Kıbrıs’ta 1800’lü yıllarda görev yapan bir ABD Konsolosu’nun adını taşıyan ve adada yapılan arkeolojik kazıları, kaçırılan tarihi eserleri, otorite boşluğunu ve insan ilişkilerini anlatan “Cesnola” filminin ilk gösterimi, dün gece Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği’nde (KTGB) düzenlenen etkinlikte yapıldı.

KTGB’nin “Perşembe Sohbetleri”nde bu hafta, Kıbrıslı Türk genç sinemacı Mustafa Ersenal’ın senaryosunu yazıp yönettiği, “Cesnola” adlı kısa film gösterildi.

Yoğun ilgi gören etkinlikte, filmin sanat yönetmeni Rauf Ersenal’in yıllar önce Cesnola’nın Kıbrıs’tan götürdüğü Kıbrıs seramikleri konusunda yaptığı araştırmada ürettiği imitasyon seramik koleksiyonundan bazıları da sergilendi.

“Cesnola” filmi, 1865 yılında ABD Başkanı Abraham Lincoln tarafından Kıbrıs’a atanan ilk ABD Konsolosu olan Cesnola’nın adada gerçekleştirdiği kazıları, otorite boşluğu yüzünden oluşan kaosu, insan ilişkilerini ve Kıbrıs’taki yaşamı konu alıyor.

Gecede konuşan KTGB Başkanı Hüseyin Güven, etkinliğe katılımın fazla olmasından duydukları memnuniyeti ifade ederek, bu gibi iyi ürünler ortaya konuldukça, bunları meslektaşlarıyla ve halkla buluşturmayı istediklerini söyledi. Güven, filme emek verenleri de kutladı.

KTGB Etkinlik Komitesi Başkanı Yurdakul Cafer de filmle ilgili bilgi verdi ve ardından Cesnola izlendi. Daha sonra da filmin senarist ve yönetmeni Mustafa Ersenal, sanat yönetmeni Rauf Ersenal ve görsel yönetmen Ömer Yetkinel çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi ve katılımcıların sorularını yanıtladı.

Rauf Ersenal, filmin ilk kez gösterildiğini ve beklediklerinden daha fazla bir ilgi gördüklerini belirterek, bundan büyük mutluluk duyduklarını söyledi.

Ersenal, Cesnola adını ilk kez, Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yaptığı 1990 yıllarda sık sık sohbet ettiği arkeolog Tuncer Bağışkan’dan duyduğunu ve bu konuda araştırmalara giriştiğini anlattı.

Araştırdıkça karşısına oldukça ilginç bilgiler çıktığını kaydeden Rauf Ersenal, Kıbrıs’ın Akdeniz dünyasında aslında çok önemli bir rol oynayan aktör olduğunu keşfettiğini kaydetti.

Cesnola’nın adadan götürdüğü eserlerin New York Metropolitan Müzesi’nde ve birçok ülkedeki müzelerde bulunduğunu ve bu eserlerin geri alınmasının yasal olarak mümkün olmadığını belirten Ersenal, kendisinin deneysel arkeoloji çalışmaları yaparak, bu eserlerin aynı tekniklerle üretmek için uğraştığını söyledi.

Ersenal, daha sonra oğlu Mustafa Ersenal’in kendisine, Cesnola ile ilgili bir film çekmeyi önerdiğini ve sonunda, böyle bir çalışmanın ortaya çıktığını ifade etti. Gösterimi yapılan filmin aslında çok kısa bir kesitten ibaret olduğunu belirten Ersenal, yeterli finansman bulunması halinde filmi uzun metrajlı çekmelerinin mümkün olabileceğini de kaydetti.

Rauf Ersenal, Kuzey Kıbrıs’ta bir arkeoloji müzesi bulunmadığını; eldeki eserlerin de depolarda yığın halde durduğunu, o yüzden Kıbrıs’tan götürülen eserlerin dünyanın değişik yerlerdeki müzelerde yer almasının ülke tanıtımı için iyi bir şey olduğunu savundu.

Ersenal, aynı konuda uzun metrajlı bir film için 2-3 milyon dolar gerektiğinin hesaplandığını ancak bu paranın ülkenin 20-30 yıllık tanıtımı anlamına geleceğini dikkate almak gerektiğini belirterek, Yunanistan’ın 1960’ta çekilen Zorba filmiyle hala tanıtım yaptığına dikkat çekti.

Ersenal, “On bin yıllık tarihimiz var ve çok şanslıyız. Zengin bir kültürel miras taşıyoruz. Koskoca Amerika’nın tarihi sadece 200 yıldır. Bunu unutmayalım. Bir replika müzesi bile yapsak çok ilgi toplar” dedi.

Cesnola’nın senarist ve yönetmeni Mustafa Ersenal da, filmi çekebilmek için bir hafta boyunca gece gündüz demeden çalıştıklarını söyledi. Koşulların uygun olmaması nedeniyle uzun bir montaj süreci yaşadıklarını ifade eden Ersenal, filmin çekimine Temmuz sonunda başladıklarını ve bütçesinin de 5 bin TL olduğunu belirtti.

Filmin senaryosunu toparlamak için çok uğraştığını kaydeden Ersenal, kalifiye eleman sayısının ve bütçenin az olması nedeniyle çok sıkıntılar çektiklerini ama sonunda güzel bir çalışma ortaya koyduklarını ifade etti.

Mustafa Ersenal, filmi İngilizce altyazılı olarak da hazırladıklarını ve bazı festivallere göndereceklerini; uzun metrajlı film için 2-3 milyon dolar kaynak gerektiğini; bunun için başvuruları olduğunu kaydetti.