1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Cenevre’den Herkes Memnun Ayrıldı
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Cenevre’den Herkes Memnun Ayrıldı

A+A-

Kıbrıs’ın her iki tarafından liderler, heyetleri ve siyasi parti temsilcileriyle, gazeteciler geniş bir katılımla Cenevre zirvesine katıldı.

Guterres Ekim ayında New York’taki yemekte liderlerle yaptığı görüşmede iki konuda mutabık kalındığını açıklamıştı.

  1. Liderler Kıbrıs’a döndükten sonra bir araya gelecekler ve yeni geçiş kapılarının açılmasını sağlayacaklardı.
  2. Guterres’in çağrısı ile Kıbrıs sorununun görüşüleceği ve garantör ülkelerin de katılacağı gayrı resmi genişletilmiş zirve toplantısına katılacaklardı.  

Müzakerecilerin dışında liderler geçiş kapılarıyla ilgili bir kez görüştü ama uzlaşamadı. Türk tarafı Haspolat ve Akıncılar/Lüricina kapılarının açılmasını talep etti. Rum tarafı ise Kiracıköy ve Erenköy’den transit geçiş istedi. Türk tarafı transit geçişe karşı çıktığı için herhangi bir uzlaşma sağlanamadı

Cumhurbaşkanı Tatar, Guterres’den genişletilmiş toplantının 4+1 olmasını talep etti. Rum tarafı ise 5+1+1 olmasını istedi.

17-18 Mart’ta Cenevre’de gerçekleşen genişletilmiş toplantı Rum tarafının istediği gibi 5+1+1 olarak gerçekleşti.

İki lider, 3 garantör ülke temsilcisi, Guterres ve gözlemci olarak da AB temsilcisi zirvede yer aldı.

Zirve toplantısını kendisinin önerdiğini ve zirveden istediğini aldığını iddia eden cumhurbaşkanı Tatar sanırım bu küçük detayı unuttu.

Zirvenin ardından Guterres’in yaptığı açıklamaya baktığımızda ortada çözüme dönük herhangi bir başarı olmadığını, zaten kapsamlı çözüm konusunun masaya hiç gelmediğini, daha çok “Güven Artırıcı Önlemler” üzerinde durulduğunu görürüz.

Tatar ne iki devletli çözüm ne de 3D olarak formüle ettiği “Doğrudan Ticaret, Doğrudan Uçuş, Doğrudan Temas” konusunu masaya getiremedi.

Hristodulidis de ne aklındaki üniter devlet tezini, ne de hiç istemediği halde, istermiş gibi göründüğü “Müzakerelere Crans Montana’da kaldığı yerden başlama” nakaratını masaya getiremedi.

BM Genel Sekreteri Guterres’in bu zirveden beklentisi küçük bir başarı sağlamanın, en azından kapsamlı çözüm müzakeresi olmasa bile GAÖ konularında ilerleme sağlamanın bu aşamada yeterli olacağıydı.

Bundan dolayı Guterres zirveden mutlu ayrıldı.

Gerçek müzakere istemeyen ama müzakere olmamasının suçlusu da olmak istemeyen Hristodulidis de bu nedenle zirveyi başarılı buldu.

Garantör ülkeler de sonuç alıcı müzakere değil, müzakere için müzakere konusunda neredeyse uzlaşmış gibi zirvenin sonuçlarından memnun olduklarını açıkladılar.

İstediği hiçbir şeyi elde edemeyen Cumhurbaşkanı Tatar ise kendini zirvenin başrol oyuncusu olarak sunmaya çalışıyor. GAÖ olarak masaya konulan konuları, iki devletin işbirliği süreci olarak niteliyor. Bundan dolayı da zirveyi başarılı bulduğunu açıkladı.

*****

Sonuç olarak zirve çok kısa sürdü. Ama herkes istediğini aldı. Guterres basın toplantısında bir soruya verdiği yanıtta “Crans-Montana sürecinden sonra, 2017'den bugüne kadar herhangi bir gerçek ilerleme kaydedilmedi. Ancak bugün ANLAMLI bir ilerleme sağlandı. Umuyorum ki güven artırıcı önlemler (GAÖ) güven ortamı oluşturacak ve karar sürecine katkı sağlayacaktır. Kişisel temsilcinin atanmasıyla birlikte ilerleme kaydedileceğine inanıyorum. Yeni bir atmosfer oluştu” dedi.

Taraflar Temmuz’da yeni bir zirve için anlaştı. Ayrıca bu süreçte Guterres yeni bir temsilci atayacak. Bu da müzakere sürecini sıcak tutmak için atılmış bir adımdır diye düşünüyorum.

Bu arada garantör ülkeler Türkiye ve Yunanistan kendi aralarındaki sorunları çözümlemek, ya da en azından bir noktaya taşımak için görüşmeleri sürdürecekler.

Türkiye hem AB’den beklediği üyelik müzakerelerinin yeniden başlaması konusunda açılım beklemektedir, hem de Doğu Akdeniz’deki karbon yataklarından yararlanma konusunda komşularından açılım beklemektedir.

İngiltere ise üslerine dokunulmadan bu işi olduğu gibi götürme amacındadır.

Bu da aslında mevcut statükonun devamı demektir. Yani bu aşamada herkes çözümsüzlüğe oynuyor.

Bu yazı toplam 423 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar