CB Adaylığında Sağ – Sol…
Yıllar itibarıyla bakıldığında, KKTC Cumhurbaşkanlığı (CB) makamına seçimlerde genel anlamıyla sağın ve solun adayları yarıştı; her iki tarafın da kendi içinde birden fazla adayı olduğu durumlarda da hep kendi iç yarışlarını diğer siyasi tarafı öcü göstererek yarıştı. Nisan 2020’de gerçekleşecek olan seçimde de durum değişeceğe benzemiyor.
YDP’den Erhan Arıklı dışında resmileşmiş başka aday yok ama mecliste temsil edilen altı siyasi partinin başkanlarının aday olacağı herkesin bildiği bir sır; sadece TDP, siyasi hareketinin eski liderlerinden Akıncı’yı, DP de geçenlerde CB adayı olmak üzere parti başkanlığında istifa eden Denktaş’ı destekleyecek.
Bu altı adayın birbirinden elbette kişisel, niteliksel ve başarı hikayesi açılardan farklılıkları vardır ancak ait oldukları siyasi ideolojinin getirdiği farklılıklar da var… Bu farklılaşmanın çok çeşitliği ve derinlikleri de var ancak çok kesin ve keskin bir fark vardır ki seçmen oy tercihi yaparken bunu önemsemelidir. Sağın adayları «Bir şey olayım», solun adayları da «Bir şey yapayım» iddiasıyla aday olmaktadır. Solun adaylarının «Bir şey yapayım» dediği Kıbrıs sorununu BM ölçütlerinde çözme iddiasıdır. Sağın adayları ise, mevcut statükonun sürmesinin sevdasına tutuk oldukları için, Kıbrıs sorununu BM ölçütlerinde çözmek gibi bir niyeti ortaya koymadan KKTC’nin en yüksek siyasi makamı olan CB makamına oturmaya hırs ediyor.
Bu durum geçmiş seçimlerde böyle idi, beş ay sonra yapılacak olan CB seçimi için de aynen devam ediyor. Solun adayları kendi aralarında Kıbrıs sorununun çözümüne ulaşmak ve bu bağlamda Kıbrıslı Türklerin özneliği ve öznelliği iddiasında, birbirleri ile yarışta… Ve birbirlerinin partisel tabanından da bu konularda ortaya koydukları iddialar ve tavırlarla oy koparmaya çalışıyorlar. Ancak, ikinci tura kalan sol adayın desteklenmesinde sol partilerde tereddüt olmuyor.
Sağın adaylarının Kıbrıs sorununu çözmek diye bir dertleri yok… Onlar, mevcut statükonun devamından yana olmayan Kıbrıslı Türk çoğunluğa ve uluslararası topluma bu tavrı nasıl anlatacaklarına dair dertliler… Birisi, statükoya karşı olan Kıbrıslı Türklere, Kıbrıslı Rumlarla özel ilişkiler kurup, uygulayıp, geliştirip, süreç için de bir sonuca varmayı çözüm olarak ortaya koyuyor; lolipop projesi yani… Uluslararası topluma da «BM ölçütleri tükendi, başka şeyleri de konuşalım» diyor ama tükendi dediği BM ölçütlerini masadan kaldırma yönünde hiçbir adım da yok; ikiyüzlülük siyaseti yani… Bir başkası iki ayrı devlet diyor; bu fikrin ağa-babası olan Rauf Denktaş bile bu yönde hiçbir sonuç üretemedi… Esas muratları ‘Taksim ve Türkiye’ye bağlanma’ ama dillendiren yok; siyasi sahtekarlık yani…
Sağın adayları için aslında Kıbrıs sorunu Temmuz 1974’te çözüldü, statükodan nemalanmış ve nemasının devamını isteyen kesimleri temsilen CB makamına oturmak istiyor; onlar için kendi aralarındaki yarış bunu en iyi kimin sağlayacağı üzerindendir. Onların iddiası «Ben olursam statükonun devamını şu – şu projelerle sürdüreceğim, BM ölçütlerinde bir çözümü en iyi ben engellerim» yarışıdır. Farkları, statükoyu sürdürmek için kullanacakları siyasetler üzerindedir. Sağ seçmen de bu iddiaların kendi düşüncesine göre en iyisi olanına oy kullanacaktır.
Ancak, bir grup sağ seçmen de vardır ki demokrasiye, insan haklarına, Kıbrıs Türk kimliğine ve BM ölçütlerinde çözüme önem veriyor. Annan Planı’nın referandumda aldığı ‘Evet’ oylarında onlar da vardı. Ayrıca. son CB seçimlerinde Akıncı’nın aldığı oy oranı referandum sonuçlarına yakındı, demek ki onlar da desteklemişlerdi… Bir kısım sağ siyasi elit o sonucu «Eroğlu’nu yeme» stratejisi olarak ifade ediyor ama o strateji Eroğlu’nu CB seçerken uygulanmıştı ve «Bir şey olayım» iddiasında olan Eroğlu’nu CB seçtirerek, UBP başkanlığından ‘yemişler’di. Dolayısıyla, sağ seçmen çok da homojen değildir, hele ki ikinci turda heterojen oluyor.
Kıbrıslı Türklerin geleceği için CB makamına «Bir şey yapayım» diyerek aday olanlar arasından bir tercih yapılmasına ihtiyaç vardır. Seçmenin oy tercihini belirlerken önemsemesi gereken nokta burasıdır. Ancak, «Bir şey yapayım» diyenlerin de seçmenin hassasiyetlerine önem veren siyasi projeler ve tavırlar sergilemesi gerekmektedir. Kıbrıs Türk kimliğine önem veren seçmenlerin çoğunlukta olduğuna kuşku yok; Kıbrıslı Türklerin özneliğine ve öznelliğine önem verenlerin çoğunlukta olduğu besbelli…
CB seçimlerinde yarış sağ ve sol adaylar arasında olacak ama yarışın özü siyasetin «Anavatancılık sektörü» adayları ile «BM ölçütleri ile birleştirilecek Kıbrıs vizyonu» adayları arasında olacak. Sağ adayların kendi arasında yarışı kimin «Anavatancılık sektörü» için daha fazla kaynak yaratacağı üzerinden sürecek. Solda ise kimin Kıbrıslı Türklerin hassasiyetlerine en fazla itibar ettiği üzerinden… Her iki kesimde de abartmalar rağbet görmeyecek ama…