1. YAZARLAR

  2. Mert Özdağ

  3. Cinayet neden işlendi?
Mert Özdağ

Mert Özdağ

Cinayet neden işlendi?

A+A-

Olay basit bir olay değil…
Cinayet…
Ortada bir 'ölen' var.
Bir de 'öldüren'…
Ölen belli de.
Öldüren kim? Ya da öldüren ya da öldürenler neden öldürmüş? Olay her yönüyle sır…
Polis bulana, mahkeme ikna olana kadar her şey muamma!
Bu nedenle bazı basın yayın organlarının en azından bu davada daha titiz çalışması gerekirdi.
'En azından' diyorum, çünkü aynı durum diğer mahkeme haberleri için de geçerli…
Polis yakalıyor, hop mahkemeye.
Polisin anlattıkları “doğru” kabul ediliyor, bu bilgilerle haber yazılıyor.
Geçmişte biz de yaptık.
Hata ettik!
Yanlış yaptık.

                                                        *  *  *

Ama en azından polisin iddiası diye yayınladık, kimseyi suçlu ilan etmedik.
Mahkeme sonuçlanana dek.
Yaklaşık 3 yıldır bu yöndeki  duruşumuzu zanlı fotoğraflarını  sansürleyerek ve isimlerin baş harflerini vererek devam ettiriyoruz.
Kimseyi suçlu ilan etmiyoruz.
Emin olmadıkça, çok bilinen bir gerçek değilse konu; kimsenin fotoğrafını ve adını açık vermiyoruz.

Ta ki mahkeme sonuçlanana dek
Eğer eminsek adını da suçunu da açık açık yazıyoruz.
Ancak bizim bu yöndeki tavrımız yeterli değil.
Bazı gazeteler işi iyice abartmış.
Yaklaşık 3 yıl önceki bir davada “AŞK CİNAYETİ” diye başlık atanlar oldu.
Peki ne oldu?
O cinayet davasında adı geçen kadının 'suçsuz' olduğu açıklandı, serbest bırakıldı!
Şimdi ne olacak peki?
O günlerde kimi gazetelerin “katil zanlısı”  dediği kadın, katil değilmiş!
Kadının hayatını belki de mahvettik!

Ayıklayın pirincin taşını…
Bir insanın bekli de hayatını mahvedildi, birkaç haber yüzünden…
Birkaç çekici başlık yüzünden.
Birkaç açıkgöz gazeteci yüzünden.
Farkındayım, ajitasyon  sattırıyor!
Seks içerikli haberler de sattırıyor. Endişe ve şiddet de sattırıyor.
Ama gazetelerin görevi, sosyal medyadaki kimi sorumsuz söz ona güya “internet habercilerinin” görevi, internet sitelerinin görevi satmak, tıklanmak mı sadece?

                                                                   *  *  *
Nerede toplumsal sorumluluğumuz?
Küçücük ülkeyiz.
Bu küçük ülkede bazı değerleri bile hala yerine oturtamamışsak, yazıklar olsun bize…
Yazıklar olsun böyle gazeteciliğe…
Gelelim köşe yazımın başlığında yer alan 'sorunun' yanıtına…
“Cinayet neden işlendi?”
Bilmiyorum! Kimse bu sorunun yanıtını veremez! Buna mahkeme karar verecek!
Birçok iddia var evet, hepsi bizim de kulağımıza geliyor. Ancak henüz durum bulanık.
Başlığın tek amacı, sizin bu yazıyı okumanızı sağlamaktı.
Başlık dikkat çekti değil mi?
Çeker tabii…
Tiraj yakalamak bu kadar kolay işte…
Atarsın başlığı, olur biter…
Bu deneyi 3’üncü kez yapıyorum.
Hepsinde sadece başlığı okuyup detay soranlarla karşılaştım.
Umarım bu defa yine rastlamam…

 


 

AH ŞU UÇAK BİLETLERİ…

Sus konuşma bari!

Bir TV kanalında canım UBP'lilerden bir milletvekili uçak biletlerinin pahalılığından dem vuruyor, hükümeti eleştiriyordu!
Şimdi “uçak biletleri neden pahalı” diye durup kara kara düşünüyor canım UBP'li…
Geçmişe bakmanızı tavsiye ederim sevgili UBP'li! 
Senin partinin yönettiği hükümetin Ercan’ı Türkiyeli özel şirkete devrettiği günleri hatırlayın, neler konuşuluyordu? Hemen hemen herkes şikâyetçiydi…
Taksiciler “ek” bedel ödemeye mahkûm edildikleri için isyandaydı…
Özel havayolu şirketleri de şikayetçiydi…
Ercan’da ödenen vergilerin aniden artmasına tepki gösteren şirketler de bu durumdan rahatsızdı…
Hatırlayınız, tüm bunlara tepki gösteren PEGASUS, ATLASJET ve ONURAİR “Uçuşları keseriz” diye tehditte de bulunmuşlardı…
Peki neye getirilmişti bu artışlar?

  • “Konma” ücreti, 3 Dolar’dan 4 Euro’ya çıktı.
  • “Konaklama” ücreti,  1.5 Dolar’dan 1.5 Euro’ya…
  • “Aydınlatma” ücreti 0 TL’den 35 Euro’ya…
  • Akaryakıt imtiyaz ücreti “muaf” iken, ton başına 4 Euro’ya…
  • “Yaklaşma” ücreti “muaf” iken 25 Euro’ya…
  • “Kargo” ücreti “muaf” iken ton başına 4 Euro’ya…
  • “Uçak hat bakım” ücreti 15 Dolar’dan 18 Euro’ya çıktı.

Gördünüz mü uçak biletleri neden pahalı?
Özel havayolu, özel havaalanı…
Rakamlar ortadan…
Ve bu Ercan artık bizim değil… Hiçbir zaman da olmayacak, sizin yüzünüzden!
Şimdi biletlerin yüksek fiyatından şikayet etmeyi bırak, en azından sus derim. Sus konuşma bari!
 


 

Çözüme en çok karşı çıkan insanların, devletin olanaklarını kendilerinin ve ailelerinin menfaatleri için kullanan kişiler olagelmesi bir tesadüf müdür?

 

Bu yazı toplam 5050 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar