ÇAĞ DIŞI YASAYA KARŞI EYLEM
Eş cinsel ilişkiyi suç sayan çağ dışı yasaya tepkiler büyüyor
“SEVGİ DEĞİL, NEFRET SUÇ SAYILMALI”
• Homofobik medya istemiyoruz! Nefret söylemlerini besleyen medya kurumlarına ve yazarlara karşı önlem alınmasını, gazetecilik etiklerini
Eş cinsel ilişkiyi suç sayan çağ dışı yasaya tepkiler büyüyor
“SEVGİ DEĞİL, NEFRET SUÇ SAYILMALI”
· Homofobik medya istemiyoruz! Nefret söylemlerini besleyen medya kurumlarına ve yazarlara karşı önlem alınmasını, gazetecilik etiklerinin haber yazarken temel alınmasını ve sevginin değil nefretin suç sayılmasını talep ediyoruz!
· Bütün duyarlı kişileri, aktivistleri, insan hakları savunucularını sessiz kalmamaya ve 17 Ekim 2011 Pazartesi, saat 09.00’da mahkemeler karşısında bu yasaya karşı tepkimizi ortaya koymaya çağırıyoruz
YKP-fem, Homofobiye Karşı İnisiyatif Derneği, Feminist Atölye, Toplumsal Cinsiyet ve Azınlıklar Enstitüsü, Post Research Institute, Yeni Kıbrıs Partisi, Aktivist Düşünce Topluluğu, Kıbrıslı Gençlik Platformu, Shortbus Movement ortak imzası ile yayınlanan açıklamada, Kıbrıs’ın kuzeyinde, İngiliz Koloni Dönemi’nden kalma Fasıl 154 Ceza Yasası’nın eş cinsel (hemcins) ilişkileri “doğaya aykırı ilişki” çerçevesinde suç kapsamına sokan 171. maddesinin insan haklarını ihlal etmeye en etkin şekilde devam ettiği belirtildi. Geçtiğimiz aylarda söz konusu yasa bağlamında tutuklanmaların gerçekleşmesi, yasanın hâlâ uygulamada olduğunu acı bir şekilde hatırlattığı ifade edilirken “KKTC” devletinin insan hakları ihlalleri listesine bir yenisinin daha eklendiği, cuma sabahı çeşitli yayım organlarından alınan bilgilere göre Kıbrıs’ın kuzeyinde “doğaya aykırı ilişki” bağlamında üç kişinin daha tutuklandığı vurgulandı. Tutuklanan üç kişiden ikisinin gözaltı sırasında polis şiddetine maruz kaldıkları bilgisine ulaşıldığı ifade edilen açıklamada, söz konusu olayın hiçbir durumda kabul edilemeyeceği, bireylerin en temel insan haklarından birinin daha ihlal edildiği dile getirildi.
“İNSAN SUÇUNA ORTAK OLUNDU”
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Medya kurumları da devlet eliyle yani yasa yoluyla normalleştirilen insanlık suçuna ortak olmaya geçmişteki gibi devam ediyorlar. Tutuklananların isimlerini, mesleklerini, fotoğraflarını deşifre etmekle kalmayan bazı kurumlar, insan haklarının savunuculuğunu yapmak yerine, bu ihlalleri görmezden gelip homofobiyi besleyici yorumlarla gündemi çarpıtıyorlar. Ayrıca kişilerden birinin 17 yaşında olduğu öne çıkarılmaya çalışıp kamuoyunun görüşü şekillendirilmeye çalışılsa da biliyoruz ki ülkemizde kadınların cinsel ilişkiye rıza gösterme yaşı yasal olarak 16 olarak belirlenmiş olsa bile, erkek bireyler için böyle bir yaş sınırlaması yasalarda yer almamaktadır. Bu da bize dolaylı yoldan yürürlükte olan ceza yasasının bireylerin vücut bütünlüğünü değil, toplumun “ahlakını” korumayı hedeflediğini gözler önüne sermektedir. Buradaki odak noktası yaş değil, cinsel ilişkiye rıza olmalıdır. Dolayısıyla bu bahsi geçen kişiler ve ilerde aynı şekilde gelişebilecek olaylarda başka kişiler yargılanacaksa, insan hakları ve rıza çerçevesinde yargılanmalıdır, mağdur olan kişiler olaya müdahil ise onlar da “suçlu” olarak teşhir edilmemelidirler. Homofobik devlet istemiyoruz! Derhal devlet eliyle işlenen bu yasal suçun düzeltilmesi adına Ceza Yasası’nın 171. Maddesi’nin kaldırılmasını, yasalara açık bir şekilde eşitlikçi ve özgürlükçü maddelerin eklenmesini, tutukluların serbest bırakılmasını ve yıllardır nefreti besleyen bu ve benzeri yasaların hayatlarına dokunduğu insanlardan özür dilenmesini talep ediyoruz!”