1. HABERLER

  2. DÜNYA

  3. Cinayet duruşması karara kaldı...
Cinayet duruşması karara kaldı...

Cinayet duruşması karara kaldı...

Yeni Boğaziçi bölgesinde 27 Aralık 2013 tarihinde Ahmet Aybak’ı öldürdükleri gerekçesiyle tutuklu yargılanan sanık İ.M. ve M.İ.T.’ın davası karara kaldı...

A+A-

Gamze PİR BAYKUR

Yeni Boğaziçi bölgesinde 27 Aralık 2013 tarihinde  Crystal Rocks Otel ile Marinero Restoran arasında bulunan kumluk alanda önceden planlayarak içerisine “Metomil” türü zehir koyup hazırladıkları profiterol tatlısını öldürmek kastı ile Ahmet Aybak’a yedirdikleri ve ardından yine “Metomil” türü zehir içeren sıvıyı iğneli enjektör ile Ahmet Aybak’ın boğazına sokarak vücuduna boşaltıp öldürdükten sonra kazdıkları çukara gömdükleri iddiasıyla tutuklu yargılanan sanık İ.M. ve M.İ.T.’ın duruşmasına dün de devam edildi. Dünkü oturumda İddia Makamı adına davayı yürüten Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanık İ.M.’nın avukatı Yunsal İlhan ve sanık M.İ.T.’ın avukatı Emre Kadri’nin hitaplarını yapmasının ardından üç buçuk aydır duruşması devam eden dava karar için 26 Ağustos tarihine ertelendi.

Avukat Kadri: “Sanık M.İ.T. gömülmesine suç ortağı oldu, öldürülmesine değil...”
Sanık M.İ.T.’ın avukatı Emre Kadri, hitabında sanık M.İ.T.’ın, yasadışı bir amacı gerçekleştirmek için ne sanık İ.M. ile ne de herhangi biriyle anlaşmasının olmadığını savundu. Sanık İ.M.’nın sanık M.İ.T.’a “3-4 leşim var. Bir eksik bir fazla ne farkeder” derken aslında sanık M.İ.T.’ı da tehdit ettiğini söyleyen Kadri, sanık M.İ.T.’ın korktuğu için ilk anda polise gidemediğini ileri sürdü. Kadri, ithamnamede “Tatlının içine metomil koyup zehirlediler” denildiğini ancak sanık M.İ.T.’ın tatlı içinde zehir olup olmadığını bilmediğini söyleyerek, tatlıda zehir varsaydı bile zehir konulurken sanık M.İ.T.’ın orada olmadığını savundu. İddia Makamının zehirli tatlıları kimin hazırladığı konusunda şahadet sunmadığını belirten Kadri, sanık M.İ.T.’ın tatlıya zehir koyduğu yönünde bir şahadet olmadığını vurguladı. Kadri, ayrıca ithamnamede “yemesi için verilip” ibaresinin kullanıldığını anımsatarak konu tatlıyı Aybak’a veren kişinin sanık M.İ.T. olmadığını, sanık M.İ.T.’ın da tatlı yediğini belirtti. Sanık M.İ.T.’ın olayda kullanıldığı iddia edilen enjektörleri ilk defa olay yerinde gördüğünü belirten Kadri, sanık M.İ.T.’ın maktül Ahmet Aybak’ın boğazına enjektör saplamadığını ve bu yönde de bir şahadetin bulunmadığını ifade etti. Kadri, sanık M.İ.T.’ın öldürme fiili ile ilgili hiç bir icrai hareketi olmadığını ileri sürerek, sanık M.İ.T.’ın sadece Aybak’ın gömülmesine suç ortaklığı yaptığını, öldürmeye suç ortaklığı yapmadığını savundu.

“Bugüne kadar gördüğüm en saf insandır...”
Sanık M.İ.T.’ın avukatı Emre Kadri, sanık M.İ.T.’ın, bugüne kadar gördüğü en saf, en iyi niyetli bir ilkokul öğretmeni olduğunu, dürüst bir kişi olduğunu, adam öldürecek karakterde olmadığını ve o taraklarda da bezi olmadığını savunarak “Böyle bir adamla adam öldürme planı yapılmaz” dedi. Sanık M.İ.T.’ın hiç bir zaman sanık İ.M. ile arasında adam öldürme planı yapmadığını vurgulayan Kadri, bunun en güzel beyanının ise sanık M.İ.T.’ın ifadesinde “Beni bu işe karıştırma” deyişi olduğunu savundu. Kadri, sanık M.İ.T.’ın bu suçu işlemek için hiç bir icrai hareketi olmadığını vurgulayarak, sanık M.İ.T.’ın beraat etmesi gerektiği kanaatinde olduğunu söyledi.

Avukat İlhan: “Sanık M.İ.T.’ın menfaati var...”
Sanık İ.M.’nın avukatı Yunsal İlhan hitabında, sanık İ.M.’nın, sanık M.İ.T.’ın polise verdiği gönüllü ifadeler, kamera kayıtları, beyanlar, yeminsiz şahadeti ve çevre şahadeti ile suça bağlamaya çalıştıklarını ancak tüm bunların sanık İ.M.’nın aleyhine alınacak türden olmadığı inancında olduğunu söyledi. Sanık M.İ.T.’ın olayın başından beri kendisini bu olaydan izole etmeye çalıştığını iddia eden İlhan, sanık M.İ.T.’ın menfaatinin olduğunu söyledi. Sanık M.İ.T.’ın rızası ile maktül Ahmet Aybak’ın, sanık M.İ.T.’ın Rıfat Şıksanal’a kaptırdığı paraları tahsil etmek için devreye girdiğini belirten İlhan, paraları kaptıran kişinin sanık İ.M. olmadığı halde neden sanık İ.M.’nın maktül Aybak’ı öldürmek istediğini sordu. İlhan, amacın olayı senarize edip tüm suçu sanık İ.M.’nın üzerine yıkmak olduğunu savunarak, bu tahkikatta, ölen adamın hiç bir polisin umurunda olmadığını ve kendisinin polise her zaman sanık M.İ.T.’ın gizlediği üçüncü bir kişinin olduğuna dair iddia koyarak araştırılmasını istediğini belirtip bu iddianın araştırılmadığını ve herkesin sanık İ.M.’yı vicdanlarında mahkum ettiğini söyledi.

Savcı İdeniz: “Çevre şahadeti maktül Aybak’ın sanık İ.M. ile M.İ.T. tarafından taammüden öldürüldüğünü ortaya koyduğunu”
Avukatların hitaplarının bitmesinin ardından kendi hitaplarına geçen Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanıkların, maktül Ahmet Aybak’ı taammüden öldürdüklerine dair hiç şüphesi olmadığı yönünde iddiasının olduğunu belirtti. Bu davada çevre şahadetinin çok önem taşıdığını belirten İldeniz, çevre şahadetinin sanıkların niyetini ve maktül Aybak’ın sanık İ.M. ile M.İ.T. tarafından taammüden öldürüldüğünü ortaya koyduğunu savundu. Sanıklara, maktül Aybak’ın cebinde bulunan cep telefonunun görüşme kayıtlarından ulaştıklarını ifade eden İldeniz, bu meselede telefon kayıtları ve görüşme dökümlerinin çok büyük bir önem arz ettiğini vurguladı. İdeniz, alınan telefon dökümlerinde yapılan incelemelerde maktül Aybak’ı en son arayan numaranın sanık İ.M.’ya ait olduğunun tespit edildiğini belirterek, Siber Suçlarla Mücadele Merkezinden gelen raporun da çok önemli olduğunu çünkü bu raporlarda maktül Aybak ile bir çok kez görüşme yapan numaranın sanık M.İ.T. adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini söyledi.

“Sanık İ.M.’nın söylediği yalanları ortaya çıkardık...”
İddia Makamı adına davayı yürüten Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanık İ.M.’nın kaçmak üzereyken yakalandığını anımsattı. Sanık İ.M.’nın bu meselede klonlanmış cep telefonu kullandığını, kullandığı sim kartlarının manyetik alanları kırarak çöpe attığını, arabasında bulunan emareleri ise kabul etmediğini belirten İldeniz, sanık İ.M.’nın kabul etmediği emarelerin bu davada çok önemli deliller olduğunu söyledi. Sanık İ.M.’nın CJ 212 plakalı aracı hakkında maktülü taşıdığı için yalan söylediğini belirten İldeniz, sanık İ.M.’nın evini, ailesini, karısını ve çocuğunu gizlediğini, çünkü evinde çok önemli deliller bulunduğunu söyledi. İldeniz, sanık İ.M.’nın maktül Aybak ile olaydan 3-4 ay önce görüştüğünü söylediğini ancak polisin yaptığı tahkikatta sanık İ.M.’nın olay tarihi olan 27 Aralık 2013 tarihinde maktül Aybak’ı telefonla aradığının ortaya çıktığını belirtti. Sanık M.İ.T.’ın olay tarihinde olay yerinde olduğunu kabul ettiğini belirten İdeniz, telefon dökümlerine ve baz istasyonu dökümlerine göre sanık İ.M.’nın da olay tarihinde olay yerinde olduğunun açık olduğunu ve bunun başka bir açıklamasının olmadığını söyledi.

“Yüzük, maktülden geriye kalan en önemli cinayet delilidir...”
Sanık İ.M.’nın evinde yapılan aramada evin önündeki çöpte bulunan “Adanalı 01” yazılı yüzüğün maktül Ahmet Aybak’a ait olduğunu savunan Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, bunun ihtilafsız ve şüphe kaldırmayan bir gerçek olduğunu söyledi. Sanık İ.M.’nın yeminsiz şahadetinde konu yüzüğün kendisine ait olduğu yönünde iddiada bulunmadığını belirten İldeniz, “Adanalı 01” yazılı yüzüğün maktül Aybak’tan geriye kalan en önemli cinayet delili olduğunu savundu. Sanık M.İ.T.’ın tutuklandığını öğrenen sanık İ.M.’nın sıranın kendisine geleceğini bildiği için İngiltereye gitmek için bilet aldığını ve notere giderek tüm mal varlığını babasına devrettiğini anımsatan İdeniz, “Allah’tan sanık M.İ.T., sanık İ.M.’nın adını verdi de sanık İ.M. İngiltere semalarında uçmaya başlamadan önce yakalandı” dedi.

“Sanık M.İ.T., suç ortağıdır...”
Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, sanık M.İ.T.’ın ifadesinde “İ.M. hangi tatlıda zehir olduğunu bilirdi, zehirli tatlıyı o hazırladı” dediğini belirterek, sanık M.İ.T.’ın vermiş olduğu gönüllü ifade kendisini suça bağladığını söyledi. İldeniz, sanık M.İ.T.’ın tatlıyı almasından sonra taammüdün içine girerek suç ortağı olduğunu belirterek, kendisini mahkumiyete götüren her yolda suçu sanık İ.M.’ya attığını, öldürmede icrai faaliyetinin olmadığını ancak tatlıda zehir olduğunu bildiğini savundu. Hitabını bitiren İldeniz, sanık İ.M. ile sanık M.İ.T.’ın aleyhlerine getirilen her iki davadan da mahkum edilmesini talep etti.

Karar 26 Ağustos tarihinde...
Mağusa Ağır Ceza Mahkemesi, müebbet hapis istemi ile yargılanan sanık İ.M. ve M.İ.T. hakkındaki kararı açıklamak üzere davayı 26 Ağustos tarihine erteledi.

Bu haber toplam 2486 defa okunmuştur