
Başbakan belki “mali protokolü” sormuştu, hani Aziz Nesin ustanın o meşhur taşlaması gibi “ne olacak halimiz” diyerek...
* * *
Düşündüğümüz gibi olmayabilir.
Belki ‘düşündüğümüzün’ dahi ötesidir, belki bambaşka...
Yine de...
Böylesi bir süreçte, yeni hükümetin yolu elçilikten geçmemeliydi.
* * *
Şimdi “etrafımıza” bakmalıyız.
Sağımıza ... Solumuza...
Önümüze... Ardımıza...
Kendimize şunu sormalıyız:
“Nereye gitmek istiyoruz?”