Çipras’a ikinci bir şans...
Yunanistan’da geçtiğimiz Pazar günü yapılan erken genel seçimleri yine Aleksis Çipras’ın liderliğini yaptığı Syriza kazandı.
Syriza’nın bu zaferi Ocak 2015’deki zaferinden daha önemlidir. Çünkü Ocak 2015 seçimleri öncesi seçmene duymak istediklerini söylemişti. Vaadlerinin haddi, hesabı yoktu. Bunları nasıl gerçekleştireceği konusunda da aslında çok somut önerileri yoktu.
Ama seçmenin bu vaadlere inanmak için bir nedeni olmamasına rağmen inanmış ve güvenmişti. Çünkü sarılacak başka dalı kalmamıştı. Yunanistan’ın 2 büyük partisi Pasok ve Yeni demokrasi arka arkaya onları hayal kırıklığına uğratmıştı.
4 Ekim 2009’da yapılan seçimlerde % 45 civarında oy alarak tek başına iktidara gelen Papandreu liderliğindeki PASOK uygulamaya koyduğu acı reçetelerle beraber eridi. 17 Haziran 2012 erken seçimlerine bu kez Evangelos Venizellos liderliğinde giren PASOK sadece % 12 oy alarak 33 milletvekili çıkarabildi. Bu kez Andonis samaras liderliğindeki Yeni Demokrasi Partisi % 30 oy alarak 129 milletvekili çıkardı.
Yunaistan’da koalisyon dönemi başladı ama acı reçeteler uygulnmaya devam etti.
2009’da ilk kez seçime katılan Radikal Sol Koalisyon Syriza % 4.60 oy alarak 13 sandalye kazanmıştı. Syriza 2012’de % 27 oyla 71 sandalye kazanarak 2.inci parti olmuş ve ana muhalefet rolünü üstlenmişti.
Syriza 6 Ocak 2015 seçimlerinde % 36.34 oy alarak 149 milletvekili çıkarmıştı. Bu Syriza’nın ilk zaferiydi. Halk acı reçetelerden bıktığı için somut bir çıkış yolu önermese bile Syriza’ya ve lideri Alekis Çipras’a inanmıştı. Tek başına iktidar için sadece 2 sandalye eksilen Syriza çok kısa sürede Bağımsız yunanlılar (ANEL) partisi ile koalisyon kurarak AB ve öteki kreditörlerle masaya oturmuştu.
Seçimi kazandığı gün bile AB yetkililerinden ve özellikle baş kreditör Almanya’dan olumsuz sesler yükselmeye başlamıştı.
Tartışmaların sert, sürecin uzun ve keskin geçeceği ilk günlerde belli olmuştu. Öyle oldu aylarca süren pazarlıklarda iki taraf da en küçük bir yumuşama göstermedi.
Çipras kendisine dayatılan paketi referanduma sunma kararı aldı. Halka “bize sunulan paket bu, ne yapacağımıza siz karar verin” dedi.
Üstelik pakete hayır kampanyasının liderliğini de yine kendisi ve partisi Syriza yaptı.
Yunan halkı % 62 ile pakete hayır dedi. Herkes bu iş bitti, Yunanistan Euro bölgesinden çıkacak, Drahmi yeniden basılacak falan derken Çipras bu sonucu cebine koydu, Brüksel’e gitti ve kreditörlerle anlaştı. Hem de halkın hayır dediği hemen hemen aynı pakete imza koydu.
Peki neden?
Neden çipras halkın desteğini de arkasına aldıktan sonra pakete imza koydu?
Herhalde başka çaresi olmadığı için. Globalleşen dünyada yalnız yaşamanın mümkün olmadığı için. AB’ye rest çekerek AB’den dışlanmakla kazanacağı çok fazla birşey olmayacağını, aksine kaybının çok daha fazla olacağını bildiği için.
Bu karar Syriza’nın bölünmesine yol açtı. Pakette yapılması öngörülen reformların parlamentodan geçirilmesi sırasında Syriza’nın bir kısım milletvekili ya oylamaya katılmadı, ya da ret oyu verdi. Reformlar muhalefet milletvekillerinin desteği ile geçti. Bu durum daha fazla sürdürülemezdi.
Çipras bu aşamada halka gitmeyi tercih etti. Ancak partisi Radikal Sol Koalisyon’da “aşırı sol” olarak tanımlanan bir kesim ayrıldı ve yeni bir parti kurdu. Buna rağmen önceki gün yapılan seçimlerde sadece % 0.8 oy kaybı ile % 35.5 oy aldı ve 145 milletvekili çıkardı.
Halk Çipras’a ikinci bir şans verdi. Bu Çipras’ın son şansı da olabilir. Bu tamamen yeni süreçte ortaya koyacağı başarıya bağlıdır. Kuşkusuz %35.5 oy almasının bir nedeni de seçime katılımın düşük olmasıdır. Ocak 2015 seçimlerinde seçmenin % 63.62’si oy kullanırken, Eylül 2015’de bu oran % 56’ya geriledi. Bu da halkın sandığa olan ilgisinin giderek azaldığını, sandığın da artık birşeyi değiştiremeyeceğine inancın arttığını gösteriyor.
Halk önce merkez partilerinden umudu kesti. Radikal partilere yöneldi. Radikal sol Syriza iktidara gelirken, radikal sağ Altın Şafak da Ocak 2015’de % 6.28 oy ve 17 sandalye alarak 3.üncü sıraya yerleşmişti. Eylül 2015’de de % 7 oy alarak 18 sandalye kazandı ve 3.üncü sıradaki yerini korudu.
Asıl tehlike ucu açık vaadlerle iktidara gelerek seçim öncesi söylediklerinin tam tersini yapmaktır. Çipras erken seçim kararı almakla bir kumar oynadı ve kazandı. Halk kendisine vaadlerini yerine getirmek için bir şans daha verdi. Ayrıca halk Çipras’a “bu paketi sen imzaladın, sen uygula” dedi.
Çünkü 2010 yılından bu yana ekonomik sıkıntı içinde çırpınıp duran Yunan halkı bugüne kadarki paket uygulamalarından mutsuzdur. Bu kez hala güven duyduğu bir liderin, Çipras’ın uygulamasını görmek istedi.
Yunan halkının bu sağduyulu kararına gerçekten saygı duyulmalıdır. Bu uygulamayı yalnızca Yunan halkı değil, başta İspanya olmak üzere bütün Avrupa halkları görmek istiyor. Çünkü sol rüzgarların yeniden estiği bu yaşlı kıta nereye yöneleceğine o zaman çok daha kararlı biçimde cevap verecektir.
Doğrusu bunu ben de görmek istiyorum. Hem de olumlu olmasını istiyorum. Çünkü alternatifi Altın Şafak gibi ırkçı, faşist partilerdir, bu da geçmişte olduğu gibi Avrupa’ya yıkım getirmekten başka bir sonuç üretemez.
NOT: Tüm okurların kurban bayramını kutlarım, herkese gönüllerince bir bayram dilerim.