“Çiçeklerden kâğıt yapan ilk kişi olarak gurur duyuyorum”
Feza Aygın Sanıvar, sanata olan tutkusunu ve üretmenin heyecanıyla başlayan yolculuğunu YENİDÜZEN’E anlattı, çeşitli bitki ve çiçeklerden nasıl kâğıt ürettiğini anlattı.
Serap ŞAHİN
Feza Aygın Sanıvar, sanata olan tutkusunu ve üretmenin heyecanıyla başlayan yolculuğunu YENİDÜZEN’E anlattı, çeşitli bitki ve çiçeklerden nasıl kâğıt ürettiğini anlattı.
1965 Limasol doğumlu olan Feza Aygın Sanıvar, sanata olan ilgisini çok küçük yaşlarda fark ediyor. 36 yıl önce resim yapmaya başladığını anlatan Sanıvar, resim yapmaya olan tutkusunu öğretmeninin de fark ettiğini ve resim okuması için onu teşvik ettiğini anlatıyor. Babasının hastalığından dolayı üniversiteye devam edemediğini içindeki burukla ifade ediyor Feza Aygın Sanıvar ve “Üniversiteye devam edebilseydim ressam olmak istiyordum” diyor. Okula devam edemiyor Sanıvar ama sanata olan ilgisini de asla kaybetmiyor, evde üretmeye devam ediyor. Zamanla kendi yaptığı resimler için kâğıt üretme fikri aklına yerleşiyor ve yeni bir yola çıkarak çeşitli bitkilerden, çiçeklerden hatta kot pantolondan kâğıt üretiyor. Kıbrıs’ın kuzeyinde daha önce kâğıt üretildiğini ve üretilmeye devam ettiğini anlatan Feza Aygın Sanıvar, “Cemile çiçeğinden kâğıt üreten ilk kişi benim. Bu benim buluşum ve bununla gurur duyuyorum” diyor.
Feza Aygın Sanıvar, yeni nesil gençlere de mesaj veriyor: “Üretmenin sonu yoktur. Özellikle yaşadığımız bu dünyada çevre kirliliğine çok duyarlıyız. Çevreyi korumak amaçlı atıkları değerlendirip yeni bir şeyler kazandırmak için, özellikle yeni nesile mesaj veriyorum. El ele verirseniz yapılmayacak şey yoktur” diyor.
“Ressam olmayı istiyordum”
Sanata olan ilgisinin küçük yaşlarda başladığını anlatıyor Feza Aygın Sanıvar ve seramik, resim, ebru, dikiş nakış gibi birçok sanatla ilgilendiğini söylüyor ve ekliyor “Özellikle Kıbrıs’ın zeytin ağaçlarına çok meraklıyım. Resim hayatım zeytin ağaçlarıyla başladı” diyor.
Sanatın kendisi için bir hobinin ötesinde, hastalık derecesinde olarak nitelendiriyor ve lise yıllarında öğretmeninin yeteneğini fark ettiğini, resim okuması için kendisini teşvik ettiğini anlatıyor.
“Lise yıllarında resim yaparken hocam bana demişti ki ‘Sen resme devam et. Resim oku.’
Zamanla çizimlerimde bayağı bir ilerledim. Liseden sonra Hacettepe Üniversitesi’ne Güzel Sanatlar Bölümü’nde Resim okumaya gittim. O dönem babam malul gazi olduğu için tekerlekli sandalyeye maruz kalmıştı. Ona bakacak kimsemiz yoktu. ‘Kızım gel bana bak’ dedi. Ben de tabii ki üniversiteyi bırakıp geldim. Eğer devam edebilseydim ressam olmayı istiyordum. Ama hiç yılmadım. Resim hayatımı devam ettiriyorum” diyor.
“Kendi kâğıdımı bulma yoluna çıkmıştım”
Evde babasıyla ilgilenirken resim yapmaya olan ilgisinden asla vazgeçmediğini ve eserler oluşturmaya başladığını anlatıyor Feza Aygın Sanıvar.
“Babama bakarken bu esnada resim yapıyorum. Yağlı boya, guaj, akrilik derken evde büyük eserler oluşmaya başladı. Radyoda duydum ki kadınların eserlerini değerlendirmek için bir jüri oluşturuldu. O dönem Kadınlar Kolu diye bir dernek vardı. Resimlerimi topladım gittim. Rahmetli Ali Atakan hocamız vardı. Böylece onların atölyesine katıldım ve o yolda resim hayatım başlamış oldu.
Sanatıma devam ederken kendi kâğıdımı bulma yoluna çıkmıştım. Öncelikle renkli kâğıtlarla saksılar, çiçekler yaptım. Zeytin festivalinde sergilediğim küçük eserlerim çok beğenildi. Kağıt sanatına ben çok uzun zaman önce başladım ama arada seramik ve dikiş yaptığım için ilk başlarda çok üstüne düşmedim” diyor.
“Evde kendi başıma kâğıt yapmayı öğrendim”
“Evde kendi başıma kâğıt yapmayı öğrendim” diyor Feza Aygın Sanıvar ve devam ediyor: “Sürekli araştırmalar yaptım ve dedim ki ben kâğıt yapmak istiyorum. 2015 yılında araştırmalarıma başladım. Kıbrıs’ta hangi ağaçlardan, nasıl kâğıt yapılır diye inceledim. İnternetten kâğıdın oluşumunu izlemeye başladım. Nasıl, neden ve hangi açılardan olur diye araşırdım. Kâğıt yapılan ağaçlar Kıbrıs’ta yoktu. Sonra bitkilere döndüm. Baktım ki Afrika’da muzdan kâğıt yapılıyor. Bizim evde muz var ve muzdan kâğıt yapmayı evde denedim. Çok da güzel bir doku oluştu” diye bahsediyor.
“Atıklardan cam şişeleri erittim”
Sürekli bir şeyler üretme istediğinin hiç durmadığını heyecanla anlatıyor Feza Aygın Sanıvar: “Biz sanatçılar sürekli bir araştırma içindeyiz. Gözlerimiz sürekli arar ne üretebilirim diye. Daha sonra atıklardan cam şişeleri erittim. Her maddeyi denemiş bir insanım. Babam sağlıklı günlerinde balığa giderdi ve ben onun ağıllarından kurşunlarını toplayıp cezvede eritirdim. Hatta bir gün yakalandım. Babam ‘Zehirleneceksin’ dedi. Onlardan kalıp yaptım, döküm yaptım. Sanata karşı aşırı derecede bir tutkum var” diyor.
“Çiçeklerden kâğıt yapan ilk kişi olarak gurur duyuyorum”
“Uzun bir süre Cemile çiçeğinin dokusunu inceledim. Sonra ben bundan kâğıt yapacağım dedim ve o yola girdim. Hiç uykusuz, bütün gece o kâğıdın kurumasını bekledim. Sabah o güneşin doğuşuyla kâğıdın yavaş yavaş nasıl kuruduğunu izledim. Elime aldığım zaman gözlerim doldu, koşarak çocuklarıma gittim. Bu benim için en büyük heyecandı diyor Feza Aygın Sanıvar.
“Daha sonra yaptığım kâğıtların üzerine sulu boya, yağlı boya yaptım. Çok şükür güzel bir kâğıt yapmıştım. Daha sonra yaptığım kağıtla birlikte Kültür Dairesi’ne gittim ve korumaya aldılar. Şu anda Atatürk Kültür Merkezi’nde tasdikli olarak, tarihi ile cemile çiçeğinden kâğıt yaptığıma dair ispatım var. Maalesef tanınmamış bir ülke olduğumuz için de burada patent alamadım. İngiltere’de patent almak için büyük araştırma yaparken, bitkilerden kâğıt yapıldığını ama çiçeklerden kâğıt yapan ilk kişi olduğumu fark ettim. Bununla gurur duyuyorum. Ürettiklerim ülkemin çiçeği ile oldu sonuçta.”
Kıbrıs’ta geri dönüşümden kâğıt yapıldığını ve yapılmaya devam ettiğini de belirtiyor Feza Aygın Sanıvar ve şöyle devam ediyor: “Ben, Kıbrıs’ta ilk kâğıdı yaptım diye övünmüyorum. Sadece kendi kâğıdımı yaptım diye sloganım vardır. Cemile çiçeğinin kâğıdını yaptım bu benim buluşum. Daha sonra kaynanadilinden, muzdan ve mısırdan da kâğıt yaptım. Önemli olan o başlangıcı yaptım ve gurur duyuyorum.”
“İnşallah ben de iyi bir destek alarak Cemile çiçeği kâğıdını yayabilirim”
Cemile çiçeğinden kâğıt yaptıktan sonra araştırmalarına devam ediyor Feza Aygın Sanıvar ve Uzak Doğu ülkelerini incelemeye başlıyor. Onların da kâğıdı dut ağacından yaptığını öğreniyor.
“Dut ağacı Kıbrıs’ta çok var. Dut ağaçlarının dallarını topladım ve ondan da kâğıt yaptım. O da çok güzel bir kâğıt oldu ve bugün Çin’de kullanılan bir kâğıttır bu” diyor.
“Çin’de kâğıdı bulan kişi önce paçavralardan kâğıt yapmıştı. Eski elbiseleri kaynatıp, mikserden geçirerek, eritmişti. Ben de o hikâyeyi bildiğim için, kot pantolonundan kâğıt yaptım. Uzun bir süreçti, 3 günümü aldı” diyor. Feza Aygın Sanıvar, iyi bir destek alarak cemile çiçeğinden yaptığı kâğıdı yaymak istediğini söylüyor “Bu benim için çok önemli” diye ekliyor.
“Bir eser ürettiğimde o benim yeni doğmuş bebeğim oluyor”
İstediği kalitede kâğıdı üretmek için 6 bitki kullandığını anlatan Feza Aygın Sanıvar, ürettiği kâğıtlara kendi eserlerini gerçekleştiriyor ve origami sanatıyla kâğıdı 3 boyutlu şekillerde sergilerde sunuyor. Sanıvar,“Bu yıl 2 sergim oldu ve bayağı bir ilgi gördü” diyor ve devam ediyor:
“Şu anda tek hayalim kâğıt konusunda kendimi daha da geliştirmek. Büyük ebatlarda çalışmak için bitkilerimi harmanladıktan sonra geri dönüşüm, yani atılacak olan kağıtları topluyorum. Bitkilerle harmanlayarak sergilerde büyük boyutlarda eserler çıkartıyorum. Eserlerimde hiç tutkal kullanmıyorum. Bir eser ürettiğimde o benim yeni doğmuş bebeğim oluyor. Gerçekten gurur duyuyorum” diyor.
“Üretmenin sonu yoktur”
Yeni şeyler üretmenin heyecanıyla yaşadığını anlatıyor Feza Aygın Sanıvar ve yeni nesile de mesajlar veriyor.
“Üretmenin sonu yoktur. Özellikle yaşadığımız bu dünyada çevre kirliliğine çok duyarlıyız. Çevreyi korumak amaçlı atıkları değerlendirip yeni bir şeyler kazandırmak için, özellikle yeni nesile mesaj veriyorum. El ele verirseniz yapılmayacak şey yoktur. Duyduğum haberlere göre geri dönüşüm buradan toplanan kâğıtlar Türkiye’ye gidiyor. Türkiye’de bunlar tekrardan kazandırılıyor. Neden biz de yapmayalım? Biz bunu ülkemizde yapabiliriz diye düşünüyorum” diyor.