Neydi o söz, “ciğeri kedinin boynuna asmak...”
Aklıma geldi (!)

*  *  *

Nereden nereye...
Sağlık Bakanı dedi ki, “Kapalı turizm başlayacak ve gelen turist otelden çıkmayacak.”
Kendini otele kilitleyecek turistler (!)

*  *  *

İletişim çağının şu “sihirli sözcükleri”ne hayranım!
“Casino” ya da “Kumar” turizmi yerine “Kapalı Turizm” diyorlar.
Üç günlük turizm!
Bir grup insan kendini otellere “kapatmak” için “turistik” faaliyet yapıyor (!)
Ekonomi için gerekli mi, evet...
Turiste ihtiyacımız var mı, evet...
Peki “denetim”e dair güveniniz var mı?
Hayır!
O casinolara “KKTC yurttaşları”nın da gittiği bilinmiyor mu bal gibi!

*  *  *

Güvenimiz yok çünkü sebebimiz var.
Sağlık Bakanı, geçmişin Turizm Bakanı’ydı!
Karantina şartıyla adaya (güya) “yatırımcı” gelmiş, Ercan’dan ıslık çalarak geçmiş, karantina otelden de kaçmıştı (!)
“Gelen, otelden çıkmayacak” diyen bakan, bir sene evvel, “gelen, otelden kaçtı” diye görevden alınmıştı.

*  *  *

Daha ilginci şu!
“Kapalı Turizm” için üç günlüğe turist gelecek ya!
O turistin geleceği karşı kıyıda, cumartesi günleri sokağa çıkma yasağı ilan edildi, yeniden...
“Sokağa çıkmayınız, Kıbrıs’a gidiniz” olur şimdi yeni slogan!
“Gidiniz, şansınızı deneyiniz...”

*  *  *

Bu “kumarı” oynayacaksak eğer...
Niye “hızlı test”le güneyden geçişlere de izin verilmiyor sahi?
Negatifse geçer...
Pozitifse kalır...
Bulaş riski çok daha az, hele kur farkından dolayı ekonomiye katkısı çok daha fazla olur böylece...
TL’nin bu “biçare” zamanlarında, hem de nasıl ihtiyaç var “döviz” girdisine!
Çarşı da sebeplenir böylece...
Para yalnızca “kapalı turizm”de kalmaz...

*  *  *

Neydi o söz?
“Ciğeri kedinin boynuna asmak...”
Ciğer nerede?
Kedinin suçu ne!