1. YAZARLAR

  2. Sami Özuslu

  3. ‘ÇİFTE AMBARGO’YA RAĞMEN CONIFA
Sami Özuslu

Sami Özuslu

‘ÇİFTE AMBARGO’YA RAĞMEN CONIFA

A+A-

 

Futbol Milli Takımı Londra’da CONIFA’da başarılı sonuçlar aldı, penaltılarla şampiyonluğu kaçırdı, ikinci oldu, kupayı aldı, geldi.
Tanınmamış ülke ve bölgelerin takımlarının katıldığı şampiyonaya daha önceki yıllarda da katılmıştı milli takımımız, hatta bir turnuva da Kıbrıs’ta yapıldı.
Belki İngiltere’nin başkenti olmasından, ‘tanınmış bir ülke’de yer almasından, bu yılki turnuva daha fazla konuşuldu, ön plana çıktı sanırım.
Her türlü dış temas, deneyim önemlidir bu toplum için…
İçe kapanık, dış dünyayla rekabet edemeyen, böyle fırsatları siyasi nedenlerle bulamayan gençlerimiz bazı spor dallarında ‘Türkiye’, bazılarında ise ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ adına yarışlara girebiliyor.
Ancak ‘takım’ oyunlarında bu işler pek kolay değil.
Hele dünyanın en büyük endüstrilerinden biri durumundaki ‘futbol’da ‘milli takım’ düzeyine çıkmak neredeyse imkansız.
Çünkü öyle üst düzey bir liginiz yok. Avrupa liglerinde yerini alacak noktaya gelse de, Kıbrıs’ın güneyinde bile ‘Dünya Kupası’na yetecek kalitede futbol oynanamıyor.
Yok ki kuzeyde!..

*  *  *

Konuyu yakından izleyen spor camiasındaki gazeteci ve yazar dostlarımız çok daha geniş değerlendirmeler yaptı, yapıyor CONIFA meselesiyle ilgili…
Kuşkusuz bu tür organizasyonlar ‘ambargolar’ üzerinden de okunuyor, konu siyasete, yani Kıbrıs sorununa bağlanıyor.
Doğrudur. KKTC Milli Takımı’nın CONIFA’da oynamasının nedeni adadaki siyasi çözümsüzlüktür.
Kıbrıs Türk futbolunun, diğer spor branşlarının ve de diğer birçok alandaki aktivitenin önü, Kıbrıs sorunu yüzünden kapalıdır.
Kıbrıs sorunu –bazıları tersini söylese de- hayatımızın her alanını etkiliyor.
Yani diyalektik bakımdan ‘ana çelişki’ olmaya devam ediyor.
Açık, net, kesin.

*  *  *

Buraya kadar ‘yeni’ bir şey söylemedim.
Hoş, Kıbrıs’la ilgili ‘söylenmemiş’ ve ‘yeni’ ne var, o da meçhul…
Lakin ‘ambargo’ meselesine bir daha bakmak gerekiyor.
CONIFA sebebiyle ‘ambargo nereden’ sorusunu sormakta fayda var sanıyorum.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türklere dönük ‘izolasyon’, yani ‘ambargo’ uyguladığı doğrudur.
Neden?
Diyorlar ki ‘Adada tek yasal devlet vardır ve o da Kıbrıs Cumhuriyeti’dir.
İtirazınız mı var?
O zaman da sizi ‘1964’teki BM Güvenlik Konseyi kararı’na havale ediyorlar. Hani Ankara da ‘OK’ vermişti ya, o karar…
Kıbrıs Rum liderliğinin ‘ambargosu’ var da, Kıbrıslı Türklerin ‘dünyaya kapalı’ kalmasında Türkiye’nin hiç mi sorumluluğu yok?
Asıl soru burada işte…

*  *  *

1980’li yılların ilk yarısına kadar Girne’de birçok kez Fenerbahçe’nin maçlarını izlediğimi hatırlıyorum.
Hatırlamak bir yana, rahmetli Selçuk Yula, Alpaslan, Güngör, Müjdat ve daha dönemin birçok ünlü futbolcusuyla çekilmiş fotoğraflar albümlerimde duruyor.
Sadece benim değil, bizim dönemden birçok kişide kendi takımlarının oyuncularıyla çekilmiş resimler olduğunu biliyorum.
Sonra ‘ip’ gibi kesildi Türkiye takımlarının Kıbrıs’a gelişleri… Zira biz ‘bağımsız’ olacağız diye KKTC’yi ilan ettik. Türkiye de derhal ‘tanıma’ kararı aldı.
Lakin o gün bugündür, bizi ‘tanıyan’ Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a bir tek takım resmi maça gelmedi. Onu bırakın antrenman bile yapmadı.
Gerekçe?
‘UEFA, FIFA ve diğer benzer uluslararası organizasyonlar Türkiye’yi dışlar, takımlarını müsabakalara almaz, men eder’ diye…
Ama aynı Türkiye takımları Avrupa kupalarında, sporun diğer branşlarında Kıbrıs Cumhuriyeti takım ve sporcularıyla hem Türkiye’de, ama hem de ‘tanımadığı’ Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarında ve göndere çekilmiş ‘tanımadığı’ Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı altında oynar, yarışır, kupa alır, madalya verir…

*  *  *

CONIFA ikinciliği sadece Kıbrıs Cumhuriyeti’nin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin de ambargosuna rağmen alınmıştır.
Yani ‘çifte ambargo’ ile…
Bu yüzden iki defa tebrikler Milli Takım!..

 

 

 

 

Bu yazı toplam 1919 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar