1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. “Cevizin kalınlığı boynunu geçerse, o boyun gider…”
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

“Cevizin kalınlığı boynunu geçerse, o boyun gider…”

A+A-

 

Savaş ÖZBEY

Müslüman olmadıkları halde 1915 olaylarından sonra Müslüman gibi görünen saklı Ermeniler...
Bugün Türkiye’de sayıları kaç? Nerelerde yaşıyorlar, hangi işleri yapıyorlar, nasıl evleniyorlar? Hangi isimleri kullanıyorlar, hangi partilere oy verdiler? Bir Ermeni köyü dışarıdan nasıl anlaşılır? Peki neden artık ceviz ağaçlarının büyümesine izin verilmiyor? Cevabı başlıkta gizli olabilir mi? Ermenistan’dan, diyaspora’dan, Türkiye’den uzmanlar ve canlı tanıklar anlatıyor: İşte Kripto Ermeniler!
“…Dün gece annem girdi rüyama. ‘O çakır gözlü adam gelecek. Ona anlat beni’ dedi rüyamda. Kocam kızıyor ama konuşacağım, anneme söz verdim. 1915’te askerler bizim köyü bastıklarında anneannem, annemi alıp köyün dışına kaçmış. Bir çalılığa gizlenmişler. Annem çok küçük olmasına rağmen hiç aklından çıkmamış geçen askerlerin süngülerinin görüntüsü. Neredeyse ayaklarına batacakmış süngüler... Oradan kurtulup Keki Ağa diye bir adama sığınmışlar. Keki Ağa iyi bir insanmış. Akrabaları, torunları, beni hâlâ evin gerçek kızı gibi görürler. Dersim’in kayıp kızlarını mı arıyorsun? İşte o benim!”
Kocası Mustafa Bey “Sen git çayı koy” diyerek karısının İstanbul’dan gelen gazeteciye ‘ayıp etmesini’ engellemeye çalışıyor. Ama Elif Boztaş (58) annesini rüyasında görmüş bir kere; susturmak ne mümkün? Ellerimi ellerinin içine alarak böyle başladı yaşadıkları dramı anlatmaya, günümüze kadar ip gibi sıraladı çektikleri zorluk, eziyet ve işkenceleri. Öyle şeyler dinledim ki o insanlardan, öyle etkilendim ki, sevgilim söylüyor, geceleri sabaha kadar “Ermenileri kurtaralım” diye sayıklıyormuşum.
“Türkiye’de doğulu olmak zordur. Doğulu olup Kürtçe konuşmak daha zordur. Hele doğulu olup, Kürtçe konuşup, Alevi olmak daha da zordur. Varın siz hesaplayın üstüne bir de Ermeni olunca yaşadıklarımızı. Bize buraları dar ettiler” diyor komşuları Zeki Bey. “Devlet de biliyor bizim Ermeni olduğumuzu. Zora girdiklerinde ‘indir donunu sünnet kontrolü’ hep ondan... 1915’i geç... 12 Eylül de bize patladı, terör de. 7 yaşındaki yeğenime bile işkence edildi. İşkencelerin şiddetini duvardaki değil, tavanlardaki kanlar anlatır ancak...”

ERMENİ ALEVİSİ VE ERMENİ SÜNNİSİ
Burası Tunceli’de 1500 rakımlı Hozkek Köyü. Köyde, Hıristiyanlığa ve Ermeniliğe dair ne varsa özenle yok edilmiş. Bir zamanlar var olan taş kilise sanki hiç inşa edilmemiş gibi. Evlerin duvarlarına kazınmış haç işaretlerinin üzerine hilal işaretleri yapılmış. “Koca köyde arasanız, sandıkların içinden bile tek bir haç çıkmaz” diyorlar. Her ne yaşanmışsa, o kadar korkmuşlar. Köyün bütün ahalisi, şimdi kendi deyimleriyle ‘Ermeni Alevisi’. “12 gün ramazanımız var. 13’üncü gün aşure pişiriyoruz. Dedelere çırağ (yolluk) veriyoruz.”
Civardaki Şordan, Şorpiyan, Danaburan, Kuşaklı, Hafsik gibi köylerin de Ermeni köyleri olduğunu söylüyorlar. “Çoğunluk nerede hangi mezheptense, hepimiz ona döndük. Kimimiz Alevi olduk, kimimiz Sünni...”
Peki bir köyün, bir mahallenin Ermeni yerleşimi olduğu nasıl anlaşılır? “Ceviz ağacından” diye cevap veriyorlar; “Ceviz, Ermeniler arasında kutsal gibi bir şeydir. Ama aramızda bir söz var: Cevizin kalınlığı boynunun kalınlığına gelince boynun gider. O yüzden büyümesine, kalınlığının insan boynu kalınlığına gelmesine ve Ermeni olduğumuzu ele vermesine izin verilmez.”

SİZ DE Mİ KESİLMEK İSTİYORSUNUZ?
Hozkek’ten Tunceli merkeze dönerken yolda gözlerim hep ceviz ağacı arıyor. Nafile. Munzur’un dibine oturmuş Ali Gündoğdu’yla (64) konuşuyoruz. Kökeni, en büyük Ermeni aşireti Mirekyan aşiretinden. 1915’te, Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi Nazimiye’de dedesinin üç kardeşi öldürülmüş. Dedesi kaçmış. Osmanlı askerlerine yakalanınca da paçayı çok iyi Kur’an okuyarak kurtarmış. Kur’an’ı o kadar iyi okumuş ki Osmanlı komutanı etkilenmiş ve “Sana bir tabur asker vereceğim. Onlarla köyüne döneceksin, Müslüman komşularınızın yağmaladığı eşyalarınızı tek tek geri alacaksın” demiş. Dedesi “Köye asker sokmam” diyerek reddetmiş bu teklifi. Evlerini yağmalayan Müslüman komşularına kötü davranılacak diye... 1964’te son nefesini verdiğinde köyünden çok uzakta, Elazığ’da bir hastane odasında, son nefesini verene kadar aynı şeyi tekrarlamış: “Sakın ola ki Ermeni olduğunuzu anlatmayın. Ne Ermenisi? Siz de mi kesilmek istiyorsunuz?”

BİR HALAM İPEK BİR HALAM ZEYNEP
“Ya tekrar keserlerse” korkusundan bütün çocuklara Müslüman isimleri konulmuş. “Babam Kamer. Halam İpek. Bir diğer halam Zeynep” diye anlatıyor Ali Bey. Aile arasında bile Ermenice isim kullanılmazmış. Mirekyan aşiretinin sağ kalan diğer fertleri de hayatlarına Gündoğdu, Polatlar gibi soyadlarla devam etmiş. Kürtlerle ve Türklerle kız alıp vermeye özen göstermişler: “Karışalım ki bize bir daha bunu yapmasınlar.” Peki bir Ermeni’yle evli olduğunu bilmeden yaşayanlar da var mıdır? “Ben tanımıyorum ama vardır tabii” diyor Ali Bey. Kiliseye ilk kez İstanbul’da gitmiş. Sol elle istavroz çıkarınca uyarmış kilisedekiler. “Ne bileyim sağ elle yapılacağını, bana hiç öğretilmedi ki” diye anlatıyor.

CHP ONLAR İÇİN DEVLET DEMEKTİ
Peki Kripto Ermeniler ne işler yaptılar, nasıl yaşadılar, hangi partilere oy verdiler? “Ne iş yapacağız, önceden ne biliyorduysak yine onu: Kalaycılık, bakırcılık, terzilik, berberlik, dokumacılık... Babam 1960 inkılabında muhtardı. Hiç unutmam duvarda Celal Bayar’ın, Menderes’in fotoğrafları vardı. Ölünceye kadar toplu halde sağ partilere oy verdiler. Onlar İçin CHP, devlet demekti çünkü. Öbür taraftan TİKKO gibi radikal sol örgütlerde de yer alanlar da vardı.”
Zeki Sarıca (33) Tunceli merkezde bir kafe işletiyor. Yaşının genç olmasından herhalde, gelecekten daha umutlu: “Çocuklarım Ermeniliklerini bilsinler isterim. Ben 12 yaşında öğrendim Ermeni olduğumu. Ama bizim köyde kimin Ermeni olduğunu herkes biliyordu. Daha önce de bir röportaj vermiştim. O röportajı Hollanda’dan okuyan biri aradı. Çok etkilenmiş. O da hikâyesini anlattı. Sünni Ermeniler’denmiş. Babası  çoban olduğu için dalga  geçer gibi bunlara ‘Koyun’ soyadını vermişler.

BÜTÜN DÜNYAYA HAYKIRMAK İSTİYORUM
“Cemevine de camiye de gitmem. Çıktığım kıza Ermeni olduğumu söyledim. Çoğumuz hâlâ çok uzak duruyor, buna hiç yanaşmıyor. Ama Hrant’ın (Dink) ölümü bir dönüm noktası oldu. Artık kendimizi daha rahat ifade etme imkânımız var. Bütün dünyaya haykırmak istiyorum Ermenilerin yaşadığını ve haklarının tanınması gerektiğini. Türkiye demokratikleştikçe daha fazla insan cesaret kazanacak.”

DİYASPORA
‘Ermenilerin Dönüşümü’ kitabının yazarı, İranlı Parlamenter Karen Khanlari:
“Kripto Ermeniler Bitlis, Muş, Varto, Erzurum, Kars, Bingöl ve Müslümanlaşmış Hemşinliler de Trabzon, Artvin, Rize, Hopa gibi şehirlerde yaşıyor. Bununla birlikte sayılarının ne kadar olduğunu söylemek güç. Gerçek şu ki çok geniş sayıda bir Ermeni nüfus Türkiye’nin kırsallarında yaşıyor. Çeşitli kaynaklardan taradığımızda Müslümanlaşmış Ermenilerin 1 milyon  300 bin, Kripto Ermeniler’in de 700 binin üzerinde oldukları sonucuna varabiliriz.”

ERMENİSTAN
Batı Ermenileri Sorunları Araştırma Merkezi Müdürü  Haykazun Alvırtsyan:
“Müslümanlaştırılmış Ermenilerin, galiba yarısı, bu gerçeği bilmelerine rağmen, hatırlamak bile istemiyorlar. Bana göre, Kripto Ermeniler, toplumsal bir katman olarak, 1915’te ortaya çıktı. Soykırım’dan (1915 olaylarını kastediyor) kurtulanların sayısı 400 bin civarındadır. Türkiye’deki nüfus artış hızını hesaba kattığımızda, Müslümanlaştırılmış Ermeni nüfusunun 3 milyon kadar olabileceğini tahmin edebiliriz. Ermeniler diğer milletlere nazaran daha fazla göç etti. Dolayısıyla 1.5-2 milyon sayısı daha olası gibi görünmektedir. Bu sayının yaklaşık yarısını ise Kripto Ermeniler teşkil etmekteler.”

RESMİ TÜRK TEZİ
Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halaçoğlu:
“BM kayıtlarına bakarak bugün Türkiye’de  500 bin civarında Kripto yaşadığını söyleyebiliriz. Bunların büyük çoğunluğu Tunceli, Van, Batman, Diyarbakır, Bitlis gibi şehirlerde. Tabii ki bir kişinin Ermeni ve Müslüman olması beni rahatsız etmez ama ben kandırılmak istemiyorum. Bu ortadaki durum onlar açısından da bir zulüm. Kendilerini Müslüman kisvesi altında gösteren insanların kendi asli dinleriyle toplumumuzda yer almaları gerekir. Çekiniyorlar deniyor.
Bence artık böyle bir ortam yok Türkiye’de. Üstelik Lozan’ın koruma şemsiyesi altında olacaklar.”

GAYRIRESMİ TARİH
‘Ermeni Meselesi’nde İstatistiklerin Rolü’ kitabının yazarı tarihçi Fuat Dündar:
“1878’den beri bölgedeki nüfus devlet tarafindan titizlikle kayıt altına alındı. Ve son olarak, PKK silahlı mücadelesi sırasında devletin ve askeri birimlerin girmediği hane, hazırol duruşuna geçirmediği birey kalmadı. Tüm bunlar göz önüne alındığında bugün Ermeniliklerini gizleyen kalmadı. 1915 dönemi müslümanlaşan/müslümanlaştırılan Ermeniler’in 50 bin
civarı olduğunu düşünüyorum. Bazıları bu rakamı 300 bine yükseltmektedir. Bu tür abartmaların bir nedeni de, yıllarca bu konuları yasaklamamızdan kaynaklanıyor. “

KRİPTO ERMENİLER
Dersim Ermenileri Derneği Başkanı Miran Pirgiç:
“Üye sayımız şu anda 60 civarında. Türkiye’de yaşayan Ermeniler, özellikle hükümetin son açılımlarından sonra artık cesaretlenerek kendi kimliklerini ifade etmeye başladılar. Her gün kendisinin Ermeni olduğunu iddia eden birileri çıkıyor karşımıza. Ailesinden insanların Ermeni olduklarını söyleyenler de var.”
 

(HÜRRİYET – Savaş ÖZBEY – 30.9.2013)

Bu yazı toplam 2014 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar