Kıbrıs Konferansı ile ilgili Crans Montana'da bulunan TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugünkü görüşmelerle ilgili basına açıklamalarda bulundu.

Çavuşoğlu'nun açıklamasının satırbaşları şöyle:

“Bu işi uzatmanın anlamı yok. BM’de Kıbrıs Türk heyeti de Hükümet de bunu söylüyor. Bu anlayışla buraya geldik, düşüncelerimizi söyledik. Açılış konuşması oldu, öğleden sonra iki kesim arasında aralıkta kalan konuları değerlendirdik. Garanti ve güvenlikle ilgili oturum oldu… Bu sabah hem güvenlik ve garantiler hem de 4 fasılla ilgili görüşmeler oldu. Tutumuzu başından beri söyledik. Bu konferans sadece güvenlik ve garantiler konferansı değildir. Tüm konularda mutabakat olmadan hiçbir konuda mutabakata varılamaz… Tüm konuların müzakere edilip mutabakata varılması gerekiyor. Sıfır asker sıfır garanti bizim için toplantıya başlama noktası bile değil. Bunu kabul edemeyiz.

Hem KKTC hem biz güvenlik ve garantilerin ne kadar önemli olduğunu, vazgeçilmez olduğunu söyledik. Ama bu konuları detaylı konuşabilmek için 4 fasıldaki açıkta kalan konuları görüşmemek için direndi. O konuların kapatılması sonrasında bize gelmesi lazım. Gösterebileceğimiz esnekliği gösteriyoruz. Müzakerelerin çerçevesi belli…

Mülkiyet konusu dönüşümlü başkanlık ve TC’li vatandaşların Yunanistan vatandaşlarıyla eşit hakka sahip olması gibi konularda var. Toplantının esası budur… Ömür boyu bu konuyu bu şekilde müzakere edecek değiliz. Olursa olur, olmazsa başka konular üzerinden müzakere yaparız.

Mülkiyet var, dönüşümlü başkanlık var, TC vatandaşlarına 4 özgürlük gibi önemli konular da var. Nihai konferans olacaksa tüm bu konularda uzlaşı olması gerekir. Bu konferans sadece güvenlik ve garanti konferansı değildir. Her konu görüşülüyor. Tüm konuların müzakere edilip mutabakata varılması gerekir.

Eide'nin kendisi bu konferansın nihai konferans olduğunu söylüyordu. Uzatma stratejisi Rumların taktiğidir. Seçimleri var, sondaj yapmak istiyorlar.

Rum tarafının ve Yunanistan’ın beklentisi garantiler kalksın, Türk askeri adada olmasın. Bu hayaldir. Bu hayalden vazgeçmeleri lazım."