Cezaevinde grev kalktı
HAKSEN, Merkezi Cezaevi’nde üç günden bu yana sürdürülen grevi noktaladığını ve Gardiyanlar Birliği’yle birlikte mücadeleyi hukuk yoluyla sürdüreceğini açıkladı.
Eşit Hak ve Adalet Sendikası (HAKSEN), Merkezi Cezaevi’nde üç günden bu yana sürdürülen grevi noktaladığını ve Gardiyanlar Birliği’yle birlikte mücadeleyi hukuk yoluyla sürdüreceğini açıkladı.
HAKSEN Başkanı İzzet Türkmen bu sabah 09.30’da Merkezi Cezaevi ziyaretçi giriş kapısı önünde basın açıklaması yaptı.
Türkmen, Merkezi Cezaevi’nde üç gündür sürdürdükleri grevle ilgili kamuoyuna Bakanlık ve Cezaevi Müdürlüğü tarafından gerçeğe aykırı bilgilendirme yapıldığını öne sürerek bunu hayretle takip ettiklerini söyledi.
Türkmen, Merkezi Cezaevi ziyaretçi biriminde görev yapan erkek gardiyanların kadın gardiyan erinin yerine bir kadın personelin takviye verilmemesi neticesinde ziyaretçilerin yüzde 60’ını oluşturan kadın ziyaretçilerin aranmadan içeri alınmasının sorumluluğunu almak istemediğini belirtti.
Türkmen, bu bağlamındaki taleplerin “görev değişikliği” şeklinde kamuoyuna aktarıldığını, Cezaevi Müdürü’nün 7-8 cümlelik dilekçeleri dahi anlamakta zorlandığını ve bunu kamuoyuna yanlış aktardığını iddia etti.
“HUKUKSUZLUKLA MÜCADELE YARGIYA TAŞINARAK SÜRECEK”
“Bu hukuksuzlukla mücadele HAKSEN’in avukatları tarafından yargıya taşınarak devam edecektir” diyen Türkmen, Cezaevi Müdürü ve bakanın kaosa oynamasının polisle gardiyanları karşı karşıya getirdiğini savundu.
“KURALLAR ÇİĞNENDİ”
Toplu İş Sözleşmesi ve Grev ve Referandum Yasası’na göre, “Grev yerine başka personel görevlendirilemez” ve tüzüğe göre “Cezaevine girişler her ne sebep ile olursa olsun detektör kapıdan geçilerek yapılır” kurallarının çiğnendiğine vurgu yapan Türkmen, Cezaevi Müdürü’nün benmerkezci tavırları nedeniyle mevzuatın çiğnenerek, cezaevi güvenliğinin tehlikeye atıldığını iddia etti.
“MAHKUM VE AİLELERİN MAĞDURİYETİNİ ÖNLEMEK İÇİN GREV KALKTI”
Türkmen, bu noktadan sonra cezaevinde ele geçirilecek, cep telefonu, kesici-delici alet ve uyuşturucunun bu ve bu yasadışı uygulamaların eseri olduğunu, grevin, hukuksuzlukların kamuoyunun bilgisine getirilmesi adına yapıldığını ve mahkûm ve ailelerinin mağduriyetinin önlenmesi için bugün grevin kaldırıldığını açıkladı.
“BAKAN VE MÜDÜRÜ, BU VEBALİ ÜSTLENMEK ZORUNDA KALACAK”
Türkmen açıklamasına şöyle devam etti:
“Sendikamızın basına yansıyan açıklamalarına rağmen, bu ülkenin Başbakanı ve hükümet ortakları da Merkezi Cezaevi'nde uygulanan mevzuatın yerle bir edilmesini Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Referandum Yasası’nın çiğnenmesini, Cezaevi Disiplin Tüzüğü’nün Müdür isterse istediği gibi uygulandığını İçişleri Bakanı’nın da buna seyirci kaldığını sadece izlemekle yetinmişlerdir. Hükümet güvenlik zafiyeti denilince ne anlıyor öğrenmek istiyoruz? Hükümet bu ülkenin bir miktarının hükümeti değildir, halkın bir bölümünün hükümeti değildir. Kaosa doğru hızla götürülen cezaevinin sorumluluğu da bu hükümete aittir. Hatırlasınlar istiyoruz.
Grevimizin başlama sebebi olan gerekçelerde belirtiğimiz üzere cezaevinde bulunacak her türlü uyuşturucu, silah, bıçak ve cep telefon vakaları bu yasadışı uygulamanın eseri olacaktır. Sayın Bakan ve O’nun müdürü bu vebali üstlenmek zorunda kalacaklardır. Hiçbir gardiyanımız bugünden itibaren bu nedenlerle suçlanmamalıdır.
Yaşanması muhtemel tatsız olaylar gerçekleşmeden tüm sorumluları ve yetkilileri hukuk dışılığa son vererek mevzuata uymaya, gardiyanların ve mahkûmların güvenliği adına yasa ve tüzüklere uygun hizmet vermeye davet ediyoruz.
Gardiyan-polis çatışması yaratmamak ve mücadelemizi yargı üzerinden sürdürme kararı ile sona erdirdiğimiz grevimizde halkımızı doğru bilgilendirme çabamızda yanımızda olan basın mensuplarına, basın kuruluşlarına teşekkürlerimizi sunmak isteriz.”
Sendikamız cezaevindeki ‘güvenlik zafiyetine’ sebep olanları, çözüm bulmayanları, çözünme engel olanları ve seyirci kalan yöneticileri, cezaevinde yakınları olanların ve sayın halkımızın takdirine bırakmaktadır. Unutmasınlar cezaevi çalışanları kadın gardiyanı-erkek gardiyanı ve tüm kadroları ile büyük bir ailedir ve bunu bozmaya da kimsenin gücü yetmeyecektir.”