1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Cevdet Yılmaz'a mektup!
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Cevdet Yılmaz'a mektup!

A+A-

"Merhaba!"
Cevdet bey sizi tanımıyorum.
Bingöl doğumlu bir Zaza olduğunuzu biliyor, bu açıdan, ayrılıkçı siyasetin mağduru toplumlarla duygudaşlık kurabileceğinizi umuyorum.

Bir insanın kendi yurdunda öznelik kapasitesini yitirmesi öyle kolay hazmedilir bir duygu değil.

Doğrusu bu satırlar size ulaşır mı, ulaşmaz mı emin değilim.

TC Lefkoşa Büyükelçiliği buradaki hükümetçilik oyunlarından, ihale takipçiliğinden, külliye inşaatçılığından imkan bulursa, belki isminiz geçiyor diye bu mektubu size iletirler.

O da olmazsa bir gün internette gezinirken nasılsa karşınıza çıkar.
Bu zamanda gizli saklı kalmaz.

***

Sayın Cevdet Yılmaz, Kıbrıs’ın dünyadan uzak yarısına "Başbakan" olarak görevlendirilen Ünal Üstel geçenlerde sizinle görüştü. Biliyorum, bu görevlendirme sizden önce yapıldı. Selefiniz Fuat bey demokrasimizi yıktı, geçirdi maalesef... O’ndan geriye kalan “felaketlerden” biridir Üstel ortaklığı... İç çekiyorsanız, haklısınız. Çekmiyorsunuz, emin olun, çekeceksiniz.

Ünal abimiz geçenlerde yanınıza geldi ama sanırım sormaya cesaret edemedi.
TC Lefkoşa Büyükelçiliği'ne sormuş.
“Bizim Kıbrıslı dostlar niye Türkiye'ye alınmıyor?”

Hepsi de iyi insanlar.
Doktor, gazeteci, eski diplomat, araştırmacı, memur...
Ne yolsuzluk dosyaları var bu insanların, ne sahte diplomaları!

Ünal bey elçinize sormuş, yanıt dahi vermemişler.
Aylar geçti.
"Siyasi nezaketsizlik" değil mi bu?

***

Cevdet bey, "istikrar" lafı bu aralar pek bir dillere dolandı.
En son ziyarette de gündeme geldi ya da getirildi.
Ünal Üstel’in görüşme sonrası demecini dikkatle okudum, sözlerin size ait olmadığını fark ettim.
Ünal bey, sizin ağzınızdan söyledi.
Siz demişsiniz gibi, “Güzel bir istikbal için, siyasi istikrar şarttır” deyiverdi.

Belki siz de böyle düşünüyorsunuz, bilemiyoruz.
Yine de bir hatırlatma yapmak istiyorum.

Bir "partinin" ya da “başkanın” sürekli hükümette kalması değildir, siyasi istikrar. Tutarlılıktır, güvendir, ilkedir, başarıdır, toplumsal barış ve huzurdur.

Bilmem farkında mısınız ama sizin Kıbrıs’a görevlendirdiğiniz “hükümet”in anılmadığı, karışmadığı, bulaşmadığı yolsuzluk, yalan, sahtelik kalmadı.

“İstikrar” denilen hemen her ay bir müdürün rüşvet ya da sahtecilik iddiasıyla tutuklanmasıysa...
Tamamdır!
Öyle bir istikrar var.
Karanlık içinde bir istikrar var.

Eski bakanından şimdiki vekiline, ilçe başkanından daire müdürüne, müsteşarından koruma polisine hangisini kazısınız içinden bir yalan çıkıyor.

“Biz istikrarlı şekilde yolumuza devam ediyoruz” diyor ya Ünal bey.
Son derece haklı!

Yandaşlık, hilecilik, riyakarlık, yolsuzluk, usulsüzlük, sahtekarlık, liyakatsizlik anlamında önemli bir “istikrar” yakalandı.
Kir göstermiyorlar artık!

Tamam da bu istikrar bizi iyice uçuruma, umutsuzluğa, güvensizliğe götürüyor.

***

Bu mektubu size araştırmacı-yazar Kutlu Adalı’nın anma töreni sonrasında yazıyorum.
Kutlu Adalı cinayetini biliyorsunuz, malum.
Sizin oralardan geldi katiller…

“Gideyim buralardan diyorum, selamsız kalmaktan korkuyorum” diyordu Kutlu Adalı.
Biz, buralarda selamsız kaldık, Cevdet Bey!
Gitmeden…

Uzatmaya gerek yok.
Kendine “KKTC Hükümeti” diyen ortaklık ve kendine “Cumhurbaşkanı” diyen sevimli abimiz bu “selamsızlık” halini pek umursamıyor.
Yaşadığımız türlü yozlaşma, kirlenme ve yoklaşmanın üzerini ise “Türkiye hükümeti ile yakaladığımız uyum ve güç birliği” örtüsü ile kapatıyor.

Tüm bunlara “ortak” mısınız?
Merak ettim!

Bana sorarsanız öylesiniz de...
Yine de sizden duymak istedim.

Sevgilerimle...

cevdet-yilmaz.jpg


İngiltere’den alınacak dersler

İngiltere'de 2010'dan bugüne iktidarda olan Muhafazkar Parti gitti!
Hem de kendi aldığı "erken seçim" kararıyla!
Hem de tepetaklak!

Çünkü görevde olduğu her gün biraz daha kaybediyordu.

Tarihi bir yenilgi aldı, Muhafazakar Parti.
2016'dan bu yana 5 başkan değiştirdi.
O anlamda "Ulusal Birlik Partisi"ne de benziyor!
Tatar, Saner, Sucuoğlu, Üstel...
Beşinci de yolda!

Elbette İngiltere'de partinin başkanını üyeleri seçiyor, “Başkan” ya da "Başbakan" bir başka ülkeden atanmıyor (!)

***

İşçi Partisi ezici bir farkla iktidara geldi ve bu sonuç sürpriz olmadı.
Muhafazakârlar, 200 yıllık tarihinin en ağır yenilgisi ile yüzleşti.

Niye "erken seçim"e gidildi o zaman?

BBC Politika Editörü Chris Mason'a göre, Muhafazakar Parti’nin seçimi daha ileriye alması halinde çok daha büyük bir yenilgi kaçınılmazdı.

Hekime erişim sorunları ve hastaların uzayan bekleme süreleri, Avrupa Birliği’nden ayrılmanın etkileri çok konuşulsa da iktidarı en fazla yıpratan mesele ekonomi oldu.
Enflasyon bir ara yüzde 11'le zirve yapmıştı.
O dönem "KKTC"de yüzde 94'tü (!)

***

Gelelim İşçi Partisi'ni 14 yıl sonra iktidara taşıyan lidere...

Keir Starmer, siyasete girmeden önce tanınmış bir avukattı.
Annesi hemşireydi, babası bir fabrikada üretici...

İşçi Partisi destekçisi, emekçi ailenin çocuğu, ismini de partinin ilk lideri İskoç madenci Keir Hardie’den alıyor zaten...

Her zaman cesur bir aktivist oldu Keir Starmer...
Karayipler ve Afrika’da ölüm cezasının kaldırılması için çalıştı.

Keir Starmer, 4 Nisan 2020'de İşçi Partisi lideri seçildi.

Buraya dikkat!
Kampanyasında, enerji ve su şirketlerinin kamulaştırılmasını, üniversite öğrencilerine ücretsiz eğitim verilmesini savundu.

İngiltere'deki siyasi yorumcular Keir Starmer'in son 4 yılda İşçi Partisi'nin dümenini merkeze doğru çevirdiği saptamasını da yapıyor.

"Bay Kural" olarak tanıyor yeni İngiliz lider!
Hatta rakipleri tarafından sosyal anlamda "sıkıcı" bulunuyor.

Keir Starmer, seçim zaferi sonrası yaptığı konuşmada, "Bugün ülkeyi yeniden inşa etmeye başlıyoruz" sözlerini kullandı.
Önemli bir iddia bu!

Bir ülkeyi yeniden inşa etmek!
Bizim de özlediğimiz bu...

ingiltere-1.jpg ingiltere-2.jpg ingiltere-3.jpg

Bu yazı toplam 2511 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar