Charter sefer iddiaları sağlıkçıları korkuttu: Büyük risk olur
30-31 Aralık’ta ‘karantinasız’ onlarca charter sefer iddiaları sağlıkçıları korkuttu
30- 31 Aralık tarihlerinde ‘karantinasız’ binlerce kişinin ülkeye giriş yapması için 18’e yakın charter sefer talebi olduğu iddia edildi, resmi makamlar bu iddiayı ne yalanladı, ne de doğruladı.
Bakanlık onayı gerektiren bu uçuşlarla ilgili Ulaştırma YENİDÜZEN’in sorularını yanıtsız bırakırken, sağlık çevreleri ise olası ‘karantinasız seferleri’, büyük risk olarak yorumladı.
Fehime ALASYA
Yılbaşı için, 30- 31 Aralık tarihlerinde ‘karantinasız’ binlerce kişinin ülkeye giriş yapması için 18’e yakın charter sefer talebi olduğu iddia edildi, resmi makamlar bu iddiayı ne yalanladı, ne de doğruladı…
Bakanlık onayı gerektiren bu uçuşlarla ilgili Ulaştırma YENİDÜZEN’in sorularını yanıtsız bırakırken, sağlık çevreleri ise olası ‘karantinasız seferleri’, ‘felaket’ olarak yorumladı.
Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili çalışmalar yaptığı ve Üst Kurul’un kararının beklendiği de ileri sürülürken, bu konuda da resmi açıklama yapılmadı.
Tabipler Birliği Başkanı Gürkut:
“Kontrolü kaybetme riski göze alınmamalı”
“Kıbrıs’ın güneyi ve Türkiye’nin kontrolden çıkmış durumda olduğunu, Pandemi hastanesini açtığımızı ama hizmet başlatamadığımızı düşünürsek kontrolü kaybetme riskini göze alamayız.”
3 günlük karantinasız girişlerin sadece belli amaçlar için yapılması taraftarı olduğunun altını çizen Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut, kontrolü kaybetme riskinin göze alınmaması gerektiğinin altını çizdi.
Gürkut, “Kıbrıs’ın güneyi ve Türkiye’nin kontrolden çıkmış durumda olduğun, Pandemi hastanesini açtığımızı ama hizmet başlatamadığımızı düşünürsek kontrolü kaybetme riskini göze alamayız” şeklinde konuştu.
Genel olarak 3 günlük gelişlerde karantinasız giriş uygulamasına sıcak bakmadıklarını belirten Gürkut, bu uygulamadan doğabilecek olan sakıncalara şöyle değindi:
“İki PCR testine rağmen şu anda kullandığımız testlerin teknik özelliğinden dolayı pozitif hastaların % 40’ını tespit edilemediğini biliyoruz. Testler yarısına yakınını kaçırıyor. Dolayısıyla negatiftir, 3 günde bulaştırmaz düşüncesi doğru değildir. Yine de pozitifleri içeriye sokmuş olabiliriz. Bu 3 gün kalacakların ülkenin nerelerine gideceğini denetleyemiyoruz. Dünyada bu uygulamayı yapan sadece birkaç ülke var. Bu uygulamayla gelen kişinin belli bir iş yapması ve belli bir yerde bulunması için gelebiliyor, market, eczane veya toplumun olduğu birçok noktaya gidemez. Bizde bu uygulamayla ilgili sıkıntılar var. Ülkemizde hastası olan bir kişi bu uygulamayla yurt dışından hastasının yanına ziyarete geliyor, ‘hastam kötü’ diyerek kalış süresini uzatıyor. Bunların olduğunu tespit ettik. Bu çok tehlikelidir.” şeklinde konuştu.
Dr. Hüdaverdi:
“İyi gidişatımız zedelenebilir”
“Tüm dünyada çok ciddi tedbirler alınırken, bizim bu çok iyi gidişatımız zedelenebilir. Bence bu gibi tehlikeli uygulamalardan kaçınmak gerek.”
Karantinasız binlerce kişinin ülkeye giriş yapmasını çok doğru bulmadığını ifade eden Dahiliye Uzm. Dr. Özcan Hüdaverdi, Girne’de pozitif vakalar görülmeye başlandığına da işaret etti. Dr. Hüdaverdi, Sağlık Bakanlığı’nın bu uygulamaya geçit vermeyeceği görüşünü de kaydetti.
“Tüm dünyada çok ciddi tedbirler alınırken, bizim bu çok iyi gidişatımız zedelenebilir” diyen Dr.Hüdaverdi, bakanlığın toplum sağlığı için bu uygulamaya müsaade etmemesi gerektiğini aktardı.
Hüdaverdi, “Toplum olarak çok iyi gidiyoruz, Bence bu gibi tehlikeli uygulamalardan kaçınmak gerek” ifadelerini kullandı.
Dr. Bülent Dizdarlı:
“İki günlük turizm veya ekonomi için böyle bir risk almaya değmez”
“Zaten şu anda 3 günlük karantinasız uygulama sistemimizin zayıf noktasıdır. İki günlük turizm veya ekonomi için böyle bir risk almaya değmez.”
Bu yönde atılacak adımın ‘çılgınlık’ olduğunu ifade eden Doktor Bülent Dizdarlı, “Zaten şu anda sistemimizde 3 günlük karantinasız uygulama sistemimizin zayıf noktasıdır. Bizi çift PCR ve karantina sistemi ile çalışmaları gerçekten başarılı olan temaslı takip grubu çalışmaları korumaktadır. Eğer bir anda yüzlerce insanın ülkeye gelmesi söz konusu olursa ‘Tanrı Türkü korusun’” dedi.
Bunun bir felaket olacağını kaydeden Dizdarlı, bunun hem temaslı takibi, hem de hastanelerdeki yoğunluğu artıracağını dile getirerek, “İki günlük turizm veya ekonomi için böyle bir risk almaya değmez” yorumuna bulundu.