1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Çalışma hayatına 10 yılda 1500 kişi
Çalışma hayatına 10 yılda 1500 kişi

Çalışma hayatına 10 yılda 1500 kişi

Tulga, merkezin esnaftan gelen talepler üzerine küçük bir alanda eğitimlere başladığını ve geride bıraktığı 10 yılda çalışma yaşamına bin 500 kişi kazandırdığını, yerel iş gücüne katkı sağladığını kaydetti.

A+A-

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Koordinatörü Hürrem Tulga, ülkede mesleki eğitimin yaşamsal olduğunu, olayın ekonomik boyutlarının yanısıra, sosyal boyutlarının da bulunduğunu, meslek sahibi olan genç ve yetişkinlerin hayat tutunduğunu söyledi.

Çalışma yaşamının her alanında sertifikalı sisteme geçilmesi gerektiğini vurgulayan Tulga, eğitimli ve sertifikalı olmanın; mesleğin değerini artırması yanında kişinin değeri ve aldığı ücreti de artırdığına işaret eti. Tulga,  “Herkes her işi yaparsa mesleğe saygı kalmaz, o mesleğin değeri ortaya çıkmaz. O yüzden eğitim ve sertifika mesleğe ve insana değer kazandırıyor, artırıyor. Sertifikalı kişi daha iyi ücretler kazanıyor. Ülkede her alanda İnsana, üretime, çalışma yaşamına, eğitime önem vermeliyiz” dedi.

Hürrem Tulga, ülkede iş kazalarının önüne geçilmesi için eğitim, denetim ve sertifikalı yaşamın şart olduğunu belirterek, “Ülkede sistem ve alışkanlıklar artık değiştirilmeli. İnşaatlarda, ehliyetlerde, eğitimde, her alanda” diye konuştu.

k2-122.jpg

KTEZO Koordinatörü Hürrem Tulga, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK), KTEZO Taner Akcan Çıraklık ve Yetişkin Eğitim Merkezi’nin çalışmaları ve geleceğe yönelik projeleri ile ilgili bilgi verdi.

Tulga, merkezin esnaftan gelen talepler üzerine küçük bir alanda eğitimlere başladığını ve geride bıraktığı 10 yılda çalışma yaşamına bin 500 kişi kazandırdığını, yerel iş gücüne katkı sağladığını kaydetti. Tulga, 2010 yılında hizmete başlayan eğitimlerin esnaftan gelen yoğun talepler ile hayat bulduğunu ifade etti. 

Tulga, inşaat patlaması sonrası yerel iş gücünün dışlandığını, bunun üzerine “işin ehline verilmesi” konusunun sorgulandığını ve oda olarak “Çıraklık Yasasını” uygulamak için çalışma başlattıklarını, takibini yaptıklarını, uygulanmayan bir yasayı 2007’de uygulamaya başladıklarını ve sertifika vererek, “yeni bir dönemin başlangıcını yaptıklarını” söyledi.

Yerli iş gücünün böylece korumaya alındığını, yerli iş gücüne destek verildiğini, yerli istihdamının arttığını ifade eden Tulga, bu uygulamalar sonrasında sertifika yoksa iş yeri açılamadığını kaydetti.

Tulga, eğitim merkezinde her yıl çıraklık ve yetişkin olarak ortalama 150 kişinin mezun olduğunu, bunun da 10 yılda yaklaşık bin 500 mezuna denk geldiğini ifade ederek, bu mezunların eğitimlerinden itibaren hem çalıştıklarını hem de okuduklarını dile getirdi.

“MESLEK EĞİTİMİNE ÖNEM VERİLMELİ”

Eğitimlerine devam edenlerin aynı zamanda sözleşmeli iş yerlerinde çalıştıklarını ve paralarını kazandıklarını anlatan Tulga, çıraklık eğitim merkezinin kapasitesinin olmasına rağmen ilginin az olduğunu, ortalama yılda 200 kişiye eğitim verebildiklerini ancak bu sayıyı artırmak için Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ile de çalıştıklarını söyledi.

Tulga, meslek liselerine ilgi gösteren çocukların da üniversiteye gidebildiğini, ancak ülkede bu konuda yanlış bir algı olduğunu, bu yüzden meslek liselerine daha az ilginin gösterildiğini belirtti.

Oysa Avrupa’da ilginin ve eğilimin daha çok meslek liselerine ve eğitimine olduğunu anlatan Tulga, KKTC’de meslek liselerine giden öğrencilerin oranı yüzde 37 iken Avrupa’da yüzde 75 olduğunu söyledi.

Tulga, ülkede meslek eğitimine yönelmenin önemine işaret ederek, bunun yerli iş gücü ve istihdamı için büyük önem taşıdığını kaydetti.  Tulga, mesleki eğitimin birçok açıdan faydası olduğuna, ekonomik ve sosyal boyutları bulunduğuna dikkat çeken Hürrem Tulga, meslek edinen genç ve yetişkinlerin, bir anlamda hayata tutunduğunu kaydetti.

 “DEVLET POLİTİKASI OLUŞTURULMALI”

Mesleki eğitim konusunda bir devlet politikası oluşturulması gerektiğini ifade eden Tulga, üniversitelere girişte kriter konması gerektiğini, mesleğe yönlendirme yaşının 15 olduğunu, ailelerde bu algının yerleştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

Tulga, çıraklık ve yetişkin okulunu açınca kendilerinin de bu konuda tecrübelendiklerini, meslek eğitimi yanında zorunlu eğitimde eksiklikleri olduğunu gördükleri çocuklara okuma, matematik, İngilizce gibi dersleri de verdiklerini kaydetti.

İlk ve orta eğitimde nitelikli eğitimin, meslekte de nitelikli olmak için büyük önem taşıdığını ifade eden Tulga, bakanlığın zorunlu eğitimi yeniden ele alması gerektiğini, çünkü nitelikli ara eleman isteniyorsa zorunlu eğitimin de geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Tulga, eğitim merkezinin güncel gelişmeleri, ihtiyaçları yakından takip ettiğini, talepleri aldığını ve eğitim müfredatını ona göre güncellediğini ifade ederek, bu sayede esnafın taleplerini karşılamaya çalıştıklarını ve yerli istihdamı artırdıklarını kaydetti.

Tulga, KTEZO tarafından oto mekanik, berberlik, kuaförlük ve tesisat gibi bilinen mesleki eğitimlerin yanısıra, güncel alanlardaki ihtiyaçların da dikkate alındığını ve örneğin barista eğitimin zaman zaman verilebildiğini bildirdi.

k1-140.jpg

“HERKES HER İŞİ YAPARSA MESLEKLERE SAYGI KALMAZ”

Tulga, çalışma yaşamında eğitimli ve sertifikalı olmanın mesleğin değerini artırması yanında kişinin değeri ve aldığı ücreti de artırdığına işaret ederek, “Herkes her işi yaparsa mesleğe saygı kalmaz, o mesleğin değeri ortaya çıkmaz. O yüzden eğitim ve sertifika mesleğe ve insana değer kazandırıyor, artırıyor. Sertifikalı kişi daha iyi ücretler de kazanıyor” diye konutu.

Ülkede çok büyük bir kaynak olduğunu, yatırımlar yanında sermayenin de büyük olduğunu ancak mesleklerde sürekliliğin olmadığını ifade eden Tulga, ülkede her alanda katma değerin artırılması ve insana üretime çalışma yaşamına eğitime önem verilmesi gerektiğini kaydetti.

“MESLEĞİ BİLMEYEN ESNAFLIK YAPAMAZ”

Tulga, mesleği bilmeyen insanların esnaflık yapmasının mümkün olmadığını, esnafın işi bilmesi gerektiğini ifade ederek, bir kişinin usta getirerek iş yeri açabildiğini ancak “Yapmadığın iş senin değildir” görüşünden yola çıkarak herkesin özellikle esnafın eğitime önem vermesi ve kendini eğitmesinin önemli olduğunu söyledi. 

“Müşteri işini bilen esnaf ister. Yetişkin ve çıraklık eğitimleri bu açıdan önemli, esnaf kendini geliştirebilir. Çırak olarak çalışanlar eğitimlerini tamamlayıp iş sahibi, esnaf olabiliyor” diyen Tulga, örneğin bir diyetisyenin, güzellik uzmanı olmak istediğini, o yöne eğilim yaptığını, kedilerinin de bu yönde eğitimler verdiklerini ve mesleği olan ancak başka meslek sahibi olmak isteyenlere de eğitim vererek kendilerini geliştirmelerine yardımcı olduklarını anlattı.

Sektörde çalışan ama belge sahibi olmak isteyen kişilere, işini geliştirmek isteyenlere, üniversite mezunlarına ve iş hacmini artırmak isteyen kişilere de eğitimler verdiklerini ifade eden Tulga, merkezde vatandaş olan veya en az 5 yıl adada olduğunu izinleriyle belirtenlere eğitim verdiklerini kaydetti.

Merkeze Avrupa Birliğinden de destek aldıklarını, en çok istihdamın otomotiv alanında olduğunu, çıraklık eğitimlerinin 15-18 yaş, yetişkin eğitimlerinin ise Milli Eğitim Bakanlığının belirlediği seviyelere göre saatlerini tamamlayana kadar verildiğini ifade eden Tulga, eğitimler tamamlanınca bakanlığın açtığı kalfalık sınavına girildiğini ve belgenin alındığını anlattı.

Tulga, üretimde de katma değerin eğitim ve markalaşma ile artabileceğini, bu yüzden merkezde ilk olarak eğitime önem verdiklerini, Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte çalışmalar yaptıklarını, sürekliliğin sağlanması, ekonomiye, istihdama katkı sağlanması için çalıştıklarını ifade ederek, yerel iş gücüne katkının özellikle eğitimlerden sonra arttığını, çünkü eğitim alanların hem çalıştığını hem de eğitimini sürdürdüğünü kaydetti.

Ancak eğitim verilemeyen alanlarda, örneğin inşaat, şoförlük, mobilya, alüminyum gibi sektörlerde büyük bir açık olduğunu, çoğu iş kazasının da bundan dolayı yaşandığını ifade eden Tulga, özellikle inşaatlarda kalıpçı, demirci, şoför olarak başlayanların ülkede hiçbir eğitim sertifika almadan sorgulanmadan işe başladığını anlattı.

“İŞ KAZALARI EĞİTİMSİZLİK VE DENETİM EKSİKLİĞİNDEN”

Tulga, ülkede inşaatta işe başlayacak kişilerin tabi olacağı uluslararası akreditasyonlu bir protokole ihtiyaç duyulduğunu, bunun da hazır olduğunu fakat bir türlü ilgili yerlerle imzalanamadığını ifade ederek, özellikle ülkede şoförlük yapacak kişilerin bu eğitime tabi olacağını kaydetti.

İnşaatlarla ilgili eğitimlerin verilebilmesi için de merkezde her şeyin hazır olduğunu fakat henüz başlanamadığını ifade eden Tulga, iş kazalarının önüne geçilmesi için eğitim, denetim ve sertifikalı yaşamın şart olduğunu vurguladı.

Tulga, “Ülkede sistem ve alışkanlıklar artık değiştirilmeli. İnşaatlarda, ehliyetlerde, eğitimde, her alanda…” diyerek, özellikle çocukların, ihtiyaçlı ailelerin çocuklarının sokaklarda değil bu çatı altında meslek edinebilmeleri için çalışmalar yaptıklarını, merkezde tam gün eğitim yaptıklarını kaydetti.

Ülkedeki çalışma yaşamı ile ilgili olarak “taşıma su ile değirmen dönmez” diyen Tulga, şöyle devam etti:

“İYİ USTA ÜLKESİNİ TERK EDER Mİ?”

“Şöyle düşünün; iyi usta ülkesini terk eder mi? İyi usta kendi ülkesini terk edip, ailesini bırakıp ta buralara neden gelsin. Ülkedeki şartlarımız kendi ülkesinden daha mı iyi, artık bizim ülkemizin şartları da eskisi gibi değil. Bu yüzden artık ülkede kaliteli sertifikalı bir çalışma yaşamına geçmeliyiz. Eğitime önem vermeliyiz. Dünyada ilk önce eğitime önem veriliyor. Çalışma yaşamında da sertifikalı değilseniz iş yapamıyorsunuz. Kalkınma mesleki eğitimden geçer. Dünyaya bakın, gelişmiş ülkelere Almanya’ya, Avrupa’da Kuzey ülkelerine bakın. Hiçbir ekonomik krizden etkilenmiyorlar. Neden? Çünkü sistemleri, süreklilikleri var. Sertifikasız, eğitimsiz çalıştırmıyorlar, eğitim zorunluluğu var. İngiltere ABD ‘gelecek çıraklık eğitimindedir’ sloganıyla eğitimler veriyor. Yönlendirme yapıyor, hizmet içi eğitimlerini aralıksız sürdürüyor.

Çalışma yaşamı, meslek eğitimine önem veriyorlar. Kamu ve özel ayrımları yoktur. Her iki alan da eşit çalışıyor. 8 saat… Terfiler ücret artışları eşit ve eğitimledir. Tatil veya mesailer aynıdır. Çalışma yaşamının devleti özeli olmaz.”

“PROJELERİMİZ…”

Hürrem Tulga, oda olarak AB projelerine de devam ettiklerini, bu çerçevede iş arayan ve eleman arayan üyeleri ile kişileri buluşturmak amacıyla bir yazılım çalışması yaptıklarını anlatarak, bu yazılım tamamlanınca hangi sektörlerde ne kadar talep olduğunu, istihdam fazlalığı ve eksikliklerini daha rahat görebileceklerini ve elde ettikleri verilere göre çalışma yaşamına katkıda bulunmak için kedilerini geliştireceklerini anlattı.

Tulga, Eylül gibi bu sistemin devreye girebilmesi için çalışmaları sürdürdüklerini ifade ederek, örneğin ülke genelinde bir tesisatçı, elektrikçi aranıyorsa, vatandaşların bu siteye girip aradığı meslek grubunu yazarak bölgesindeki en uygun ustalara ulaşabileceğini kaydetti.

Burada odaya kayıtlı ustaların yer alacağını ve kayıtlı üyelerin çalışacağını ifade eden Tulga, böylece esnaf ve vatandaşa katkı sağlanacağını belirtti.

Tulga, merkezde yaşadıkları en büyük sorunlardan birinin eğitime gelen özellikle 15-18 yaş arasındaki çocukların okuma yazma problemleri olduğunu ifade ederek, bu yüzden zorunlu eğitimde yeniden yapılanmaya önem verilmesi gerekliliğine değindi. Mağusa’da da ivedi şekilde bir merkez açmak için çalıştıklarını ifade eden Tulga, zorunlu eğitimde çok eksikliğin olduğunu, bunu yakından gördüklerini kaydetti.   

Merkezde en çok talebin berberlik, kuaförlük, otomotiv, tesisat, elektrik gibi mesleklere olduğunu ancak esnaftan da en çok talebin mobilya, dülger, alüminyum, kaporta elemanlarına olduğunu ifade eden Tulga, bu konuda planlama ve yönlendirmenin önemine işaret etti.

Tulga, ülkede fazlalık olan mesleklere “dur” denmesi, eksik olan mesleklere de yönlendirme yapılması gerektiğini ifade etti.

Haber: Emir Ertorun - Fotoğraf: Erol Uysal

 

 

Bu haber toplam 2960 defa okunmuştur