“Çağlayan Yeni Kapı’daki eski hurdalığın olduğu alana bazı “kayıplar” gömülmüş olabilir…”
OKURLARIMIZ BİLDİKLERİNİ PAYLAŞMAYA DEVAM EDİYOR…
Bir okurumuz bizimle şu bilgileri paylaştı:
“Bu olayı bana rahmetli N. adlı polis arkadaşım anlattıydı. Sizinle de paylaşmak isterim.
1963-64 sonrasında ya Çağlayan Yeni Kapı’dan ya da Baf Kapısı’ndan yanlışlıkla bir karı koca Kıbrıslırum çift Lefkoşa’nın Türk kesimine geçmişler. Kadın hamile imiş… Yollarını kaybedip arabayla doktora diye gelmişler… Kadın sancılanırmış ve herhalde o telaşla yolu şaşırıp geçmişler bizim tarafa… Ve yakalanmışlar… Tam olarak nereden geçmiş olduklarını hatırlamam ama sanırım Yeni Kapı’dan geçtilerdi…
Buraya gelen yetkili bir subay, orada kadını, sonra da kocasını öldürmüş…
Rahmetli N. o gece nöbetçiymiş diye bu olaydan haberi olmuş…
Rahmetli N. bana “Onları alıp Çağlayan Yeni Kapı’daki eski hurdalığın olduğu alana gömdüydük” diye anlattıydı…
Bu alanın araştırılmalı ve buraya gömü yapılıp yapılmadığının ortaya çıkarılması gerekir…”
Bu okurumuza paylaştığı bu bilgiler için çok teşekkür ederiz.
Bu konuda bu yerle ilgili olarak yaptığımız araştırmada burasının ancak 1974 sonrası araba hurdalığı olduğunu öğrendik. 1974 öncesi burası hurdalık değildi. Geçtiğimiz yıllarda araba hurdalığı buradan kaldırıldı ve düzenleme yapılarak bir spor kulübünün antreman sahası olarak hizmete girdi.
Şimdi yapmamız gereken şey, okurumuzun sözünü ettiği Kıbrıslı karı-kocanın gerçekten “kayıp” edilip edilmediğini öğrenmeye çalışmak olacak. Bu da biraz zor bir iş çünkü Kıbrıslırumlar’ın 1963-66 “Kayıplar Listesi” eksik… Bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar bu listeye hiçbir zaman konmamış… Bizim kendi araştırmalarımızda bunu ortaya çıkarmış ve bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar’ın bu listeye eklenmesini sağlamaya çalışmıştık. Yine de 1963-74 arasında Lefkoşa’dan Kıbrıslırum karı-koca bir “kayıp” çiftin olup olmadığını araştırmayı sürdüreceğiz…
Bu alana gömü yapılıp yapılmadığı hakkında yürüttüğümüz araştırmada ise bu bölgeyi bilen bazı Kıbrıslıtürkler, bu alana gömü yapmanın o dönemde biraz riskli olduğunu çünkü bu alanın üst başındaki burcun o dönem Kıbrıslırum askerlerin elinde olduğunu anlattılar.
Bu konuda değerli araştırmacı Tuncer Bağışkan’a da bu burcun adını sorduk… Tuncer Bağışkan bize “Venedik döneminde Flatro Burcu, Osmanlı döneminde Zeytinli Burcu olarak bilinmektedir” yanıtını verdi.
Bu alana gömü yapılıp yapılmadığı hakkında herhangi bir bilgisi olan okurlarımı isimli veya isimsiz olarak beni aramaya davet ediyorum… Telefon numaram 0542 853 8436’dır.
Kayıplar Komitesi’yle temasa geçmek isteyenler de 181 numaralı ihbar hattını arayabilirler, isimli veya isimsiz olarak.
“Boğaz’da şehitliğin üstüne bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar gömülmüştü…”
Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Bu olay 1985 yılında ben askerliğimi Boğaz’da yaparken meydana geldiydi. Bir gün komutanlarımız bize, Boğaz Şehitliği’nin üst başında bir alanı düzenleyip bir alan hazırlamamız için emir verdiydi. O günlerde Karayolları’ndan kepçeli bir şiro da istediydik – komutanın emri üzerine Cuma akşamı şiroyu getirdilerdi ki kendi işleri aksamasın, haftasonu biz bu şiroyu kullanabilelim…
Komutanın söylediği alanı düzleştirmeye çalışırken önce kepçeye giysiler geldiydi ama ben çok fazla bir kuşku duymadıydım… “Belki kaçarken giysi değiştirdi insanlar ve buraya attılar kıyafetlerini” falan diye düşünüyordum ki rahmetli çavuşumuz M. Efendi koşturarak kan ter içinde yanımıza geldi – uzaktan da “Durun! Durun! Durdurun kazmayı!” diye bağırıyordu.
“Buraya bazı Kıbrıslırum askerleri gömdüydük” dedi bize ve “Sakın ellemeyin” dedi. M. Çavuşun anlattığına göre buraya kaçarken yakalanan 30-40 kişilik bir grup Kıbrıslırum asker öldürülerek gömülmüş…
Çavuşumuz M. Efendi, birkaç yıl önce Lefkoşa’da bir trafik kazasında vefat etti… Boğaz Şehitliği üstündeki alanın iyice araştırılması lazımdır…”
Bu konuda bize bilgi veren okurumuza sonsuz teşekkürler.
Bu alanda Kayıplar Komitesi çeşitli kazılar yürütmüşler ancak iki “kayıp”tan geride kalanlara ulaşabilmişlerdi…
Boğaz’da gerek piknik alanı civarına, gerek helikopter pisti olarak kullanılan alana, gerekse Boğaz Şehitliği yanına bazı “kayıplar”ın gömülmüş olduğu yönünde yıllar içerisinde okurlarımızın vermiş olduğu bilgileri bu sayfalarda yayımlamıştık.
Bu konularda herhangi bir bilgisi olan okurlarımı isimli veya isimsiz olarak beni aramaya davet ediyorum… Telefon numaram 0542 853 8436’dır.
Kayıplar Komitesi’yle temasa geçmek isteyenler de 181 numaralı ihbar hattını arayabilirler, isimli veya isimsiz olarak.
Galler Televizyonu’na “kayıplar”ı anlattık…
Galler’den gelen televizyon ekibine geçtiğimiz günlerde “kayıplar”ı anlattık. Dünyanın altı bölünmüş bölgesinde insanların yaşadıkları ve nasıl işbirliği yaptıkları hakkında bir belgesel hazırlayan Galler Televizyonu Güney ve Kuzey Kore’de parçalanmış ailelerin nasıl bir araya getirildiğini, ABD ile Meksika’nın arasına inşa edilen duvarın insanların hayatını nasıl etkilediğini aktaracaklar. Galler’den gelen televizyon ekibi Batı Şeria ile İsrail arasına inşa edilmiş duvara rağmen, aile bireylerini İsrail-Filistin çatışmalarında yitirmiş olan ve barış için bir araya gelen İsrail ve Filistinli ailelerin oluşturduğu ortak örgütün çalışmalarını da filme aldılar.
Berlin’deki duvarın etkileriyle ilgili de çekimler yapacak olan ekip, geçtiğimiz günlerde Kıbrıs’ta da çekim yaptılar. Önümüzdeki ay ekip Kuzey İrlanda’da da çekimler gerçekleştirecek.
YENİDÜZEN’de yıllardır devam eden “kayıplar”la ilgili çalışmalarımızı, POLITIS gazetesinde ve blogumuzda çıkan yazılarımızı, araştırmalarımızı bu film ekibine aktardık. İki toplumlu “kayıp” yakınları ve savaş kurbanları örgütü “Birlikte Başarabiliriz”den Hristina Pavlu Solomi Patça da, “kayıplar” konusunda hissettiklerini, kendi öyküsünün yanısıra başka “kayıplar”ın izinin sürülmesine gönüllü olarak nasıl yardım ettiğini belgesel ekibine anlattı.
“Birlikte Başarabiliriz”den Leyla Kıralp da gerek kendi “kayıp” eşiyle ilgili yaşadıklarını, gerekse “Paylaştığımız Islak ve Beyaz Mendil” başlıklı kitabını Galler televizyonuna anlatarak sorularını yanıtladı.
“Kayıp” yakını Yusuf Çaylar da, “kayıp” babası İsmail İsmail’le ilgili yürüttüğü araştırmalar ve bir “kayıp” yakını olarak neler yaşamış olduğunu aktardı.
Belgeselde Kıbrıslırum bir “kayıp” yakını da yaşadıklarını aktardı.
Ekip, Kayıplar Komitesi’nin çalışmalarını da filme alarak kazı bölgelerinden de çekimler yaptı.
Galler televizyonundan bu ekip “Her bir belgesel film bölümünde orada bulunan duvarın tarihsel kökenlerinin yanısıra, her iki taraftan insanların uzlaşma ve barış için nasıl çalıştıklarını da anlatacağız” dediler.
Altı bölümlük bu belgesel film dizisinin bir bölümü de Kıbrıs’taki Yeşil Hat ve bu Yeşil Hat’ta rağmen, Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’ın çeşitli alanlarda nasıl işbirliği yapmakta olduklarını gösterecek, bu çerçevede “kayıplar” konusu da işlenecek.
Altı bölümlük bu belgesel film dizisi Galler’den S4C televizyonu ile Güney Kore’den Jeonju Televizyonu tarafından ortaklaşa yapılacak ve Cineflix tarafından dünya çapında dağıtılacak.
Galler’in S4C televizyon ekibi daha önce de Soykırım ve Vietnam Savaşı gibi son derece duyarlı konularda belgesel filmler yapmış bulunuyor.