1. YAZARLAR

  2. Serhat İncirli

  3. Cevapsız sorular!
Serhat İncirli

Serhat İncirli

Cevapsız sorular!

A+A-

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanır mı?

Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı ne olur?

-*-*-

Tayyip Erdoğan geri adım atar mı?

Erken cumhurbaşkanlığı seçimi kararı alır mı?

-*-*-

Erdoğan bir daha aday olur mu olmaz mı?

Olmazsa, yerine kimi aday gösterir?

-*-*-

Hakan Fidan mı, oğullarından biri mi, damatlardan biri mi?

Yoksa bir başkası mı?

-*-*-

Ekrem İmamoğlu aday olamazsa, yerine Mansur Yavaş aday olur mu?

O da tutuklanır mı?

-*-*-

Sahi mevcut ayaklanma büyür mü?

Saman alevi gibi söner mi?

-*-*-

CHP’ye de kayyum atanır mı?

Kemal Kılıçdaroğlu kayyum yapılır mı?

-*-*-

Sahi ne oldu Kürt açılımı?

Ayrıca Devlet Bahçeli’nin sağlık durumu?

-*-*-

Tutuklamalar artarsa, KKTC’ye de uzanır mı?

Ya da burada türban üzerinden kavga başlar ve büyür mü?

-*-*-

Bir de Kıbrıs meselesi vardı, müzakereler başlar mı?

Bu çökük ve karışık görüntüyle Kıbrıs meselesi ya da Kürt meselesini kim, nasıl çözer?

-*-*-

Türkiye ekonomisine büyük zarar verildiği apaçıktır, peki olaylar büyürse, en önemli gelir kaynağı olan turizm de çöker mi?

-*-*-

Belirsizlik…

Karanlık…

İstikrarsızlık…

İtibar kaybı kesindir…

Ve Türkiye, daha önceki tüm askeri darbelerde olduğu gibi, bir kez daha, 50 yıl geriye gider mi?


Ağaç kalmadı

Lefkoşa – Güzelyurt yolu üzerinde, İkidere – Serhatköy bölgesinde, yolun her iki tarafındaki çam ve akasya ağaçları neredeyse tamamen kurudu…

-*-*-

“Sanki hepsi yanmış gibi” dedim…

Durdum, baktım, yanma yok…

-*-*-

Bölgede daha çok aynı durumda ağaç ve orman mahvolmuş durumda!

Mesela Doğancı – Yeşilyurt arasındaki bölgedeki çamlar da tamamen kurumuş!

-*-*-

Çamları, çam kese böcekleri kuruttu, akasyalar da susuzluktan kurudu…

-*-*-

Çok acı bir görüntü var ortada…

-*-*-

Ve ne ilginçtir, kimsenin de umurunda değil!

-*-*-

Bu ülkeyi sevmediğimizin en belirgin görüntülerinden biri, kuruyan – kurtçukların yediği ağaçlardır…

Sadece kuraklığı mazeret göstermemek lazım…

-*-*-

Ülkeyi sevmedik, ağaçlarını ve ormanlarını da…

Hep birlikte önce soyduk, şimdi kurutuyoruz!

-*-*-

Eşit ve egemen!

Yaşasın KKTC!


Doğru olan buydu

Öğretmen dik durdu…

Sendikalar dim dik!

Dün sabah Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Bakanlar Kurulu’nun "Ortaokullar ile Ortaöğretim Kurumları İçinde ve Dışında Uyulacak Kurallar ve Disiplin Tüzüğü"nde yaptığı değişikliklere karşı Anayasa Mahkemesi'nde dava açtı.

-*-*-

Dava kesin kazanılacak mıydı?

Birkaç hukukçu arkadaşıma sordum, “sendikalar kesin kazanır, anayasa açık” dediler…

-*-*-

Muhalefet uyardı ve hükümet de “doğru olanı” yaptı!

Buna geri adım denmemeli ve Başbakan Ünal Üstel’in “tavrı”nın, gerginliği önlediğini kabul etmeli…

-*-*-

Bu ülkenin gururu iki öğretmen sendikası kararlıydı…

Ve ne ilginçtir, sendikaların, laikliğin karşısına, “gelin bu meseleyi kışkırtalım ve oy kazanalım” havasında birileri çıkmaya çalışacaktı.

-*-*-

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, dün Meclis oturumu sırasında Bakanlar Kurulu'nda “Ortaokullar ile Ortaöğretim Kurumları İçinde ve Dışında Uyulacak Kurallar ve Disiplin (Değişiklik) Tüzüğü’nün” toplumda gerginlik  yarattığını belirterek geri alınmasını istedi.

-*-*-

Bu gerginliğin ortadan kaldırılması gerektiğini, toplumu bölecek girişimlere gerek olmadığını ifade eden Erhürman, istişare etmeye hazır olduklarını söyledi.

-*-*-

Tabii ki Anayasa açıktı…

Ama yine de hükümet, veya tek başına Başbakan, istese konuyu gerginliğe taşıyabilirdi…

Ancak öyle yapılmadı…

Erhürman’dan sonra Meclis’te söz alan Başbakan Ünal Üstel, yeniden ele alınmak amacıyla tüzüğün geri çekildiğini açıkladı.

-*-*-

Mantıklı olan, doğru olan buydu…

Popülizm yapmak yerine, ülkeyi düşünüyor olmak da buydu…

-*-*-

Şimdi çocukları rahat bırakalım, okusunlar…

18 yaşını geçtikleri zaman da başlarını örteceklerse ya da başka yerlerini açacaklarsa da kendileri karar versinler!

-*-*-

Birilerinin empozesine, birilerinin bu konuda baskı yapmasına hiç gerek yoktur…

Çok baskı yapma ve bu ülkeyi yönetme meraklısı varsa, geldiği yere dönmekte hür olduğu gibi, her hangi bir şeritala yönetilen ülkeden vize talebinde bulunma hakkı da sanırım bulunmaktadır!

-*-*-

Bu konuda Bağımsızlık Yolu’ndan sevgili Münür Rahvancıoğlu’nun sosyal medyadaki yorumunu, “önemli” notuyla birlikte aynen paylaşmak istiyorum:

“Tüzük geri çekildi... Bu başarıda, partili-partisiz her görüşten bireyin emeği, çabası var. Partisine rağmen tavır koyan, partisini doğru tutuma sürükleyen bireyler de buna dahildir. Sevinmeyi hak ediyoruz… Ama rehavete kapılmamak gerekiyor. Çünkü siyasal İslam'a karşı mücadelede "hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır."

-*-*-

“Gerçek bir laiklik için, devletin belli bir dinin belli bir mezhebine uyguladığı tüm ayrıcalıkların üzerine gidilmeli, devlet tüm dinlere eşit mesafede durmalı, din özgürlüğü kadar dini tartışma özgürlüğü de toplum içine yayılmalıdır.”

-*-*-

“Bir de olumlu habere rağmen, içimi acıtan bir nokta var ki söylemeden geçemeyeceğim. Tabanı tepki verdiğinde, halk birlik olduğunda UBP bile kararını gözden geçirirken; elinde erk tutan hiçbir liberal, konumunu gözden geçirmedi. Baro Başkanı ve ekibi İslamcılara göz kırparken, Baro kurumsallığı kulakları sağır eden bir sessizliğe gömüldü... Bunu da buraya not düşelim, ilerde daha büyük mücadelelerde lazım olacak: İcabında UBP ile bile konuşulabilir ama fanatik bir liberali hiç kimse ikna edemez...”


demand.jpg

Bu gençle aynı fikirdeyim… Keşke Ada’daki tüm yabancı ordular gitse!

Bu yazı toplam 1369 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar