CHP’den ‘İSLAMİ’ manevra
Türkiye’de Cumhurbaşkanı’nın artık TBMM tarafından değil de doğrudan halk tarafından seçilecek olması nedeniyle, seçime ilişkin dinamikler tamamen değişmiş durumda.
Dolayısıyla 55 milyon seçmenin ‘onayına’ sunacağınız adayı belirlerken, sanki 538 kişinin (şu anki milletvekili sayısı)‘onayına’ sunuyormuşsunuz gibi düşünemezsiniz.
Hesaplarınızı bu şekilde yapamazsınız, yapmamalısınız.
Ama CHP, galiba yine tam da yapmaması gerekeni yapıyor.
Prof.Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ‘onayına’ sunmak için ‘iyi düşünülmüş, dikkatli hesaplanmış’ bir aday olarak değerlendirilebilir.
Ne de olsa MHP ile üzerinde birleşilmiş bir aday olduğundan, parti içinden bazı itirazlar gelse de (ki kayda değer bir itiraz olacağını düşünmüyorum) yaklaşık 180 oy cebinizde demek.
İhsanoğlu’nun, MHP ile ‘çatı’ adayı olarak belirlenmiş olması nedeniyle, yani aslında MHP’nin de adayı olması nedeniyle HDP ve BDP’den oy gelme ihtimali yok gibi ancak 14 bağımsız vekilin en az yarısının oyuyla birlikte, iş AKP içerisinde Erdoğan’dan rahatsız olan ‘açık ya da gizli’ muhaliflerin oyunu ‘kapmaya’ kalıyor ki bu ‘kurulmaya değer’ bir hayal.
Oysa halktan oy istiyorsanız, düz matematik hesaplarıyla ‘hayal kurmak’ yetmez.
Her şeyden önce insanlardan, ‘tanımadıkları’ birine oy vermelerini talep edecekseniz, söz konusu adayın karizması, yani ‘etkileyiciliği’ ön plana çıkmak zorundadır.
Ve bu ‘etkileyicilik’ denen şey, Türkiye gibi bir yerde CV ile ölçülemeyecek kadar farklı bir kulvarda yürür.
Kabarık bir akademik özgeçmiş, yaklaşık 10 milyon kişinin okuma-yazma bilmediği, ortalama eğitim düzeyinin 6. sınıf olduğu bir ülkede, seçim kazanmak için maalesef yeterli değildir.
Türkiye’nin seçmen ve seçim profili ortada.
Prof. Dr. İhsanoğlu’nun bir bilim insanı olarak sahip olduğu akademik başarılar ve taşıdığı enternasyonal kariyer, her türlü yolsuzluk iddiasına, her türlü devlet şiddetine ve her türlü anti demokratik uygulamaya rağmen halkın %43’ünün oyunu almayı başarmış ‘etkileyici bir liderin’ karşısında, O’na ne gibi bir artı sağlayabilir?
CHP onca tecrübeye rağmen, Türkiye’nin seçmen profilini, beklentilerini ve de eğilimlerini okumakta yetersiz kalıyor.
***
CHP İhsanoğlu ismini ortaya atarken belli ki bir yandan da AKP’nin o ilk dönemlerini özleyenlere göz kırpmaya çalışmış.
3. dönem AKP’sinin değil ama 1. ve 2. dönem AKP’sinin politikalarına destek verenleri...
Özgürlükleri savunan ve bu savunuyu hayata geçirmek adına ‘ileri’ adımlar atan, muhafazakar olsa da ilerici, doğulu olsa da batılı tavırlarıyla yeni ama güçlü bir Türkiye vadeden AKP’nin destekçilerini...
CHP bu kesimi, İhsanoğlu’nun kimliği ile geçmişe götürüp ‘ayartmaya’ niyetlenmiş.
Peki CHP, bu yukarıda tarif ettiğimiz kesime eski AKP’yi’ vadederken, bir yandan da 2002 yılından itibaren yapılandırdığı AKP muhalifi politik duruşunu da reddetmiş, kendi kendiyle toptan çelişen bir kimliğe bürünmüş olmuyor mu?
Tamam, CHP’nin zaten sosyal demokrasi falan vadettiği yok.
Ama bırakın sosyal demokrasiyi falan bir kenara, laiklik de laiklik diye diye yıllardır kendini oradan oraya vuran CHP, İhsanoğlu ile birlikte Türkiye halkına resmen, ılımlı İslam’ı vadetme dönemine girmiş oluyor.
Hayırlara vesile olsun!