“Cezasını çektim, bedelini ödedim… Toplumun yargılaması bitmedi”
Çocukken yaptığı ‘bir takım hataları’ yüzünden toplum tarafından halen yargılandığını ifade eden D.S.’nin ‘sahipsizlik’ isyanı
Çok küçük yaşlarda işlediği bazı suçlar nedeniyle bir çok kez cezaevine giren 28 yaşındaki D.S, cezasını çekmesine karşın toplumun yargılamasının bitmediğinden ve iş bulamadığından dert yanıyor.
“Kanayan yara gibiyim” sözleri ile yaşadıklarını YENİDÜZEN’e anlatan D.S, çocuğuna bakabilmek için geçmişinden çıkardığı dersle, alın teri ile çalışmak, hayatını sürdürmek istediğini ifade ediyor
“16 yaşında 15 suç dosyam oldu. Dosyalar göz korkutucuydu ama içeriklerine bakıldığı zaman hepsi küçük suçlardı ama suçun küçüğü büyüğü yokmuş bunu öğrendim.”
“İlk kez 16 yaşında tutuklandım ve ellerime kelepçe takıldı. Polisler beni mahkemeye getirdiğinde karşımda kadın bir yargıç vardı. Polis, suçlarımı azılı bir suçlu gibi anlatırken huzurunda bulunduğum Yargıç bana bir anne gözü ile bakmış ve beni anlamıştı. Nasihatlerini unutmam…”
Devrim DEMİR
Çocuk yaşta işlediği bazı suçlar nedeniyle birçok kez cezaevine giren, orada tanıştığı kişiler nedeniyle de başka suçlara bulaştığını anlatan 28 yaşındaki D.S, cezasını çekmesine karşın iş bulamadığından dert yanıyor.
Anne baba sevgi, ilgisinden uzak büyüdüğünü, çaresizlikle de uyuşturucu batağına düştüğünü ifade eden ve kendi imkânları ile kimseye zarar vermeden kurtulduğunu anlatan D.S.’nin yaşam öyküsü yürek burkuyor.
“Yaptığım hataların bedelini yıllar önce ödememe rağmen toplumun beni yargılaması halen bitmedi” ifadelerini kullanan D.S, yaklaşık 6 yıldır, geçmişi yüzünden iş bulamıyor, toplum içinde kabul görmediğini anlatıyor.
2016 yılında anne olduktan sonra çaresizlik yüzünden yalan beyandan tutuklandığını ve yargılanarak 6 ay hapse mahkum olduğunu anlatan D.S, yaşadıklarından çıkardığı dersle kapı kapı gezerek iş aradığını aktardı.
“Kanayan yara gibiyim” sözleri ile yaşadıklarını YENİDÜZEN’e anlatan D.S, bu ülkenin insanı olmasına rağmen kimse tarafından sahiplenilmediğinden yakındı.
“Hikâyem 16 yaşında başladı”
Çok zor bir süreçten geçtiğini, geçmişinin halen peşini bırakmadığını söyleyen D.S, geçmişte yaptıklarını asla inkar etmediğini ama hatasını kabul ederek diğer insanlar gibi düzgün bir hayat yaşamak istediğini dile getirdi.
D.S, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Benim suçla ilk tanışmam 16 yaşında oldu. Annem ve babam ben çok küçükken ayrıldı. Annemle sürekli tartışıyordum ve sosyal medyada bir kızla tanışmıştım, onun da ailesi ile problemleri vardı. Bir gün anlaştık ve ikimiz evden kaçmaya kara verdik. İlk hikâyem başlamıştı. Gece evden kaçarak Güzelyurt’a gittim. Arkadaşımla beraber evden kaçtık. Cebimizde paramız yoktu, bir şekilde birileri sayesinde araç kiraladık, çocuk aklı olmalı cebimizde para yok, ehliyetimiz yok Lefkoşa’ya kaçtık.”
“Küçük gibi görünen yalanlar şimdi canımı yakıyor”
“Aile ortamım olmadan büyüdüm, annem küçük kardeşim ağladığı zaman bile bana kızardı” sözleri ile yaşadıklarını anlatmaya devam eden D.S, evden kaçtıktan sonra her şeyin daha güzel olacağını düşündüğünü söyledi.
“Arkadaşımla temin ettiğimiz kiralık araçla gezdik tozduk. Benzin bitince herhangi bir petrole girip annem şu kişi diyerek küçük miktarlarda benzin aldık, yetmedi aynı yalanla gittik kıyafet aldık. Küçük gibi görünüyordu bu yaptıklarımız ama şimdi halen canım yanıyor… Bu yalanları söyleye söyleye 16 yaşında 15 suç dosyam oldu. Dosyalar göz korkutucuydu ama içeriklerine bakıldığı zaman hepsi küçük suçlardı ama suçun küçüğü büyüğü yokmuş bunu öğrendim” ifadelerini kullandı.
D.S: “Yargıç bana anne gözüyle bakmıştı ama ben 16 yaşında cezaevinin demir parmaklıklar ile tanıştım”
Çocukluğunun en güzel yıllarında yaşadığı problemler nedeniyle sevgiyi dışarıda bulacağını düşünerek evden kaçtığını ve suç işlediğini ifade eden D.S, “İlk kez 16 yaşında tutuklandım ve ellerime kelepçe takıldı. Polisler beni mahkemeye getirdiğinde karşımda kadın bir yargıç vardı. Polis, suçlarımı azılı bir suçlu gibi anlatırken huzurunda bulunduğum Yargıç bana bir anne gözü ile bakmış ve beni anlamıştı. Üzerinden yıllar geçti hatırladığım bana verdiği nasihatlerdi… İlk kez cezaevi ile tanıştığımda yaşım daha 16’ydı… Orada bir sürü insan, sen onlara ayak uydurmak zorundasın, çünkü hepsi eski… belki suçlu, belki suçsuz insanlar.. 16 yaşında elimde kelepçe ve ilk kez demir parmaklıklar ile tanıştım” sözlerini kullandı.
“Cezaevinde tanıştığım üç beş kişi… Yeni bir suç daha öğrendim ‘Uyuşturucu’”
Merkezi Cezaevi’nde tanıştığı ve arkadaşlık kurduğu birkaç kişi ile arkadaşlıklarını dışarıda da devam ettirdiğini ancak sonunda yeni bir suçla daha tanıştığını itiraf eden D.S, “18 yaşında uyuşturucu ile tanıştım. Cezaevinde tanıştığım bazı kişiler uyuşturucu kullanıyordu, yaşım 18 uyuşturucuyu heyecan olarak gördüm. Bağımlı olmadım ama kullandım uzunca bir süre, satmadım hiçbir zaman, sadece içtim. Meraktı, heyecana döndü sonra kâbusum oldu, her şeyin insan beyninde bittiğini öğrendim geç olsa da. Bir ara bırakamayacağımı sandım, uyuşturucu temin etmek için para lazımdı iş yoktu, param yoktu, ya bedenimi satacaktım ya da yalan söyleyerek para bulacaktım. Bu duygularla yeniden para bulmak için yalanlara başvurdum, böylelikle 30’dan fazla dosyam oldu.”
Üç kez cezaevine girdi 4 aylık bebeğinden 6 ay uzak kaldı…
Toplum baskısı ve dışlanma nedeniyle hayattan daha da uzaklaştığını 2016 yılında bebeğinin doğması ile yeni bir hayat kuracağını umut eden D.S, “Neden bizin gibiler sahiplenmek yerine toplum tarafından dışlanıyoruz. Evet, hatalarım var asla inkâr etmem ama ben yaptıklarımın bedelini fazlası ile ödedim. Bebeğim 4 aylıkken yalan beyandan tutuklandım 6 ay hüküm aldım. Tam 6 ay bebeğimden uzak kaldım. Emziremedim, beni en çok cezaevinde yıpratan buydu. Bebeğim dışarıda ben içerde, onun acıktığını hissettikçe yaptıklarımın hata olduğunu ve telafisi olmadığını o zaman anlamıştım” dedi.
“Her şey istediğimiz gibi olmuyor… Dürüst oluyorsun birileri yine buna engel oluyor”
Cezaevine girdiği dönem bebeğini yanına almak istemediğini, ona bunu yaşatmaya hakkı olmadığını düşündüğünü anlatan D.S, kendisini anneannesinin büyüttüğünü ve bebeğine de onun baktığını söyledi. Bebeğinin babasının da uyuşturucu satıcısı ve kullanıcısı olduğu için kendisi tahliye olduktan sonra onun cezaevine girdiğini ifade eden D.S, “Bu hayatta her şey istediğimiz gibi olmuyor. Cezaevinde çıktım 23 yaşındaydım kocaman bir boşluğa düştüm, uyuşturucu illetinden de kendi çabamla kurtuldum. Çocuğumla ilgilenmeye çalıştım, iş bulup düzgün bir hayat kurma mücadelesi veriyorum tam 6 yıldır. İş başvurusuna gidiyorum, dürüst olmak isterim sabıkam olduğunu belirtince ya seni ararız deyip gönderiyorlar, ya da girdiğim iş yerinde bunu kullanıyorlar. İşleri bitince paramı almadan işimden durduruyorlar” şeklinde yaşadıklarını anlattı.
“Sürekli geçmişimle yargılanıyorum… Birileri iş yerime gelip bakın bunun ne suçları var diyerek internette beni ifşa ediyor”
Kıbrıs’ın kuzeyinde kadın olmanın çok zor olduğunu söyleyen D.S, özellikle cezaevine girip çıkan kadınların sahipsiz kaldığını toplum tarafından dışlandığını savundu. Ülkede kadın hakları savunucularının cezaevindeki kadınlar veya suça karışmış kız çocuklarını topluma kazandırmak için hiçbir faaliyet olmadığını da savunan D.S, yargılanıp mahkum olan bir kişinin internet sitelerinde açık isim ve resimleri ile yıllarca ifşa edilmesinden dert yandı.
D.S, “Ben iş başvurusu yaptığım yerlere dürüst olsam da, olmasam da kaybediyorum. Bir tanıdık çıkıyor ‘dolandırıcı bu’ diyerek geçmişimle yargılanıp işimden uzaklaştırılıyorum. Sürekli aynı şeyleri yaşamaktan usandım, bu beni çok yordu” ifadelerini kullandı.
“Benim kolay paraya değil, hayata tutunmaya, işe ihtiyacım var”
Yaşadığı çaresizliği anlatan D.S, ‘Kanayan yara’ gibi hissettiğini, dürüstçe yaşamak istediğini ama kimsenin kendisine sahip çıkmadığını söyledi.
İnsanların sürekli kendisine ön yargı ile yaklaştığını ve çok medeni toplum gibi geçinen Kıbrıslıların çok acımasız olduğunu savunan D.S, “En son yaşadığım olay beni hayatımdan soğuttu. Türkiye’den inşaat firması kurmak için gelen 60 yaşında bir iş adamının yanında çay, kahve, temizlik işleri yapmaya başladım. İki bin 500 TL’ye anlaştık 16 daire temizledim ancak bana başka türlü yaklaştığı için sabıkalarımı kullanarak elime 300 TL verdi. Çok zor şartlarda yaşıyorum, bunu öğrendiği için beni kullanmak istedi, kolay para kazanmayı teklif etti ama ben hayata tutunmak istediğim için hakkım olan parayı da almadan çıktım. 28 yaşındayım hatalarımdan ders çıkardım, kolay para değil, hakkım olanı kazanmak isterim. Ya sarkıntılık yapıyorlar ya da paramı vermiyorlar” diyerek isyan etti.
“KKTC gibi bir yerde yaşamak için ne yapmalıyım?”
Babasının 6 aylıkken kendisini bıraktığını, kütüğüne bile kaydetmediğini anlatan D.S, soy ismini alabilmek için babasını 18 yaşında psikolog yardımı ile gördüğünü ancak kendisine yaklaşmadığını anlattı. Çok kötü dönemler atlattığını, bebeği için iyi bir hayat kurmak istediğini kaydeden D.S, “Annemin de geliri, hayatı belli. Üniversiteye giden bir kardeşim var, babamın ise baba kelimesine layık olmadığını öğrendim. Benim gibi mağdur çok insan olduğuna eminim bu ülkede. Yargılamayın bizi, bir kez iş imkanı sunun, hayata tutunmamızı sağlayın. Kaldığım evin bahçesine bir şeyler ekiyorum, komşularımın bana güvenerek benden bir şeyler satın alması içime umut oluyor, hayata daha da bağlanıyorum. Aynı desteği işverenlerde bize versin, alın terimle paramı kazanmak isterim. İnsanlar bu haberden sonra da beni yargılayacak biliyorum ama ben düzeldim, bu ülkenin insanıyım çalışamıyorum, geçinemiyorum sicilimle yargılanıyorum kanayan yara gibiyim polis bile bana farklı bakıyor, elimi uzattığım herkes elimi itiyor tutmuyor. KKTC gibi bir yerde yaşamak için ne yapmalıyım? İfadelerini kullandı.