Celal Öztürk ‘Öğretmenler Günü’nde unutulmadı
24 Kasım Öğretmenler Günü Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle kutlandı.
24 Kasım Öğretmenler Günü Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle kutlandı.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun da katıldığı törende, mesleklerinde 25 yılı dolduran öğretmenlere plaket takdim edildi.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile saat 10.00’da başlayan törende, Lefkoşa Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Korosu sahne alıp, marş ve şarkılar seslendirdi.
Törende, merhum öğretmenlerden Celal Öztürk’ün annesi Ayşen Öztürk, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı Selma Eylem ile Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu birer konuşma yaptı.
Öztürk : Ya tam, ya hiç prensibinden vazgeçmeyin
Törende ilk konuşmayı yapan merhum öğretmenlerden Celal Öztürk’ün annesi Ayşen Öztürk, “bu özel günde, yüzü kadar kalbi de güzel evladını unutmadıkları için” herkese teşekkür etti.
Oğlu Celal’i ve bazı anılarını anlatan annesi Ayşen Öztürk, oğlunun ne kadar vicdanlı ve yardımsever biri olduğunu anlatırken, daha anaokuluna giderken kimsesizler yurdunda kalan bir arkadaşını eve getirip oyuncaklarını paylaştığını, hatta onun yanında götürmek istediği oyuncalarını ona seve seve verdiğini söyledi.
Oğlu Celal’in yanlış gördüğü şeyleri düzeltmek için çaba gösterdiğini belirten Ayşen Öztürk, “Yattığın yer nur olsun anneciğim” dedi.
Oğlu Celal’in kendisi gibi öğretmen olduğunu ifade eden Öztürk, öğretmen olmaktan gurur duyduğunu ve vatanın her yerinde öğretmenlik yaptığını, öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğunu vurguladı.
Öğretmenlere de nasihatlerde bulunan Ayşen Öztürk, ya tam, ya hiç prensibinden vazgeçmemelerini öğütleyerek, çocukların hamur gibi olduklarını, onların en iyi şekilde yoğurulmasının ise öğretmenlerin elinde olduğunu sözlerine ekledi.
Eylem: “Muhafazakâr”, “dindar”, “kindar” nesiller yetiştiriliyor
Kıbrıs Tük Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Başkanı Selma Eylem de, "Gelecek Öğretmenlerin Eseri Olacaktır" diyen Atatürk’ün eğitimin ve bunun temeli, uygulayıcısı olan öğretmenlerin, bir toplumun geleceğini şekillendirmede en önemli unsur olduğunu ortaya koyduğunu söyledi.
Türkiye'de 12 Eylül 1980’de darbe gerçekleştiren askeri yönetimin yaptıklarını örtmek amacıyla 24 Kasım'ın öğretmenler günü olarak ilan edildiğini savunan Eylem, Atatürk'ün işaret ettiği kamusal, çağdaş, fırsat eşitliğine dayalı, bilimsel, laik eğitimin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını, hak ve özgürlüklerden, demokrasiden, laik ve bilimsel dünya görüşünden yana olan öğretmenlerin verdiği örgütlü mücadele karşılığında çeşitli şekillerde cezalandırıldıklarını söyledi.
Eylem, öğretmenlerin ekonomik, sosyal ve özlük haklarının gasp edilerek, eğitim sistemindeki tüm aksaklıkların sorumlusu olarak gösterildiğini ve toplum gözünde itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını savunarak, “Türkiye’de 1950'lerde ilerlemeye başlayan muhafazakâr dini ideoloji, 2002'den itibaren hızlanmış, eğitim sisteminin laik temellerden arındırılıp yeni bir ideolojinin yerini alması tasarlanmıştır” dedi.
Eylem, bu eğitim sistemiyle, insan hakları, demokratik, laik, çağdaş toplum yapısının ortadan kaldırılarak, “muhafazakâr”, “dindar”, “kindar” nesillerin devlet eliyle yetiştirilmesinin hedeflendiğini ileri sürerek, Türkiye’de yürürlüğe konmuş bu politikaların, Kıbrıs’ın kuzeyinde de “dayatmalarla” sürdürülmeye çalışıldığını savundu.
Eylem şu iddialarda bulundu:
“Bilimsel, laik eğitimden uzaklaşılarak anayasa ve milli eğitim yasamıza aykırı müfredat içerikleri uygulanmakta, öğretmen ataması yapılmakta, küçük yaştaki çocuklarımızın camilerde, tarikat yurtlarında kuran kursu gerekçesiyle beyinlerinin yıkanmasına göz yumulmakta ve hatta olanak sağlanmaktadır. Kamusal eğitimin ve aydın öğretmenin mücadele gücü olan sendikalarını ortadan kaldırmak için yandaş sendika kurdurulmakta, yasalar çıkarıp öğretmenleri bölerek gücünü zayıflatmak hedeflenmekte, göç yasasıyla geçim derdine düşürerek öğretmeni örgütsüzleştirmek, diz çöktürtmek için her türlü asimilasyoncu baskıcı dayatmalara başvurulmaktadır.”
Toplumun tarih boyunca, büyük mücadelelerle toplumsal varlığını sürdürdüğünü, kendi dinini, kültürünü, dilini, benliğini koruyarak değerlerine sahip çıktığını vurgulayan Selma Eylem, “Okul yapılmamakta, kaynaklar, kadrolar kısıtlanmakta, buna karşılık camiler, külliyeler açılmakta, gençlerimiz atanma beklerken görevlendirme öğretmen getirilmektedir” dedi.
“Öğretmenlerin yasal haklarının toplum önünde sorgulanır hale getirildi…”
Öğretmenlerin, iş yükünün artırıldığını, eksik altyapılar, kitaplar, kalabalık sınıflar, güncellenmeyen tüzük ve yasalar, yapılmayan özel eğitim ve rehber öğretmen yasaları, bu branşlarda yapılmayan atamalar gibi sorunlarla baş başa ve tamamen desteksiz bırakıldığını ifade eden Selma Eylem, öğretmenlerin yasal haklarının toplum önünde sorgulanır hale getirilerek, itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı, sosyal güvensizlik, göç yasası gibi yasalarla yok edilmek istendiğini ileri sürdü
Eylem şöyle konuştu:
“Aydın Öğretmenler; özgür, aydın, onurlu, laik öğretmen Atatürk'ün, Latin alfabesinin başöğretmenliğini yaptığı gün olan ve öğretmenler günü olarak kutlanan 24 Kasım’da O'nun laik bilimsel eğitim, insan hakları, demokrasi, çağdaş toplum, özgür ve toplumsal statüsü tartışılmayan öğretmen ilkelerinden yana olmaya ve savunmaya devam edecektir.
Kıbrıs Türk toplumunun çağdaş, laik toplum yapısını dönüştürmeye çalışan dayatmalara, eğitime, öğretmen haklarına yapılan saldırı ve dayatmalara karşı boyun eğmeyecek, mücadeleyi sürdürecek, bilim yolunda, çağdaş değerler uğrunda gelecek kavgası, varoluş kavgası vermeyi sürdürecektir.”
Çavuşoğlu
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu da, ülkede yaratılan demokrasi ve hoşgörü ortamıyla onur duyduğunu ifade ederek, KTOEÖS Başkanı Selma Eylem’in yaptığı eleştirileri reddetmeden, dinleyebildiğini söyledi.
Herkesin eleştiri yapabileceğini, ancak 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün kutlandığı bir ortamda yapılan eleştirileri doğru bulmadığını ifade eden Çavuşoğlu, Eylem’in yaptığı konuşmayı eleştirerek, KTOEÖS’ün yaptığı eleştirilere törende cevap vermeyi uygun bulmadığını dile getirdi.
Ardından planlanmış konuşmasını yapan Çavuşoğlu, öğretmenliğin herhangi bir meşgale, meslek veya iş olmanın ötesinde, daima öğretmeye ve öğrenmeye adanan bir ömür, kutlu ve onurlu bir vazife olduğunu kaydetti.
“Bir ülkenin geleceği eğitimdir, eğitimin can damarı ise öğretmendir”
Öğretmenin ise, bir toplumu ayakta tutan, bir millete can veren, bir ülkenin kalbi olduğunu ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Kuşkusuz, bir ülkenin geleceği, eğitimdir. Eğitimin temel unsuru ve can damarı ise öğretmendir. Sizler üstlendiğiniz bu kutsal görevle, sadece yetiştirdiğiniz öğrencilere değil, bu ülkenin geleceğine de şekil vermektesiniz” dedi.
Öğretmenlerin, yalnız bilgi aktaran kimse değil, aynı zamanda işinin esaslarını mükemmel bir şekilde bilen, işleyeceği malzemeyi, yani gelecek olan çocukları çok iyi tanıyan ve onları en iyi şekilde yönlendiren bireyler olması gerektiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Bu nedenledir ki, sorumluluğu büyük ve başka hiçbir meslekle kıyaslanamayacak kadar kutsal bir mesleğe sahip olan sizler; bilgili, kültürlü, azimli ve kararlı değilseniz, eğitim-öğretimin hiçbir kademesinde başarıya ulaşmamız mümkün değildir. Kıbrıs Türk toplumunu kalkındırıp ayakta tutacak, her alanda ihtiyaç duyulan insanları yetiştirecek olan sizlersiniz.”
“SORUNLARIN VE SIKINTILARIN FARKINDAYIZ VE ÇÖZÜMÜ İÇİN GEREKLİ PLANLAMALARI YAPIYORUZ”
Siyasete atılmadan önce, öğretmenlik yaptığını, bu mesleğin ne kadar kutsal ve onurlu olduğunu, sıkıntılarını ve zorluklarını iyi bildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Sizlere toz pembe bir tablo sunacak değilim. Evet öğretmen ve okul ihtiyaçlarımızın olduğu aşikar. Sizlerin de görevlerinizi yaparken yaşadığı birçok sıkıntı ve sorunda çözüm bekliyor. Eğitim sistemimizin de yeniden yapılandırılması gerektiğide ortada. Tüm bu sorunların ve sıkıntıları farkındayız ve çözümü için tüm ekibimle birlikte var gücümüzle çalışıyor, gerekli planlamaları yapıyor ve atılması gereken adımları atıyoruz” dedi.
“Öğretmenlerin desteği önemli”
Bu adımlar atılırken eğitim sisteminin esaslarını ne kadar dikkat ve özenle hazırlamış olurlarsa olsunlar, o sistemin başarıya ulaşmasının, ancak ve ancak öğretmenlerle mümkün olabileceğini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, bu nedenle, atılacak adımlarda öğretmenlerden alacakları desteğin önemine işaret etti.
Çavuşoğlu şöyle devam etti:
“Tüm bu aktardıklarıma ek olarak Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Milletleri kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir’ sözünden yola çıkarak, siz değerli öğretmenlerimizin mesleki gelişimi de bizler için çok önemlidir. Günümüzde Eğitim sürekli değişip gelişmekte, yeni yönetim ve eğitim modelleri ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle de güncel bilgilerin sizlerle buluşturulması elzemdir.
Bu doğrultuda öğretmenlerimizin mesleki gelişimlerine katkı koymak için Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliğinde düzenlediğimiz mesleki gelişim programlarının da devam edeceğini belirtmek isterim.”
Tüm öğretmenlerin, öğretmenler gününü kutlayan Bakan Çavuşoğlu konuşmasını şöyle sonlandırdı:
“Geleceğimiz olan çocuklarımızı, milletine, ülkesine, değerlerine bağlı nesiller olarak yetişmelerinde emeğinizi, azminizi ve çalışmalarınızı yürekten destekliyorum. Daha güçlü ve daha müreffeh bir ülke için geleceğimizi emanet edeceğimiz nesillerimizi fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller olarak yetiştirecek, omuz omuza yürüyecek, eğitim adına yaktığımız meşalemizi, birlikte nesilden nesile aktaracağız.”
Konuşmaların ardından mesleklerinde 25 yılı dolduran öğretmenlere plaketleri takdim edildi.