1. YAZARLAR

  2. Kutlay Erk

  3. Cenevre Zirve Toplantısına Dair…
Kutlay Erk

Kutlay Erk

SİYASET MEYDANI

Cenevre Zirve Toplantısına Dair…

A+A-

Kıbrıs sorununun doğrudan ilgili tarafları BM Genel Sekreteri’nin (BMGS) daveti ile bu hafta başı Cenevre’de 5+1 gayri resmi zirve toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı sonuçlarını olumlu ve olumsuz bulanlar var; saygı ile karşılanır. “Bir sıfırdan büyüktür” söylemi çok revaçta bugünlerde; doğru yakıştırma…

Geçen hafta bu köşede, Cenevre toplantısı öncesinde, toplantı sonuçları ile ilgili şu öngörüleri yapmıştık: “Guterres tarafların BM Ölçütleri bağlamında yeni ve resmi görüşme sürecini başlatmakta ilkesel mutabakatını alır, sürecin fiili başlangıç vuruşunu Ekim’deki KKTC CB seçimi sonrasına programlar; Kıbrıs sorununun sonunun başlangıcı olur… O güne kadar da Kıbrıslı liderlerin temsilcilerinin önceki görüşmelerde sağlanan mutabakatları ve halen var olan uyuşmazlıkları tespit edip kayıtlandırması için çalışmalarında anlaşılır. Bu arada da yeni geçiş kapılarının açılması, güven yaratıcı önlemler üzerinde çalışılması, uygulanması, teknik komitelerin de faal olup gündemlerinde bekleyen konuları sonuçlandırmak için çaba sarfetmesi programlanabilir.”      

Yanılmış değiliz… Denilebilir ki, “Ama, Ekim’in sonunda BM Ölçütlerinde çözüm sürecinin başlayacağına ve liderlerin ekiplerinin eski görüşme süreçlerinin kayıtları üzerinde çalışmalarına dair bir açıklama yok?!”. Resmi açıklamalar 5+1 Toplantısında alınan sonuçlardır; BMGS’nin taraflarla bire-bir yaptığı görüşmelerle ilgili olarak açıklamada bir söylem yoktur. Dolayısıyla, öngörüde bulunduğumuz gibi yeni geçiş kapılarının açılması, güven yaratıcı önlemler üzerinde çalışılması, uygulanması, teknik komitelerin faal olması konuları BMGS’nin açıklamalarında yer aldı. BMGS’nin verdiği ödevlerin tam listesi şöyle: 4 yeni geçiş kapısı açılsın, Gençlik Teknik Komitesi kurulsun, İklim Değişikliği Komitesi çalışsın, Ara Bölgede Solar Enerji Parkı kurulsun, Mayınlar temizlensin, mezarlıklar bakımdan geçirilsin… Temmuz sonu da aynı formatta yeni bir toplantı yapılacak…

BMGS bu önerileri nereden buldu-çıkardı?! Kişisel Temsilcisi Bn Holguin’in raporundan elbette… Konu raporda Bn Holguin Kıbrıs sorunu bağlamında liderlerin siyasi duruşu ile halkların sosyal-ekonomik-siyasi taleplerinin v e beklentilerinin çeliştiğini, liderlerin halklarına kulak vermesi gerektiğini, gençlerin, kadınların ve sivil toplum örgütlerinin de görüşme sürecine entegre edilmesi açılımının yapılmasını belirgin bir şekilde ifade etmişti. Haksız mıydı, yanlış mıydı?! Kesinlikle hayır… İki tarafın insanları da geçiş kapılarında uzun uzadıya beklemelerden şikâyetçi, liderlerden çözüm bekler… İki tarafın insanları da karşı taraftaki mezarlık ziyaretlerinde yakınlarının mezarlarının darmadağın, kırık dökük hallerinden şikayetçi, toparlamak, tamir etmek ister; yapamıyorlar. Liderler de umarsız… İki tarafta da elektrik enerjisi sunumunda emre-amadelik zafiyeti var. Bu konuda taraflar arasında Ticaret Odaları marifetiyle enerji alış-veriş olabiliyor ama her zaman değil, emre-amade değil, “Keyfe-amade” desek yeridir. Halklar karanlıklarda kalabiliyor, liderlerin jeneratörü var; dertleri yok… Çevre konusunda işbirliği yok, bir tarafta ormanlar yanar, diğer taraf bakar; bakan taraf da yanan tarafı suçlar…

Halkın bu haklı beklentileri neden liderler tarafından çözümlenemiyor?! Taraflar birbirine kendini kabul ettirmenin siyasi zorbalığında… Olan da kaliteli yaşam için talepleri ve beklentileri olan halklara oluyor. İşte BMGS’nin liderlere verdiği ödevler, halklarına kulak vermeyen liderlerin ya halklarına kulak verip onların beklentilerine birlikte çözüm üretmeleri, ya da duruşlarında ısrar etmeleri sonucunda halklarının tepkisi ile yüzleşmeleri, yani ‘Halklarına liderlikleri’nin sorgulanması sonucunu yaratacak. Yani, mezarlıklar hala daha kırık dökük kalsın mı, elektrikler hala daha kesilsin mi, sınır kapılarında hala daha insanlar uzun kuyruklarda saatlerce beklesin mi sırf bu liderler birbirine kendini siyaseten kabul ettirebilsin diye?!
Göreceksiniz… Temmuz sonuna kadar 4 kapı daha açılır, mezarlıklar yapılır, AB’nin ara bölgede solar enerji parkı için arazide çalışmalar başlar… Gençler ve kadınlar, sivil toplum örgütleri ile çözüm sürecine entegre edilmesi çalışmaları ciddi ciddi başlatılır. İklim Değişikliği Komitesi, Çevre Komitesi ile entegre olarak faal olmaya başlar, kendi çalışma düzenini ve programını oluşturur. Mayınlar mı?! Onları daha önce de iki tarafın askerleri, BM’nin uzman ekibiyle birlikte yapmıştı, yeniden yapacaklar. Bu konuda askerler siyasilerden daha pragmatiktir… BMGS’nin atayacağı özel temsilci de Temmuz’a giden sürede liderlerin performansına bakacak, raporlamalarını yapacak…

Geldik Temmuz 2024’e… BMGS aynı formatta dediğine göre, 5+1 Gayri Resmi (Zirve) Toplantısı yeniden yapılacak; aynı ekipler geçen hafta liderlere verilen ödevlerin yerine getirilmesinin denetimini bu toplantıda yapacak… Karnesi kırık olan lidere ‘Tavsiyeler’ yapılacak… Halklar beklentilerini ve taleplerini yerine getirmeyen liderlerini daha açık olarak görebilecek, gözlemleyebilecek, sorgulayabilecek… Dolayısıyla, liderler ödevlerini başarma gayreti içinde olacak. Temmuz toplantısında sonuçlar makul bir başarı olarak değerlendirilirse yeni ödevler, Ekim 2024 sonuna kadar… Yani KKTC CB seçimleri sonuçlanana kadar. Ne demişti BMGS?! “Aşama-aşama (fazlarla) ilerleyeceğiz”.

Sonrasında da taraflar Kıbrıs sorununu BM Ölçütlerinde çözmek için BMGS’nin taraflara daha önce ilettiği altı maddelik dokümanı doğrultusunda başlayacak… Ama Türk tarafı bugün hala daha 2-Devletli Çözüm Tezi’ni ileri sürüyor?! Taa ki KKTC CB seçimleri tamamlanana kadar bunu ‘Resmi politika’ olarak sürdürecekler; Ekim sonunda veya Kasım’ın ilk yarısında BMGS yeni aşama olarak BM Ölçütlerinde görüşmelerin başlamasını taraflara resmen sunana kadar… Türk tarafı BMGS’nin hazırladığı masadan kaçmamakta kararlı; Annan Planı’nda ve Crans-Montana Konfernası’nda olduğu gibi… Gaileyi çeksin Hristodulidis… Güvenirseydi CB Tatar’ın 2-Devletli Çözüm Tezi söylemine Papadopulos ve Anastasiaids gibi duvara toslayacak; onlar kaçacak yol buldu ama bu kez BMGS yolları kapatacak, çekirge üçüncü defa zıplayamayacak…
Ne idi önceki iki denemede Rum tarafının reddetme sebebi?! Kıbrıslı Türkleri federal yapıda siyasi eşit ve etkin taraf olarak kabul edememek… Hristodulidis halen aynı ruh ve düşünce halinde… Ama biliyor ki BM’nin çözüm dokümanını gene reddederlerse, “Kıbrıs’ta mevcut statü kabul edilemez ve sürdürülemez; çözüm için yeni süreç bir sonuç odaklı ve zaman çerçeveli olacak, taraflar anlaşamaz ise eski statüye dönülmeyecek” diyen BMGS’nin Kıbrıslı Türklere uluslararası meşruiyeti olan bir statü vermek için gereğini yapacak… Kıbrıs Rum tarafı iki arada bir derede kalacak; derede boğulmayı tercih etmeyecek kadar zekidirler…

Bu yazı toplam 708 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar