1. YAZARLAR

  2. Zeki Kayalp

  3. Çalıştay önemsenmeli
Zeki Kayalp

Zeki Kayalp

Çalıştay önemsenmeli

A+A-

Futbol ailesinin yapmış olduğu çalıştay çok önemli ve önemsenmeli. Emek koyan herkesi kutlamak isterim. Futbol pastasının büyümesi için böylesi çalıştayları rutin ve daha donanımlı bir şekilde her yıl en az iki kez gerçekleştirmeli.

Çalıştayda ilgimi çeken bir kaç konu olmuştur. Özellikle maç sonrası sponsor firmalarının pano arkası röpörtajları benim için önemli. Çünkü reklam futbolun en önemli unsurudur. Dünyada bugün futbol büyük bir sektörse, temeli reklama ve sponsorluklara bağlıdır. Bu konuyu yıllar önce önermiştim. O dönemde hiç bir itibar görmemişti. Hatta MTG sahasında ilgili sponsorların panosunu bile kurmuş, bir kaç kez röpertaj gerçekleştirmiştik. Ama gerisi gelmedi. Türkiye ve Avrupa’da maç öncesi ve sonrası yayıncı kuruluşun yapacağı röpörtajlar  kuraldır. Kurala uymayan kişi ve kulübler cezalandırılır.
Bizde ne oluyor? Maç biter bitmez kameraman yola çıkmak ister. Nedeni montajı yetiştirip, FB, GS maçlarını izlesin diye.  Spor yazarları ve teknik direktörler ellerinde birer telefon ilgili kanallara bağlanıp yorum yapıyor. Basın toplantısı düzenlemek istesen, spor ailesi aceleci olur. Özellikle kışta hava kararınca herkes evine gitmek ister. Gazeteler bir taraftan, TV kanalları diğer taraftan baskı yapar. Böylelikle futbolun reklamlamından çok, kişilerin reklamları ön plana çıkar. O zaman da futbol pastası kendi içerisinde “balçık tarlasına” dönüşür.
Bu konuda Futbol Federasyonu’na büyük iş düşmektedir. Hatta kendi içinde profesyonel, reklam ve sponsorluklardan sorumlu ekip kurmalı. Yayın ihalesine çıkıldığında özellikle maç öncesi ve sonrası çekimleri ön koşul koymalı. Bugün TV izleyicisi maç sonu yorumlarına ilgi duymaktadır.
KKTC’de futbolcu asla konuşmaz. Tek konuşan, başkan ve yöneticilerdir. Onlar da çok sivrilirse, ya belediye başkanı ya da milletvekili adayı olurlar. Halbuki, futbol oyunun en önemli parçası futbolcu ve taraftardır. Örneğin ben Uğur’un, Gabira’nın, Sehan’ın maç sonu düşüncelerini öğrenmek isterim. Taraftarlarının yorumlarını izlemek isterim.
İkinci önemli konu KOP’la olan ilşkidir. Yılar öceden atılması gereken adımlar geç de olsa atılmış. Her yazımda ve her platformda KTFF’na destek verilmesi gerekliliğini savunuyorum. Tüm kulüblerin KOP konusunda artık “GAVURCULUKTAN” kurtulması gerekir. Son dönemlerde Kıbrıs Türkü’ne yaşatılmak istenenler ortada. Hiç bir dönemde bu kadar çok itibarsızlaştırılmamıştık.  Bizleri bu ülkeye mahkum edip gazel okuyanlar artık gerçek yüzlerini  göstermiştir. Bu yüzden tüm ülkelerle (Güney Kıbrıs dahil) iyi ilişkiler kurmalıyız. “Ne de olsa Türkiye de aynisini yapıyor”. Futbolda  İkili temaslar (karşılaşmalar) yapıp kendi kabuğumuzdan çıkmalıyız. Bu temaslar Güney Kıbrıs üzerinden olacaksa da olacak. Hiç olmamaktan çok daha iyidir. Milliyetçi politikaların param parça olduğu, yıllarca bizleri ninni söyleyip avutanları elimizin tersiyle bir köşeye yitme zamanı gelmiştir. “Kafa tasçı” düşüncelerin  bu ülkede artık yeri olamaz. Ben bir sonraki dönem Çetinkaya’nın YAK’ın, KK’nın, MTG’nin, Doğan’ın, BÜY’nun, Lefke’nin, Görneç’in, Abohor’un hazırlık maçı olsa bile, yurt dışı temaslarını görmek için can atıyorum. Bu yüzden KTFF’na KOP konusunda tüm kulübler tarafından destek verilmeli. Hem de “adam gibi”.
Üçüncü ve son konu, mali yapılardır. Mali yapı denince akla  para gelir. Paranın olduğu yerde ise denetim kaçınılmazdır. KKTC futbolunda denetim asla olmamıştır. UBP zihniyetinden kalan keyfi idare bu sektörde de damga vurmuş. KTFF’da geçmiş döneme ait açık (Bir milyon TL olduğu söyleniyor) hala daha belirsizliğini korumaktadır. Böylelikle futbola ilgi duyan firmalar bu kirli yapının içerisine asla girmek istemiyor.
Kulüpler ayağı tam bir rezalet. Denetim olmadığı için kulüplerin tümü neredeyse iflas etmiştir. Halbuki, UEFA bile futbol dengelerini koruma adına mali denetimi ön şart koyuyor. Özerk yapıya sahip KTFF doğru oluşturulacak birimlerle, doğru mali kaynak yaratma becerisine sahiptir. Eğer devletten para talep edilecekse, denetim birinci şart olmalı. Özellikle denetim konusunda devlet-federasyon ve kulüpler birliği ortak bir karar alıp bu karara sadık kalmalıdır. Futbola şu kadar ver, oraya bu kadar ver politikasından uzaklaşılmalıdır. Geçmişte yaşananlar bizlere göstermiştir ki, verdikçe kulübler bir o kadar daha ister. Eğer vermezseniz de bir anda siyasi hamleler gerçekleşir ve bakanlık kapılarında nöbetler tutulur.
İşte bu yapı artık kırılmalıdır. “Rol yaparak” bir yerlere varmamız imkansız. Kurtulmak için federasyon dahil tüm kulüblerin doğru dürüst denetleneceği ve kriterleri belli olan disiplinli bir yapının  devlet-KTFF ve kulübler birliği arasında konsensusla çözüme bağlanmalıdır. Aksi, halde futbol asla düzlüğe çıkmaz

Bu yazı toplam 1903 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar