1. YAZARLAR

  2. Meltem Sonay

  3. Cezaevine ‘bakan’ yok!
Meltem Sonay

Meltem Sonay

Cezaevine ‘bakan’ yok!

A+A-

BİR HABER- YORUM

Cezaevi’nde 27 yaşında bir genç öldü… Henüz ölüm nedeni belli değil. ‘Uyuşturucu’ diyen de var, ‘ihmal’ de… Kötü koşullar hatırlatılıyor yine…

27 yaşında bir genç Devlet kontrolünde yaşamını yitirdi. Sebebi ne olursa olsun, sorumlusu belli.

Ölümün gerçekleştiği gün bizzat aradım İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ı… İddiaları sordum…

Vicdani retçi Halil Karapaşaoğlu’nun 3 günlük cezaevi tecrübesinin ardından ‘içeriye’ ilişkin anlattıklarında olduğu gibi…

Yanıtı  ‘soruşturacağız’ oldu yine… Hükümlü tutuklu gencin ‘uyuşturucu geçmişi yok’ dedi… ‘Bu tespit nasıl yapıldı’ diye sordum, ‘uyuşturucu suçuna bağlı mahkumiyeti yok’ dedi.

Gardiyanlar Birliği Başkanı ‘sayı 615 diyor’, geçen gün itibarıyla…

Kim bilir bugün belki daha fazla.

Yıllardır artan suç oranı ve suçlu sayısına bağlı olarak cezaevinin ‘yetersiz’ koşulları öğrenilmiş çaresizliğimiz olsa da, Halil’in anlattıkları bunların ötesindeydi…

Sıcak suydu, kırık camdı, tuvaletti… İnsan olmak, insanca yaşamaktı!.. demiştim Halil Karapaşaoğluları’nın anlattıklarının ardından, iyi yönde değişen hiçbir şey olmadığını söylüyor gelen haberler hâlâ…

O gün de İçişleri Bakanı’nın ‘hemen’ Cezaevine bir ‘baskın denetim’ yapmamasını, iddiaları pek de dikkate almamasını yadırgamıştım, bugün de halen beklemesini yadırgıyorum…

Bakan Baybars o gün de iddiaları ‘direkt reddetmeyi’ ve ‘savunmayı’  seçmişti, bugün de…

O gün olduğu gibi bugün de il olarak Cezaevi Müdürü’nden ‘rapor’ veya ‘izahat’ talep etti. ‘Bakmak’ için çok bekledi…

Ve neredeyse aynı günlerde açıklanan Hükümet Programı’ndaki hedefler de aynıydı…

“CEZAEVİ KOŞULLARI İYİLEŞTİRİLECEK” yazıldı yine büyük harflerle.
Mahkum ve tutukluların koşulları uluslararası standartlar çerçevesinde iyileştirilme çalışmaları devam edecek, dendi.

Cezaevindeki disiplin vb. kural ve uygulamaların insan hakları ve evrensel kurallar ölçüsünde iyileştirilmesinin hedeflendiği yazıldı, çünkü;

Cezaevinde doktor yok, bağımsız gözlemci yoktu…

Cezaevinde İNSAN HAKLARI YOK’tu!..

Aslında Cezaevi’ne BAKAN YOK’tu!..


 

BİR DETAY…

 

Taçoy’un hedefi…
‘Genel Sekreterlik’ aşkı!

hh-075.jpg

Bugünün Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy’la koalisyon hükümeti kurulması çalışmaları sürerken kısa bir sohbet imkanımız olmuştu.

O dönem ‘yazma’ dediği için yazmamıştım ama artık o köprünün altından çok sular geçtiği için Hasan Taçoy’un da buna kızacağını sanmam.

Bugün söylediği gibi o günde de bana ‘bakanlık talebim yok’ diyen Taçoy, çok da samimi gelmişti açıkçası. Partinin Genel Sekreteri olmaktan çok mutluydu ve bunu sürdürmek istediği izlenimi de yaratıyordu.

Sohbetimizin gerçekleştiği 19 Mayıs günü, daha önce çekilmediği için çokça eleştirilen UBP’nin piyangosunu çekmenin de gururunu taşıyordu.

‘Ben varken bunlar hiç aksamazdı ama işte bir şeyler oldu partiden gittik, sonra dağıldı’ mealinde bir şeyler söyleyen Taçoy, bende UBP içinde daha da kökleşme ve ilerleme ister bir izlenim yaratmıştı o gün…

Açıkçası Taçoy sürpriz bir şekilde UBP- HP Hükümeti Kabinesi’ne girdi, önemli de bir bakanlığın, Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın sahibi oldu.

Taçoy son birkaç gündür UBP Genel Sekreterliği’ni de bırakmaya niyeti olmadığını açıkça ifade ediyor.

Dün sabah Genç TV'de yayınlanan Merhaba Yeni Gün Programı’nda Baykan Gürses Özdağ’ın sorularını yanıtlayan Taçoy,  görev aşkının bakanlıkta değil ‘Genel Sekreterlik’te olduğunu söyledi. 

“Bakanlık benim için uğrunda ölünecek bir sevda değil” ifadelerini kullanan Taçoy, “Genel başkanıma yapmak istediğim görevin Genel Sekreterlik olduğunu belirttim. Eğer bakan veya genel sekreterlik arasında seçim yapılacaksa ben genel sekreterlik yapmayı tercih ederim. Bu konuyu genel başkan ile yine oturup konuşacağız” şeklinde konuştu.

Taçoy, “Beş ay içerisinde Genel başkanımızın da yetkisini alarak yapmış olduğumuz işler gözle görülür derecededir. Ben partimizin berraklığının görünür olması için çabalıyorum” derken, hayallerini gerçekleştirdiğine de değindi.

‘Bakanlık’tan vazgeçerim’

Taçoy’un “Partimizin birçok borcunu ödemiş ve ilk kez bütçe yapmış durumdayız. Bunlar benim en büyük hayalimdi. Ben bunlardan vazgeçmek yerine bakanlıktan vazgeçerim. Bakanlık benim için uğrunda ölünecek bir sevda değil. Bakanlık yapabilirim, neden yapmamayım? Ama benim için yapmayı hayal ettiğim işler bakan olunca gerçekleşemeyecekse bakanlıktan vazgeçerim” açıklamaları oldukça dikkat çekiciydi.

Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nda 4. Günü olduğunu ve görev dağılımının tamamen Başbakan Ersin Tatar’ın takdiri doğrultusunda gerçekleştiğini söyleyen Taçoy ekledi, “Bakanlık dağılımı ile ilgili parti içinde rahatsızlık olmaması imkânsızdır. Bakanlık alamayan kişilerde mutlaka bir burukluk olur. Ben 21 yıldır vekilim ve vatandaşın bize verdiği esas görev milletvekilliğidir. Kimin bakan olarak seçileceği Genel Başkanın kurmak istediği kabine ile alakalıdır. Her şey tamamen genel başkanın iradesi doğrultusunda gerçekleşmiştir. Genel sekreteri olarak ben bile bakan olacağımı son gün öğrendim”.

Taçoy parti içerisinde genel sekreterliği bırakması için beklenti olduğunu da belirtti ama Genel Sekreterliği bırakmama niyetini yineledi.

 “Benim istediğim şey genel sekreterliktir. Benim amacım partiye nasıl faydalı olacağımı, parti içindeki gençleri nasıl geliştireceğimi, partinin yapısını ülkeye faydalı olarak nasıl geliştireceğimi bulmak ve ülkeye faydalı olacak gençler yetiştirmektir” diyen Taçoy, aslında UBP içindeki niyetini açıkça da gözler önüne serdi.


BİR ALINTI: Bu arkadaşlar 'temiz siyaset yapacağız' diyerek sanki de Domestos'la geliyormuş gibi davrandılar. Geçmiş dönemlerde görev yapanların hepsini hırsız, vizyonsuz ilan ettiler... Temiz diyerek, isim koyarak söylemlerin altı doldurulmaz."  (Doğuş Derya)

 

Bu yazı toplam 1828 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar