1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. CEZAEVİ GERİLDİ
CEZAEVİ GERİLDİ

CEZAEVİ GERİLDİ

Merkezi Cezaevinde 27 yaşındaki Mithat Can Çalık’ın ani ölümünün yankıları sürüyor. Otopsisi yapılan gencin kesin ölüm nedenini Türkiye’den gelecek rapor belirleyecek

A+A-

ANJİYO YAPILDI TEMİZ ÇIKTI… Kaldırıldığı hastanede, anjiyo yapıldığı öğrenilen Mithat Can Çalık’ın anjiyo sonuçlarının temiz çıktığı öğrenildi. Üç dört kez kalp masajı ile hayata geri döndürülen Çalık, yapılan tüm müdahalelerle rağmen hayata tutunamadı.

BİR MAHKUM YAŞAMINA SON VERMEK İSTEDİ… Sorunlar yumağı cezaevi 27 yaşındaki gencin ölümünün ardından yeniden gündeme gelirken, yaşam koşulları nedeniyle psikolojik sorunlar yaşayan bir mahkûmun Perşembe günü hayatına son vermek istediği, gardiyanlar tarafından son anda fark edilerek hastaneye sevk edildiği öğrenildi.

CEZAEVİNDE MAHKUM VE TUTUKLU SAYISI 615’E YÜKSELDİ…  Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, 27 Mayıs itibarı ile cezaevinde mahkûm ve tutuklu sayısının 615’e ulaştığını, koridorlar dahil olmak üzere her yerin dolduğunu kaydetti.

Devrim DEMİR

Merkezi Cezaevinde hafta sonu 27 yaşındaki hükümlü Mithat Can Çalık’ın ani ölümünün ardından gözler yeniden kapasitesini kat kat aşmış cezaevine döndü. Her gün katlanarak artan tutuklu sayısını kaldıramaz duruma gelen cezaevinde yaşanan ani ölüm, hem çalışanlar hem de mahkûm ve tutukluları tedirgin etti.

Koğuş arkadaşlarının fark etmesi üzerine yarı baygın bulunan Çalık’a ilk müdahaleyi koğuştaki bir mahkûm yaparken, gardiyanların kısa sürede koğuşa gelmesiyle karakola çıkarılan 27 yaşındaki gence ikinci müdahale gardiyanlar tarafından yapıldı.

İki üç kez hayata geri döndürüldü

YENİDÜZEN’in elde ettiği bilgide,  kalp masajı sırasında kustuğu iddia edilen genç, hastaneye sevk edilmeden hayata geri döndürüldü.

Lefkoşa Doktor Burhan Nalbantoğlu Hastanesi’ne kaldırılan Çalık’ın kalbi hastaneye götürülürken yeniden durdu.

Kaldırıldığı hastanede, anjiyo yapıldığı öğrenilen Mithat Can Çalık’ın sonuçlarının temiz çıktığı öğrenilirken, üç dört kez kalp masajı ile hayata geri döndürülen genç ne yazık ki hayatını kaybetti.

İddialar arasından ilk müdahalesi Cezaevi’nde yapılan gencin hastaneye götürülmesinde ‘geç kalındığı’ da var…

Ölüm nedeni belirlenemedi

Lefkoşa Hastanesi morgunda Adli Tıp Doktoru İdris Deniz tarafından Çalık’a 26 Mayıs tarihinde yapılan otopsi sonucu gencin kesin ölüm nedeni belirlenemedi. Çalık’ tan alınan doku örnekleri, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Türkiye Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

Uyuşturucu aldığı iddia ediliyor

Çalık’ın uyuşturucu aldığı ve buna bağlı rahatsızlık geçirdiği ilk andan itibaren iddia edilenler arasında.

İddialara göre, Çalık geceden fenalaştı ancak sabah saatlerinde durumunun ağırlaşması üzerine gardiyanlardan yardım talebinde bulunuldu.

Bir mahkûm yaşamına son vermek istedi

Mithat Can Çalık’ın ani ölümünün ardından yeniden göz önüne gelen Merkezi Cezaevinde kamuoyuna yansımayan olayda, 23 Mayıs Perşembe akşamı bir mahkûmun yaşamına son vermek istediği ve gardiyanların olayı fark etmesi üzerine son anda kurtarılarak hastaneye sevk edildiği öğrenildi.

 

“Mithat’ın rahatsızlandığı gün cezaevinde görevli bir doktor olsaydı bugün Mithat yaşıyor olabilirdi”… Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı

 

Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı:

“Cezaevindeki kötü koşullardan dolayı ölümlerin olacağını daha önceden uyarmıştık”

Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, Merkezi Cezaevinde hafta sonu yaşanan ölüm olayının çok üzücü olduğunu açıkladı.

YENİDÜZEN’e konuşan Kayalı, böylesi bir ölümün hem çalışanlar hem de mahkum ve tutuklular için travma olduğunu belirtti.

2015-2016 yıllarında şartları ağırlaşan cezaevinde ölümlerin olacağı uyarısını yaptıklarını kaydeden Kayalı, uyarıların dikkate alınmadığını kaydetti.

Kayalı, “Gardiyanlar arasında yaptığımız araştırmalarda bu uyarılar vardı, bir gün kötü koşullardan dolayı bölümlerde birilerinin öleceğini açıklamıştık. Bugün 27 yaşındaki gencin ölüm sebebi hala bilinmezliğini korurken, İçişleri Bakanlığının yapmış olduğu açıklama beni kişisel olarak üzdü. Ölümün ardından önce kalp krizi, ardından ise otopsi sonucuna göre karar verilecek söylenildi. Bakanlık, keşke daha sağduyulu olsaydı ve kişilerin farklı konuşmalar yapmasını engelleseydi” dedi.

Cezaevinde halen görev yapan doktor yok

Merkezi Cezaevinde sağlıkçının olmadığını, sürekli görev yapan bir doktorun var olmadığını ifade eden Kayalı, “Mithat’ın rahatsızlandığı gün cezaevinde görevli bir doktor olsaydı bugün Mithat yaşıyor olabilirdi” dedi.

“Cezaevinde mahkûm ve tutuklu sayısı 615’e ulaştı”

Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, 27 Mayıs itibarı ile cezaevinde mahkûm ve tutuklu sayısının 615’e ulaştığını, hafta sonu yaşanan üzücü olayda farklı koğuşlardan uyuşturucu olduğu iddiaları olduğunu başka bir kesimin ise kalp krizi üzerinde durduğunu belirterek, doğruyu bilmeden yorum yapmanın yanlış olduğuna değindi.

“Bakanlık ve Cezaevi yönetimi bu konu üzerinde yeterince durdu mu?”

27 yaşındaki Mithat Can Çalık’ın ani ölümünün ardından, cezaevi yönetiminin ciddi bir soruşturma başlatması gerektiğine dikkati çeken Kayalı, “Bizim istediğimiz hem cezaevi yönetimi hem de bakanlığın bu olay ile ilgili çok ciddi bir soruşturma başlatmış olması gerekmekte. Bakanlık ve cezaevi yönetimi yeterince bu olayın üzerinde durdu mu? Gencecik bir insan öldü, o bölümle ilgili koğuşta kaç kişi ile görüşüldü ve soruşturma yapılıyor?  50-54 kişinin yer aldığı bir bölümde böylesi bir ölümün neredeyse kalbi durmuş gencecik, inanılmaz bir fiziki güce sahip bir insanın ani ölümü ile ilgili ne yapılıyor?

 “Sonuç ne olursa olsun çok ciddi bir polis soruşturması şart”

Kayalı, 50’den fazla kişinin kaldığı bir koğuşta yaşanan ölümün ardından kimsenin bir şey bilmediğini, yürütülen ileri soruşturmada ise Çalık’a ilk müdahaleyi koğuşta bir mahkûmun yaptığını ifade etti.

Kayalı, gencin hastaneye sevk edilmeden önce bir hikâyesi olduğunu, cezaevinde masaj yapıldığını ve canlandırıldığını bu esnada kustuğunu ifade ederek, polisin geniş kapsamlı bir soruşturma başlatması gerektiğine vurgu yaptı.

Özellikle koğuş arkadaşlarından ve çalıştığı atölyeden ifade alınması gerektiğine vurgu yapan Kayalı, “Bu soruşturmanın ucu illaki uyuşturucu değildir ancak yapılacak olan her ince detay bir sonraki felaketi önlemek adına olacak bir soruşturmadır. Olayın soğuması ve gündemden düşmeden otopsi sonucunun gelmesi gerekmektedir. Soruşturmanın sonucu ne olursa olsun polis dosyayı kapatmamalı” dedi.

“Uyuşturucu iddiası araştırılsın”

Çalık’ın uyuşturucu içtiği ve öldüğü iddialarının da araştırılması gerektiğini kaydeden Kayalı, gardiyanların da son derece huzursuz olduğunu gerçekten çürük varsa aradan temizlenmesinin de şart olduğu vurgusunu yaptı.

 

“Cezaevine günde en az 160 giriş çıkış yapan mahkûm ve tutuklu var”

Merkezi Cezaevinde giriş ve çıkışlarda yoklamanın da büyük bir sorun olduğunu dile getiren Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, özellikle mesai günlerinde bunun bir kâbusa dönüştüğünü kaydetti.

Kayalı, her vardiyada 25 gardiyanın görev yaptığını her gün yaklaşık 70-80 mahkûm ve tutuklunun Lefkoşa, Girne ve Mağusa mahkemelerine sevkinin yapıldığını belirtti.

80 kişinin atölyelerde ve çeşitli işler için cezaevinde çıkış yaptığını kaydeden Kayalı, “Her giriş ve çıkışta 160 mahkûm ve tutuklu en fazla 3 gardiyan tarafından aranıyor ve bu çok sıkıntılı bir süreçtir.”

Hastalık kol geziyor

Yeni Cezaevinin ihale süresinin Mayıs ayında tamamlandığını ancak gecikmeler nedeniyle taşınmanın 2020 yılına kaldığını kaydeden Kayalı, fiziki şartlarını yitiren cezaevinde bir takım hastalıkların olduğunu bunların başında ‘ uyuz ‘ hastalığının kol gezdiğini ve hala bir tedbir alınmadığını söyledi.

‘ Uyuz ‘ teşhisi konulan mahkûm ve tutukluların halen tam olarak ayrılmadığını koğuşlarda tutulmaya devam ettiğini belirten Kayalı, yaşanan bu tedbirsizlik nedeniyle bölümlere giren gardiyanların da tedirgin olduğunu, önlem alınmazsa Yeni Cezaevine en az 100 uyuz hastası ile gidileceğini kaydetti.

İçişleri Bakanlığının Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşanan değişimlerden dolayı aksama olsa da bir an önce yeni cezaevine geçilmesi için adım atılması gerektiğine vurgu yapan Kayalı, cezaevinin günden güne kötüye gittiğini belirtti.

“ Koğuşlarda yatanlar var, kokudan durulmayan yerler var”

Merkezi Cezaevindeki koşulların günden güne kötüye gitmesi ile birlikte hem çalışanların hem de mahkûm ve tutukluların da psikolojisinin bozulduğunu dile getiren Kayalı, insani koşullardan uzak yaşayan mahkum ve tutukluların koridorlarda yattıklarını bazı koğuşlarda yaşanan kalabalık nedeniyle kokudan durulmadığını kaydetti.

Mültecilerin de dönem dönem kalabalık bir şekilde uzun bir süre cezaevinde kaldığını kaydeden Kayalı, artan sayının artan hastalık habercisi olduğunu kaydetti.

Sıcak havaların gelmesi ile 45-50 kişinin kaldığı koğuşlarda serinlemenin de mümkün olmadığının altını çizen Kayalı, alt yapı eksikliği olan cezaevinde elektriklere yüklenince elektrik sisteminin yeterli olmadığını belirtti.

 

“İnsan hakları konusunda karnesi kırıklarla dolu olan KKTC devleti, bağımsız gözlemcilere de imkan tanımalıdır.”… Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat
 

 

Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat:

“Bir gün beklemeden olaya el atın”

Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi Başkanı Avukat Aslı Murat, Merkezi Cezaevinin 27 yaşındaki gencin ölümü ile yeniden gündem olduğunu tutuklu ve mahkum sayısı her geçen gün artan cezaevinde, ciddi bir psikolojik travma yaşandığını kaydetti.

Yeni Cezaevi ile ilgili çalışmaların yavaşlatıldığını dile getiren Murat, fiziki koşulları yetersiz kalan cezaevinde hem çalışan hem de mahkûmların zor günler yaşadığını ifade etti.

Murat, “Devletin kapatılma mekânı olarak tanımlanabilecek polis karakollarındaki hücrelerin, cezaevinin ve havaalanında yoğunlukla sığınma talebi ile gelen kişilerin barındırıldığı yerler gayri insani koşullarda olduğunu dile getirdik. Hem meslektaşlarımızdan aldığımız şikayetler hem de kamusal alana yansıyan mağduriyetler göz önüne alındığında, bir gün bile beklemeksizin olaya el atılması gerekmektedir. Öncelikle şunu söyleyebilirim ki, bir kişi suç işleme şüphesi ile karakola getirildiğinde de, davası ispatlanıp mahkûm olduğunda da bir insandır ve insan onurunu zedeleyecek,  işkence ve kötü muamele teşkil edecek hiçbir davranışa maruz bırakılamaz” dedi.

“Cezaevinde sürekli sağlık personeli yok”

Merkezi Cezaevinde fiziki koşulların, uluslar arası standartların kat kat altında olduğunu ve devletin gözetiminde karakollarda zanlıların intihar ettiğini, ifade eden Murat,  “Cezaevinde ise fiziki koşullar zaten uluslararası standartların kat be kat altında. Bu iddialar sürerken, karakolda devletin gözetimi altındaki zanlılar intihar edebilirken, bu meselede olduğu gibi (ki birçok meselede bu tip iddialar dile getiriliyor, ilk değildir) uyuşturucu maddenin cezaevine sokulması mümkünken, cezaevindeki revirde sürekli sağlık personeli yokken, kişi güvenliğinden sağlık hakkına kadar pek çok hakkın tehlike altında olduğunu söylemek mümkün. Devlet fiziki olarak cezaevini büyütme planları yapabilir ama bunun da ötesinde çağdaş bir rehabilitasyon sistemi kurması gerekir. Yaklaşık 1 sene önce gündeme getirilen ama hala bir gelişme yaşanmayan şartlı tahliye sisteminin baştan sona değiştirilmesi gerekir. Belki de en önemlisi, işkencenin ceza yasasında suç kapsamına alınmasıdır. İnsan haklarına duyarlı bir devletten bahsedecekseniz, bu alandaki eksiklikleri gidermeniz ve sorumluları cezalandırmak için gereken mekanizmayı hazırlamanız - yasal eksiklikleri gidermeniz gerekir. İnsan hakları konusunda karnesi kırıklarla dolu olan KKTC devleti, bağımsız gözlemcilere de imkan tanımalıdır. Mesela biz ve Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı yetkilileri defalarca, işin içindeki hukukçular olarak izin verilmesini ve gidip standartlara göre değerlendirme yapmayı talep ettik ama hiçbir cevap alamadık. Geçen gün cezaevinde ölen gencin otopsi sonucuna göre, daha farklı bir yol çizmeyi de planlıyoruz. Umarız gerçekleri yansıtan bir tablo ile karşılaşırız ve artık kimi sorunlar üstü örtülmeden çözümlenir. Bu noktada gardiyanların çalışma güvenliği konusuna da değinmek gerekir. Tabi ki zor koşullarda çalıştırılmakta ve birçok sorun ile baş etmek zorunda kalmaktadırlar. Ama bunun çözümü üretecek olan yine hükümet edenlerdir.”

 

yeniduzen-satin-aliniz-20190528102742.jpg

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 3865 defa okunmuştur
İlgili Haberler