1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Çeler’in “boş” sayfaları
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Çeler’in “boş” sayfaları

A+A-

“Yeni ve bambaşka bir Toplumcu Demokrasi Partisi” iddiası var, Zeki Çeler’in…
Genel Başkanlığa tek aday olarak Pazar günkü kurultaya katılacak.

Basın toplantısında hepimizin önüne bir dosya bırakıldı, dosya içerisinde üzeri “boş” sayfalar vardı.
“Bu sayfaları hep birlikte dolduracağız” dedi.
Yeni ve beyaz sayfa açabilme romantizmi ile yeni dönemi başlattı.

Doğrusu, toplumu dönüştürecek cesur, kararlı, gerçekçi siyasetlere ihtiyaca var.
O sayfaların dolu olmasına!
Siyasetsiz siyaset dönemi hepimizi yordu, epeydir…

O “boş” sayfaları hep birlikte doldurmaya çalışırsak, üzerlerine “bizim çocuğa iş, kardeşe makam, yeğene barem, ahbaba kredi, yeğene üniversite izni” falan yazılacak çünkü...
 

‘Emanetçi değilim’


Zeki Çeler, en son Girne Belediye Başkanlığı seçimlerinde yarışmıştı…
İyi de oy almış, sonuçlar anlamında belirleyici olmuştu.
Tabii ilginçtir o seçimlere “Bağımsız Aday” olarak katılmıştı, TDP yerine!

Cemal Özyiğit ve Mine Atlı’nın ardından şimdi yeni bir hikaye yazmak istiyor Zeki Çeler…
Tüm bu süreçlerde epeyce gelgitler yaşadı, Toplumcu Kurtuluş Partisi geleneği… Birleşti, ayrıldı, yeniden birleşti, isim değişti, oy oranı yüzde beş altında kaldı, Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı dışında çoğunlukla başarısızlıkla yüzleşti.

“Partinin başına geçecek mi?” sorusu ile genelde Harmancı’ya yöneldi gözler…
O sorumluluğu Zeki Çeler aldı.
“Harmancı ile de birlikte çalıştık” diyerek…
“Toplumun geniş bir kesimi başkanlığa Harmancı’nın ismini yakıştırdı, doğrudur, kendimi de hayallerin başbakanı görüyorum, bilinmesi isterim ki emanetçi değilim” mealinde sözler kullandı.
 

Türkiye’de “kanka.”


“Kıbrıs meselesi”ni parti içi bir komiteye havale edeceğini anlattı Zeki Çeler.
Federal çözümü destekliyor ama gerçekleşeceğine de inanmıyor gibi bir portre çizdi.
Kendini çoğunlukla “iç meselelere” yönlendireceğini belirtti.

“Önce evimizi temizleyelim” söylemiyle öne çıkan bu siyaset aslında toplumu “KKTC”ye hapsetti.
“Evimiz” adanın bütünü, bunu unuttuk!
Siyaseti, Kıbrıs’ı bütünleştirmek ve uluslararası topluma katılmak yerine, “Türkiye’yle iyi ilişkiler” odağına kilitlemek ne partilerimizi ne de hayatlarımızı ileriye taşıdı.
Bu siyaset modeli psikolojik bir dayatmadır, maalesef karşılık buluyor.

“Bakan olduğum dönemde Türkiye’deki mevkidaşlarım beni kanka olarak çağırırdı” diye anlatma gereği duyuyor örneğin, TDP’ye başkan olacak Zeki Çeler!
 

“Milliyetçi Sosyal Demokrat”


“Parti şu anda diptedir, bundan sonra gideceği yer daha yukarıda olacaktır” diyen Çeler, ilk seçimde kilit parti olma hedefini inandırıcı görüyor.
Canının çektiği Başbakanlık!
“Kapı kapı gezeceğiz, gerekirse” sözleriyle hırsını, inadını, gayretini ortaya koyuyor.

Uzmanlarla birlikte çalışacağını anlatıyor Zeki Çeler… Raşit Pertev’le “Tarım Politikası”nı oluşturduğunu, ekonomist Mehmet Saydam’la ekonomiyi planladığını, Çalışma Bakanlığı Müsteşarlığı’ndan tanıdığımız Erman Yalyalı ile kolektif bir plan ortaya çıkartacağını söylüyor.

Siyasette rekabeti artırmak, politikaları yarıştırmak için böylesi bir girişimler önemli…

Basın toplantısının benim açımdan en ilginç ve düşündürücü anı, Çeler’in kendini Mine Atlı’nın ağzından “Milliyetçi Sosyal Demokrat” olarak tanımlaması oldu.


 

İnsan Hakları Platformu’ndan Avrupa seçimlerine destek

insan-haklari-2.jpg
Avrupa Parlamentosu seçimleri 9 Haziran’da yapılacak ve kesin seçmen listesi 2 Nisan’da ilan edilecek.

Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı Kıbrıslı Türkler seçmen listelerine doğrudan kaydedildi.
83 bin üzerinde seçmen listede yer alıyor.
Adres kaydındaki sorunlar nedeniyle en az 20 bin Kıbrıslı Türk seçmenin liste dışında kaldığı tahmin ediliyor.
İşte bu noktada İnsan Hakları Platformu sorumluluk üstlendi.

Seçmen durumunuzu web üzerinden kontrol edebilirsiniz.
Bunun için https://etv.elections.moi.gov.cy/ adresine girmeniz yeterli!

Seçmen listesinde değilseniz, 22 Mart’a kadar İnsan Hakları Platformu’na başvurabilirsiniz.
Platform sizin adınıza seçmen kaydınızı yapacak.


İnsan Haklar Platformu‘nun merkezi Lefkoşa’da Sarayönü yolu, Girne Caddesi’nde…
0533 831 60 09 numaralı telefondan da platforma ulaşabilirsiniz.

İnsan Hakları Platformu bir grup gazeteci ile buluşarak çalışmaları hakkında bilgi verdi.

***
En son seçimlerde 5 bin 804 Kıbrıslı Türk sandığa gitmiş, Avrupa Parlamentosu için oy kullanmıştı.
Seçme hakkı olan Kıbrıslı Türklerin yüzde 6.9’u sandıklara gitmişti.
İnsan Hakları Platformu, “seçime katılım oranı niye bu kadar az oldu?” sorusuna yanıt aradı, seçmenler çoğunlukla oy kullanma sürecinin zorluğundan söz etti.

“Seçim merkezleri nisan ayında açıklanacak, 30 sandık kurulmasını bekliyoruz, geçiş noktalarına yakın yerlerin tümünde Kıbrıslı Türkler için özel sandıklar kurulacak” diyor İnsan Hakları Platformu sözcüsü Derya Beyatlı.

Basın toplantısında da dile getirdim.
Platform, listede olmayan Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı Kıbrıslı Türk seçmenlerin Lefkoşa’daki ofise gelmesini beklemeden bölgelere de gitmelidir.

Girne’de, Güzelyurt’ta, Lefke’de, Mağusa’da, İskele’de hatta mümkünse Mesarya’da önceden ilan edeceği belirli günlerde “Avrupa Parlamentosu Seçimleri Bilgilendirme Noktaları” oluşturmalıdır mutlaka.
Avrupa Birliği gerekli desteği vermelidir.
Hem seçimlere dair çok daha ileri bir farkındalık yaratılmış olur böylece…



 

AP seçimlerine 'devlet'in iletişimi!

Kıbrıs’ın kuzeyinde “Avrupa Parlamentosu Seçimleri”ne yönelik ilginç bir iletişim stratejisi var.
“Devlet”in bir yanı seçimi görüyor, bir yanı karartıyor!

Bayrak Radyo Televizyon Kurumu dünkü basın toplantısını izledi örneğin…
Buna karşın Türk Ajansı Kıbrıs, parlamento seçimlerini yine görmezden geldi.

Bir baskı aracı olarak böylesi dönemlerde “devlet”in kendi aygıtlarını kullanması ve hakikatin üzerini örtmesi elbette ilk değildir… Sivil topluma çok daha önemli sorumluluk düşüyor böylesi anlarda…

Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı üzerinden Avrupa Birliği üyeliğinin tüm avantajlarının kullanan ve hak mücadelesini yükseltmek isteyen toplumun, yine aynı üyelikten kaynaklanan seçme hakkını kullanması da bence önemlidir.

Temel alışkanlığımız şudur, haklarımızı “söke söke” almak ama iş sorumluluğa geldi mi farklı gerekçeler ortaya atarak, bundan uzaklaşmak… “Avrupa Birliği üyesi olarak dünyayı gezerim, çocuğuma burs isterim, Yeşil Hat üzerinden ticaret yaparım ama oy vermem” çok samimi durmuyor…

Seçimi de gündemi de enseyi de karartmayalım o zaman!

 

Bu yazı toplam 3730 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar