1. YAZARLAR

  2. Uzm. Nilsu Atıcı

  3. Cinsellikte yobazlık
Uzm. Nilsu Atıcı

Uzm. Nilsu Atıcı

YENİDÜZEN PAZAR YAZILARI

Cinsellikte yobazlık

A+A-

‘Ayıp, sus, konuşma, terbiyesizlik yapma.’ Bu cümlelerle büyüyen bir toplumda cinsellikten sağlıklı bir şekilde bahsetmek ne kadar mümkün? Özellikle konuştuğumuz yer yatak odası değil de kamuya açık bir alan ise, o zaman linç kampanyasına hoş geldiniz! Çünkü toplumumuzda hâlâ cinsellik konuşulmaz, yaşanır ama yok sayılır.

Yobazlık, yalnızca siyasetle ya da dinle sınırlı değil; inanması zor ama bugün, eğitimin tam ortasına okulların içine kadar sinsice yerleştiriliyor. Yobazlık cinselliğin içinde de arsızca dolaşır. Çünkü, cinsellik dediğimiz kavram sadece fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda hazla, kimlikle, özgürlükle, ifade biçimiyle ve en önemlisi insan olmaya dair hakla ilgilidir. Ve yobaz zihinler bu hakka tahammül edemez. Yobazlık, bilmediği her şeyi günah ilan eden, anlamadığı her şeye düşman kesilen zihniyetin adıdır. ‘Kadın iffetli olacak, herkesin içinde kahkaha atmayacak’, ‘gençlerin seks manyağına dönüşmesini istemiyoruz’ diyen başbakan yardımcısı da yobazdır, ‘örtülülerin daha namuslu olmalarını bekleriz’ diyen meclis üyesi de ‘doğum kontrolü muhalefet zihniyetidir’ diyen başbakan da ‘selalarını okumayacağım’ diyen imam da. Yani, yobazlık ne sadece kıyafet tarzıdır ne de yaşam biçimi. Bir düşünce tarzıdır. Ve özellikle cinsellik söz konusu olduğunda, bilgisizlikle birleşen cehalet haline gelir. İşte o zaman, Freud’un tabiriyle ‘bastırılmış arzular’ toplumuna dönüşürüz. Cinsellikte yobazlık kendini genellikle şu ‘altın kurallarla’ gösterir:

Cinsellik evlilik içindir’ Dışarıda yaşanırsa günah, ayıp, rezillik. Oysa bu, sadece kâğıt üzerinde kurulmuş bir evlilikte yaşanan cinsel şiddeti, zorlamayı ya da tatminsizliği meşrulaştırır. O zaman sorulmaz mı: Hangi evlilik? Hangi rıza? Hangi aşk?

‘Cinsellik yalnızca üreme içindir’ Zevk mi dediniz? Yobazlık orada da devreye girer. ‘Üreme’ yoksa ‘rezillik vardır’ diye düşünür. Bu düşünce yüzünden insanlar hâlâ doğum kontrol yöntemlerini öğrenemiyor, çünkü utanıyor.

‘Çocuklara cinsellik anlatılmaz’ Çünkü konuşursak ‘merak ederler’, çünkü öğretirsek ‘teşvik etmiş oluruz’. Bu yobaz düşünce yüzünden çocuklar internet pornografisinden öğreniyor cinselliği. Ve sonra hayat boyu yanlış bilgiyle yaşıyorlar.

Erkekler cinselliği yaşarsa ‘doğal’, kadınlar yaşarsa ‘düşkün’ olur. Yobazlık burada doruğa çıkar çünkü kadının bedeni bir ‘namus nesnesi’ haline gelir. Etek boyuna karışılır, ses tonuna laf edilir, gülüşü dahi cinselleştirilir. Oysa kadının bedeni, onun iradesine aittir. Cinselliği yaşaması bir özgürlük meselesidir, ahlaki problemi değil. Ama yobazlar bunu kabul etmez. Çünkü onlar için kadın ya annedir ya eş ya da namus koruyucusu. Oysa kadın her şeyden önce insandır. Yobazlık yalnızca kadınlara zarar vermiyor. Erkekler de bu dar kalıplar yüzünden sürekli performans baskısı altında, duygularını bastırarak yaşıyorlar. ‘Erkek her zaman ister, erkek her zaman yapar, erkekler ağlamaz, yumuşamaz’. Bu söylemler yüzünden cinsellik, onlar için bir paylaşım ya da deneyim değil başarı testi haline geliyor.

Yobazlık susarak çoğalır. Konuştukça, paylaştıkça, anlattıkça etkisini yitirir. Bu yüzden cinselliği konuşmak bir hak arayışıdır. Tabii ki bunu bilimsel, saygılı, özgürlükçü bir dille yapabiliyorsak. Yobazlığı yenmenin ilk adımı, cinselliği utanılacak değil öğrenilecek bir konu haline getirmektir. Cinsellik dersi vermek değil mesele, cinselliği konuşabilen bir toplum yaratmaktır.

Cinsellik ayıp değildir, günah değildir, suç hiç değildir. Cinsellik, kişinin bedeniyle barış içinde yaşama özgürlüğüdür. Yobazlık ise o özgürlüğe göz diken karanlığın ta kendisidir. İşte tam da bu yüzden cinselliği konuşmaya, yazmaya devam edeceğiz. Yobazlık ne kadar ‘sus’ dese bizim sesimiz daha yüksek çıkacak. Çünkü yobazlığa geçit yok!

Bu yazı toplam 1585 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar