1. YAZARLAR

  2. Tacan Reynar

  3. Cengaver, Çetin ve Bizim Çocuklarımız
Tacan Reynar

Tacan Reynar

Cengaver, Çetin ve Bizim Çocuklarımız

A+A-

tac-002.jpg

Adı Cengaver,
Soyadı Katrancı.
Soğuk bir Berlin öğleden sonrasında yanındaki arkadaşıyla Spree Nehri’nde yüzen kuğuları beslerken,
Cengaver dengesini kaybedip suya düşer.
8 yaşındadır.
Tarih 30 Ekim 1972’dir.
Spree Nehri Doğu ve Batı Berlin’i ayıran sınırdır.
Berlin Duvarı’nın devamı, karşılıklı askerler ellerinde tüfekler beklemektedir. Kim kimin suyuna, havasına, toprağına dokunursa ölecektir.
Cengaver ailesiyle Batı Berlin’de yaşamaktadır.
Yanındaki arkadaşı Cengaver’i kurtarmaları için orada bulunan bir balıkçıdan yardım ister.
Balıkçı eğer suya girerse kaçak olduğu sanılacak ve vurularak öldürülecek diye küçük Cengaver’in kaybolup gitmesini izler.
Karşıdaki askerler, sınır koruma muhafızları küçüğün kaybolup gitmesini izler.
Batı Berlin’li dalgıçlar suya girmek isteseler de küçüğün bedeni “sınırı” geçtiği için Doğu Berlin’li yetkililerden izin isterler.
O izin verilmez.
Cengaver’in cansız bedeni bir buçuk saat sonra Doğu Berlin’li dalgıçlar tarafından suya girilip çıkarılır.
Annesi cesedi almak için özel izinle Doğu Berlin’e geçer, küçüğün bedenini alır,
o artık ölü bir çocuk olarak,
memleketi Ankara’ya gömülür.

Aynı noktada 5 çocuk daha boğularak can verir.
Devletlerinin ve milletlerinin ve siyasetlerinin öldürdüğü diğer 5 çocuktan biri de yine bir Türk çocuğudur.
Küçük Çetin 11 Mayıs 1975’te aynı noktada, yine nehir kıyısında oynarken nehre düşer, herkesin gözleri önünde o sınırdan bu sınıra cansız bedeni savrulur, o da ölür.
Doğum gününde.
Çetin öldüğünde 5 yaşındadır.
Ve hep öyle kalmıştır.
Cengaver 8, Çetin 5 yaşında.
Kalmışlardır.

Resmi kayıtlara göre Doğu Berlin ile Batı Berlin’i ayıran sınırı, kazaen veya rejimden kaçmak amacıyla geçerken ölen insanların sayısı 136’dır.

Biliriz, 
büyümez ölü çocuklar.
Büyüklerin savaşlarının, ördükleri utanç duvarlarının, çektikleri dikenli tellerin ardında bıraktığı nice yaşanmışın en suçsuz kurbanları onlardır.
Atlılar’ın, Muratağa’nın da çocukları vardır.
Küçük Selden 16 günlüktü üstüne milliyetçilik ve barbarlık toprağı atıldığında.
Katledilen en küçük kayıp Kıbrıslı Rum çocuğu gibi o da kinin, nefretin kurbanı oldu.
6 Aylık Andreas, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin yaptığı çalışmalar sonrası Tirfon-Demirhan’da diğer aile fertleriyle birlikte bir toplu mezarda bulundu.
Yapılan kazıda 6 aylık Andreas’ın yanında emziği de vardı. 
Andreas 10 Ekim 2015’te doğduğu ve öldürüldüğü bu toprağa,
gömüldü. 

Bugün savaşlardan kaçan, denizlerde, nehirlerde can vermeye devam eden,
savaşın içine düşen, sokağında oyun oynarken bir bombanın küçük hayallerini darmadağın ettiği nice çocuk var.
Bayrakları bayrak yapan, vatanı vatan yapan üzerindeki kan değildir. 
Ölü çocuklardır.

Bugün Suriye’den, Afrika’da etnik iç çatışmaların hüküm sürdüğü birçok ülkeden öldürülmemek için savaşlar nedeniyle, Latin Amerika ve Güney Doğu Asya’nın fakir ülkelerinden ise daha insanca bir yaşam umuduyla milyonlarca kişi yabancı topraklara doğru yola çıkıyor.
Savaşın ve milliyetçiliğin yarattığı acılar nedeniyle bizler de yola düşmedik mi?
Önce can korkusundan, 1974 sonrasında ise kendi doğduğu toprağa tutunamamaktan.
Kimimiz ise yaşamasına rağmen burada, hâlen kendi yurdunun yarısında göçmen olmaktan.
Kaç kere düşüp kalktığımızı, ardımızda nereleri ve kimleri bıraktığımızı unuttuk mu?

Cengaver, Çetin ya da ayrılıkların, utanç duvarlarının birbirinden ayırdığı çocuklar.
Savaşın, nefretin, kinin kurbanı Selden, Andreas...

Berlin’de bir nehir var. Adı Spree Nehri.
Almanya’yı ikiye ayıran utanç duvarı 1989’da yıkıldı, Spree Nehri’nin iki yakasında olan çocuklar birleşti, bundan tam 30 yıl önce. Şimdi Almanya federal bir devlet olarak refahı paylaşıyor. Tıpkı milyonlarca ölümün ardından 2.Dünya Savaşı’nı en korkunç katliamlarla yaşayan Avrupa’nın diğer tüm halkları gibi şimdi barış içinde. 
Cengaver ve Çetin, her yıl Berlin Duvarı’nın yıkılma yıldönümünde Berlin’i ikiye ayıran bu duvar nedeniyle hayatını kaybedenler anısına kurulan “The Berlin Wall Memorial”deler.
İsimleri resmi kayıtlarda yazıyor, yine resmi kayıtlarda 5 ve 8 yaşındalar hâlen.
Cengaver, öldükten sonra bulunan fotoğrafında, 
diğer çocuklar gibi bize gülümsüyor.
Çünkü çocuklar gülümser.

Lefkoşa’da da Yeşil Hat var, dikenli teller.
Delik deşik duvarlar, kaybedilen zaman, yitip giden çocuklar. 
Bizim duvarımız hâlen duruyor.

Vatanı vatan yapan çocuklardır.
Ölü çocukların âhı,
Yaşayan çocukların gözleri.

Hepsi şimdi size bakıyor.

Bu yazı toplam 3552 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar