Gerçekten bıktırdınız artık.
Her fırsatta birilerinin motivasyonunu kırıyorsunuz.
Bir kaşık suda fırtına çıkarıp, karşıdakini boğmaya çalışıyorsunuz.
Oturduğunuz yerden ahkam kesiyor, yalan yanlış iddialar ortaya atıp hem kafa, hem mide bulandırıyorsunuz.
Ve böyle yapa yapa insanı insanlıktan soğutuyorsunuz.

*  *  *

Önce Alman turistler uğradı sizin gibilerin gazabına...
Vay efendim, yaşlarına başlarına bakmayıp, kalkıp gelmişler ülkemize de bize virüs bulaştırmışlar.
Oturdukları yerde oturamamışlar.
Ne işleri varmış Kıbrıs'ta?
Öyle dediniz o virüsün ilk görüldüğü günlerde...
Karantinada kaldıkları otelden kaçtıklarından tutun da, dama çıkıp göbek attıklarını, deniz kenarında keyif sürdüklerini yazıp durdunuz, siz ve sizin gibiler...
O kadar ileri gittiniz ki, 'Almanlar defolun gidin' diyeniniz bile oldu!
Utandık sizin yüzünüzden...

*  *  *

Almanlar gitti, lakin bitmedi nefretiniz sizin.
Bu sefer yurtdışından gelen öğrencilere saldırdınız. Bu ülkenin çocuklarına... Bizim çocuklarımıza...
Ne işleri vardı da ta İngiltere'den, Almanya'dan, dünyanın bir ucundan kalkıp da geleceklerdi?
Ne yapmaya geleceklerdi ki Kıbrıs'a?
Kalsınlardı oldukları yerde.
Ne bu?
Kıbrıs'a gelmek, ailelerine kavuşmak da ne demek oluyordu?
Virüsü getirip hepimizi hasta edecek, toplu katliama sebebiyet vereceklerdi.
Geldi çocuklar korka korka, linç edile edile...
Ne şımarıklıklarını bıraktınız, ne zengin evlatlıklarını...
Utandık yine sizin yüzünüzden.

*  *  *

Bitmedi itmedi ama sizdeki bencillik, tetikçilik, saldırganlık...
İstanbul'da polisin yanlış tavrından hedef tahtası yapılan genç kızımıza saldırdınız, çiğ ve çirkince...
Torpil diye diye ağzınız doldu taştı, tükürükler eşliğinde...
Karpaz'da pozitif vaka mı çıktı?
Derhal oraya saldırdınız. Bütün bölge halkı virüs kapmış ya da kapmak için elinden geleni yapıyor algısı yarattınız.
Alsancak'ta gençler karantinaya mı alındı?
Yalan dolanın bini bir para...
Lefke'deki vaka... Hemen isim verdiniz, mahremiyeti hiçe saydınız, koordinat verip 'imhasını' istediniz.
Her bir olayda utandık sizin yüzünüzden.

*  *  *

Canını dişine takıp, risk alıp emek veren herkesi potansiyel hasta belleyip fırsat kolladınız.
Polis...
Market çalışanı...
Memur...
Gümrükçü...
Tedarikçi...
Sağlık personeli...
Kim olursa...
Kimse kurtulamadı klavyenizden.
En son da maske, kolonya üretimi yapan ama bir şekilde virüs kapmış öğretmeni linçe kalkıştınız.
Sanki Covid virüsü kapmak suçmuş gibi... Sanki bu insanlar virüsü bilerek isteyerek bulaşmış gibi... Sanki siz evde rahattayken bu insanlar çalışmasa hayat durmayacakmış gibi... Sanki yarın bir şekilde size ya da yakınlarınıza bulaşırsa o meret, şimdi saldırdıklarınızdan merhamet beklemeyecekmişsiniz gibi.
Gerçekten bıktırdınız ama artık.
Her dokunuşunuzda klavyeye siz, utanmaya devam ediyoruz biz...
Bir de siz utansanız artık!..