1. YAZARLAR

  2. Tayfun Çağra

  3. Çare/Çaresizlik
Tayfun Çağra

Tayfun Çağra

Çare/Çaresizlik

A+A-

Yeni yıl yaklaşırken bazılarımızın “yeni yılı nasıl kutlayalım, neler alalım?” gibi gaileleri olurken, bazılarımızın da her ay yaşadıkları “bu ayı nasıl çıkaracağız?” gaileleri yıl başlarında daha da büyük hale geliyor.

Yeni yılda kendisine olmasa bile bir anne-baba çocuğuna bir hediye almak, o gece onun güzel bir geceyle yeni yılı karşılaması için elinden geleni yapmak ister. Borç-harç belki yapabilir ama onun için yeni yıl borcuna borç katarak devam edecektir…

Bazıları der ki “yeni yıla nasıl girersen öyle devam eder”… Öyle mi bilmiyorum ama Türkiye’den gelen haberlerde enflasyonun Mayıs ayında tavan yapacağı söyleniyor.

Böyle olunca bizde tabii ki bu ‘tavan’ın yüksekliği erişilemeyecek kadar da yüksek olur. Bu erişilemeyecek ‘tavan’, erişilmesi imkânsız yiyecek-giyeceklere binen zamları beraberinde getiriyor.

Bu yeni yılı iç karartarak karşılamak/karşılatmak niyetinde değilim ama durum ne yazık ki bu cihette(yönde)…

***

Asgari ücret tartışması yeniden başladı.

İşçi tarafı %50’ye yuvarlayalım derken, işveren tarafı %37’yi işaret ediyor. Şimdiye kadarki asgari ücret belirlemelerinde görülmüştür ki aşağı yukarı orta yerde buluşulmuş veya işveren tarafına daha yakın olmuştur rakamlar…

Daha önceleri de yazdığımız gibi asgari ücret ne kadar yükselirse yükselsin hayat pahalılığına çare olabiliyor mu peki?

Ne yazık ki olamıyor çünkü gelen asgari ücret artışı hemen ertesi gün gelen zamlarla fazlasıyla geri alınıyor. Hatta öncesinden zamlar gelmiş oluyor bazen… Örneğin geçen ay gelen %15’lik elektrik zammına, bu ay %7 ekleniyor… Elektriğe gelen zam, ardından her şeye zammı da tetikliyor zaten…

Onun için de asgari ücretin artışı çare olmaktan çıkıyor ama asgari ücret alanlar için belki bir anlık manevi bir rahatlama getirebilir. Hepsi o. O an kısa sürüyor ne yazık ki…

***

Öte yandan ‘işveren’ diye tarif edilen kesimi de sadece birkaç büyük şirket olarak tanımlamak yanlış olur.

Bir dülger, bir makinist, bir berber, küçük bir atölye, yanında birkaç kişi çalıştıran bir imalathane de belirlenen bu asgari ücreti vermek durumundadır.

Bu sayılan kişilerin kazançları ne kadar artmıştır ki yeni asgari ücreti verirken kendi işlerini tehlikeye atmasınlar…

Sadece asgari ücret de değil, yeni maaş üzerinden yatırılan sosyal yatırımlar da artacaktır.

Peki ne oluyor o zaman? Küçük esnaf da zor durumda kalacağından ya çalışanı azaltacaktır, ya izinsiz çalıştırmaya mecbur olacaktır, ya da işyerini kapatacaktır.

***

Ne yapalım yani? Asgari ücreti artırmayalım mı? Tabii ki artıralım ama bu artışların enflasyona, geçim zorluğuna çare olmadığını da bilelim.

Çare başka yerlerdedir. TL’nin yönetiminde söz sahibi olmadığımız ve ona rağmen TL kullanmak zorunda bırakıldığımız için de bu çaresizlik devam edecektir.

İşte çareyi belki de ara çözüm olarak TL kullanımını bırakmak ve son çözüm olarak da Kıbrıs sorununun çözümünde aramakta yarar var.

Bu yazı toplam 1089 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar