“UBP” bir partiden çok bir “zihniyetin” de adıdır.
Kurucu babası Denktaş’tır.
Bu zihniyetten pek çok UBP"li dahi çoğu zaman şikayetçi olur.
Hele “devlet”e gerçekten inanan, “vatan, millet, bayrak” gibi değerlere samimiyetle sahip çıkanlar bu zihniyeti pek tutmaz.
Oysa pek çoğu için devlet de bayrak da örtüdür.
Kirlerini gizler...

*  *  *

Bu köhne zihniyet çok yaygındır.
Öyle bir zihniyettir ki bu, herkesin üzerine sinmişliği vardır.

*  *  *

Dikkat ediniz, UBP dışındaki iktidarlar “daha kötü olduğu” için eleştirilmezler.
Niçin eleştirilir peki?
"Benzeştiği" için!
"Aynılaştığı" için!

*  *  *

Kimi önemli değişimler şaşmaz...
Örnek mi?
Başbakanlığa bağlı E-Devlet projesi için "sözleşmeli" üç kişi istihdam edilecek.
Münhal ilan edildi.
Eğer "eskimiş zihniyeti" olsa, bu üç kişi "en yakınlardan" seçilir, çoktan maaşa bağlanırdı.

*  *  *

O köhne zihniyette izaz ikramlardan "sülale" beslenir.
Ülke karış karış üleşilir.
Banka hesapları hoplar, zıplar.
Demokrasi ve özgürlükler daralır.

*  *  *

İnsanların temel değişimleri görmemesine imkan yoktur.
Ancak... “Mevcut Kurulu Düzen"e dair değişmezler de yerini korur.
Türkiye'den gelen söylemler karşısında "suskunluk sarmalı" değişmez kolay kolay.
Bir “çember” vardır ve onun dışına çıkmak pek mümkün olmaz.
“İyilerin” iktidarında dahi “kötülüğün” saltanatı sarsılmaz.
“Alt yönetim” sızısı hisseder kemiklerimiz...
Yine gençler “askerlik”ten kaçar ve yine en iyisini “onlar” bilir!
Bir hasrettir “yurtsuzluk!”
“Ateş kes”le “sesini kes” arasında büyüdükçe büyür.