“Çamurdan hamura geçtim, makarna da bir sanat”
Serhat Selışık, Lefkoşa Surlariçi’nde, Serart Artisan Pasta’da, ‘sanatla makarnayı’ buluşturan genç bir girişimci...
Dila BOZKURT
Serhat Selışık Lefkoşa Surlariçi’nde Kumarcılar Hanı önünde bulunan Serart Artisan Pasta restoranını işleten genç bir girişimci...
Sanat eğitimi alan Selışık, 22 boyunca üniversitede çalıştıktan sonra girişimciliğe uzanan hikâyesini paylaşıyor…
“Aslında mutfağa her zaman ilgim vardı…”
Girne’de doğan Selışık, Ankara’da sanat üzerine okuduğunu, daha sonra yaklaşık 22 sene boyunca üniversitede çalıştığını belirtti.
Şimdi ise son 6 yıldır ‘makarna’ teması üzerine kurulmuş restoranını işletiyor. “Aslında mutfağa her zaman bir tür ilgim vardı, yurt dışında seyahat ederken ve daha sonra da beslenme alışkınlıkları üzerine edindiğim bilgilerle, bu ilgime daha çok yöneldim” diyor.
“Bu benim yeni yolculuğum…”
“Makarnaya olan ilgim 2017 yılında aslında hobi olarak başladı. Ben makarnayı da bir sanat dalı olarak görüyorum… Çamurdan hamura bir geçiş yaptım, aslında ikisi birbirine çok benziyor. Ayrıca ben her zaman yeni yolculuklar arıyorum, farklı deneyimler edinmek istiyorum, bu da benim yeni yolculuğum” sözleriyle kendini ifade eden Selışık, sanatsal yanını mutfağa da dökebildiğini anlatıyor.
Taze, vegan ve glütensiz…
Sağlıklı ve yerel ürünler kullanarak ve sadece makarnadan oluşan bir menü ile müşterilerine servis yapan Selışık: “Kıbrıs’ın kuzeyinde taze makarna servis eden ve sadece bunun üzerine odaklanan restoran şu anda tek biziz” diyerek, her gün taze makarna ve soslar hazırladıklarını, aynı zamanda vegan ve glütensiz seçenekler sunduklarını belirtiyor.
“Bizim menümüzü benzersiz kılan nokta ise gelen müşterilerimize kendi makarnalarını ve karışımlarını yaratma şansı da tanıyor olmamız” diyen Selışık, yakında makarna yapımı ile ilgili workshopları insanlarla buluşturmaya hazırlandığını da ekliyor.
“Hem sağlıklı hem de yerel…”
Selışık aynı zamanda makarnaları için kullandıkları malzemelerin tamamen yerel olduğunu da söylüyor:
“Yerli buğday unları kullanıyoruz, yerli üreticilerden peynirler ve sebzeler alıyoruz. Bunu yapma sebebimiz aslında yerel üreticileri de desteklemek ve bir nevi emeklerinin de temsilcisi olmak. Üreticinin de üreticisiyiz aslında. Hem sağlıklı hem de yerel”.
“İnsan bir şeyler üretince asla yok olmaz ve tükenmez…”
Selışık yıllar sonra sistemin dışına çıkarak, girişiminde bulunmanın verdiği enerjiyi ve tatmini de şu sözlerle ifade ediyor:
“İçinde bulunduğumuz sistem kendi kişisel kaynaklarımızı kısıtlıyor. Evet, kendi işinizi yapmak çok zor, çok disiplin gerekiyor ama bence bu tür riskler alınmalı, insan bir şeyler üretince asla yok olmaz ve tükenmez”.