Ersin Kaşif

“Gezmek! dünyanın birçok yerinde yaşanılanları, yaşayanlarla birlikte yaşamak ve hissetmek. Hergün yapmaya alıştığınız, olmazsa olmaz dediğiniz, kızdığınız ve ağzınızdan dilinizin ucuna kadar getirip erittiğiniz küfürleri, kendinize sakladığınız bir yaşamdan kaçarak. Kendi saatinizi başka bir zamana ayarlayarak, sanki ışınlanıyormuşçasına bir başka zamana kaçarcasına. Tozunuzu toprağınızı, kelleşmiş yükseltilerinizi terkederek, küçük bir zaman dahilinde de olsa, bu toz ve toprağı hiç solumamışçasına unutarak. Bir palyaçonun güleryüzünün edasıyla ve adeta terkederek gittiğiniz bu topraklara, yine aynı palyaçonun üzgün suratıyla geri dönersiniz. Kısa bir hayaldir aslında yaşamınızdaki. Tüm o silmek istedikleriniz, geriye döner ve sizi bulur yine. Toz ve toprağınız, silkinince savrulur paçanızdan. Kelleşmiş yükseltileriniz hep karşınızdadır. Alışkanlıklarınız yaşamınızın bir parçasıdır yine. Küfürler geçer yine aklınızın her yerinden. Ve başka bir zamana ayarladığınız saatiniz, eski zamana ayarlanmıştır akrep ve yelkovan tarafından.” 

AVRUPA’NIN SAKİN KIZI

Bu hafta farklı bir girişle başlıyorum söze. Bir müzik festivali için değerli dostlarla gittiğimiz bir seyahatteki, sohbetlerin bir derlemesi açtı konuyu. Diğer sayılarda konusu geçecek müzik festivali biraz bekleye dursun, güzel bir memleket ve güzel bir şehir alsın önceliği. Yemyeşil bir ülke, Polonya. Kuzey Avrupa’nın sakin kızı sanki. Ve bu güzel ülkenin yine aynı güzellikteki bir parçası, Bydgoszcz. Geçmişi 13.yy’a dayanan  çok eski bir kent. 1939’daki Nazi saldırılarına karşı direnip Grunwald Haç’ı ünvanını alan cesur bir halkın kenti. Tertemiz sokakları, düzenli çevre planı, parkları, tarihi binalarıyla hayran bırakan bir kent. Tiyatro ve konser salonlarıyla, özellikle de orkestramızla performans yapma şansı bulduğumuz Opera Nova sözün bittiği yer. “Man Crossing the River” şehrin adeta simgesi. Su kanalları parkları besliyor. Ve Avrupa ülkelerinin genel özelliklerinden biri olan şehir meydanı bizlere kucak açıyor. Su kanallarında teknelerle gezinti yapabilirsiniz tarih kokan binalar ve yemyeşil ormanlar arasında. Belediye binası çıkar karşınıza tarihe direnen cesur yapısıyla. Çok eski tramvaylarla şehri dolaşabilirsiniz baştan başa. Lükse ihtiyaç yoktur Bydgoszcz’ta. Bu eski tramvaylar yeterlidir basit ve dopdolu yaşamı karşılamak için. Bolca zaman geçirmek için yeterli zamanınız da vardır Bydgoszcz’ta.

HAVA KARARDIKTAN SONRA

Saat 22.30 gibi kararır Bydgoszcz. Kısa bir gece yaşarsınız sabah 4’e doğru güneş göstermeye başlar yüzünü. Sokaklarda dolaşırken hiç de alışık olmadığınız sahneler çıkar karşınıza. Apartmanın birinde çoksesli bir koronun tınılarını duyarsınız bazen. Bir piyano sesi gelebilir mesela Chopen tınılarıyla. Baştan başa duvar resmiyle sanat kokan bir büyük bina çıkabilir karşınıza. Özellikle parklardaki sanat içeriği ve kalitesi yüksek anıt ve heykeller güzelliğe güzellik katar. Sade yaşamlarıyla Bydgoszcz insanı çok güzeldir. Eğer birgün yolunuz Bydgoszcz’a düşerse, bu güzelim 13.yy kentini daha yakından tanıma fırsatı bulacaksınız. Kalın sağlıcakla.