“Büyüyünce ne olacaksınız?”
“Bu çorabı Kıbrıslı Türklerin başına ören sizin basiretsiz, beceriksiz, çapsız yönetiminizdir.”
O çorap koktu iyice!
Kimin umurunda…
Ne söylenirse söylensin, “hükümet” koltuklarından “yarabbi şükür” diyen gözlerle bakıyorlar…
***
Başımıza örülen çorap şu:
“Saldırgan halk…”
“İhlalci halk…”
“Suç işleyen halk…”
***
Ağustos sıcağında Meclis’teyiz.
Olağanüstü toplantıda “Yüce Meclis” tam da “yüce hamam!”
Meclis salonunda klimalar arızalı sanırım, çalışmıyor.
“Hükümet”ten kimi vekillerle konuşuyorum.
“Vurgun büyük” diyorlar, “bu iş yürümez…”
“Hükümet” vekilleri diyor, yanlış duymadınız…
Diyorlar ama fısıltıyla…
En fazla onlar şikayetçi…
Bunu diyenlerin, farklı dönemlerde, her Bakanlar Kurulu kararı altında imzası var, o ayrı…
***
“Başbakan” anons ile kürsüye çıkan “abi” de şikayetçi…
“Yabancılar toprağımızı alıyor” diyor.
“Bizim toprak” tanımı da ayrı bir ironi…
Satılan malların Rum toprağı olduğunu bilmeyen yok sanırım.
“Topraksız kalıyoruz” isyanı var ya…
Kıbrıs’ta bir uzlaşı olmadıkça, toprağımız yalan aslında…
Neyse…
Bu daha derin bir mesele…
***
Sabah kahvesinde bir avukat arkadaş şunu demişti:
“İnsanlar artık sorunların çözüleceğine inancını yitirdi.”
Böyle olunca da sorunlarla birlikte yaşamaya uyumlaşıyor, çözümlerin değil sorunların ortağı oluyorlar.
***
“Fitil fitil burnunuzdan getireceğiz” diyor Tufan hoca, ancak, asıl şu sözleri kulağımdan gitmiyor:
“10-11 yaşındaki çocuklara, büyüyünce ne olacaksınız diye sorulunca, büyüyünce göç edeceğiz diyorlar…”
Ağustos sıcağında “Yüce Meclis” tam da “yüce hamam!”
Meclis salonunda klimalar da arızalı sanırım, çalışmıyor.
Vekiller “yelpaze” yapıyor, ellerinde belgeler!
2051’e kadar ikram!
Tam 1.7 milyar TL ödeyeceğiz, T&T’ye!
Hepimizin hayatından çıkacak bunun bedeli…
İşin aslı hepimizin hayatından çalınacak…
59 Milyon Euro!
Bu para niçin ödenecek henüz kimse de anlamadı.
Yol yok ama 59 Milyon Euro.
Okul yok ama 59 Milyon Euro.
Elektrik yok ama 59 Milyon Euro.
Burs yok ama 59 Milyon Euro.
Özel sektör çalışanına, işsize, yoksula destek yok ama 59 Milyon Euro.
İlaç yok ilaç!
T&T’ye 1.7 milyar TL…
İlaca ayrılan bütçe de 338 milyon TL.
***
Meclis’te hesap soruluyor, “25 senelik Ercan sözleşmesini, 39 seneye uzatmak için nasıl imza atarsınız?”
Bu ülkenin elde edeceği 10 seneden fazla geliri de hibe ediyorlar…
Sonra da avuç açıyor, dileniyoruz.
***
“Yap-İşlet-Devret” 2051’e kadar uzatılmak isteniyor.
Bu halkın alın teri “uçuyor” Ercan’da!
***
Ercan için öyle bir sözleşme imzalıyorlar ki, insan dinlendikçe çıldırıyor. Hem paramız gidiyor, hem itibarımız… Ercan Havaalanı’nda bir anlaşmazlık olursa eğer mahkemelerimizi devre dışı bırakılıyorlar.
“Hakem Heyeti” yazılıyor sözleşmeye…
Kim olacak hakem?
TC Devlet Hava Yolları İşletmesi…
Yargımızı da güvenmiyorlar…
Bir limanı değil sadece gözlerini kırpmadan varlığımızı da ikram ediyorlar.
Eşit egemen dozer!
“Haklıydık da ne kazandık” diyor “Dış” Bakan Tahsin Ertuğruloğlu, Pile’ye yönelik eleştirileri yanıtlarken…
Dehşet sözler!
Şiddetti onaylıyor, kaba gücü normalleştiriyor adeta…
“Kimse talimat vermedi” diyor Tahsin bey!
“Bu halkın itibarını bir şiro şoförünün boynuna astınız” suçlamaları karşısında öfkeleniyor.
Halbuki bu “yöntem”le övünen kendisi!
***
Haklıyken kazanamıyorsak…
Kazanalım da haksız olalım…
Mantık bu!
Şimdi dünyanın lanetlisi olduk ya…
Böyle mi kazandık?
Tahsin beye göre Pile’deki yol yapılacak ve bu kavganın sonunda yolu kazandık.
Söz konusu yol “denetimli” olacak.
Bu sonucu “tatlılıkla” değil bu “yöntemle” aldık…
Eşit egemen dozer devri de başladı böylece (!)