Serhat İncirli

Serhat İncirli

Çirkef!

A+A-

Türkiye’de Ak Parti’nin, Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili “resmi olmayan” ama aleni bir şekilde görülebilen “duruşu” gayet belirgindir...

Ak Parti, Atatürk’ten nefret eder veya en “ılımlı” açıklamayla, O’nu sevmez!

-*-*-

Bu partinin önemli bir vekili olan Mahir Ünal’ın geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalar sanırım konunun daha iyi anlaşılması adına gayet izah edici durumdadır...

-*-*-

Atatürk’ün “hilafeti, saltanatı, Osmanlı ya da Arap alfabesini” temizlemesi, Ak Parti’lilerin inançlarına ters gelir!

-*-*-

Buna bir itirazım var mı?

Kesinlikle yoktur!

-*-*-

Dileyenin, dilediği gibi düşünmesini sonuna kadar savunurum...

Türkiye’nin Osmanlı’ya ya da tabiri caizse “eskiye” dönüşünü savunmanın “suç” olduğuna inanmam!

Ama şahsen buna karşıyım!

-*-*-

O şekilde inananların bana ve benim gibi düşünenlere saygı duymasın da doğrusu beklerim... Ancak beklentimin “boş” olduğu da açıktır!

Hatta, Kıbrıs’ın bölünerek iki ayrı egemen ve eşit devlete sahip olması gerektiğini “şiddetle” savunan kesimlerden, “Kürdistan”la ilgili bazı benzer çıkışlar beklediğim de doğrudur!

Veya şöyle söyleyeyim, “şehitler ölmez ve Türkiye bölünmez” ise “Kıbrıs’ın da bölünmezliğinin esas alınması gerektiğine” yürekten inanırım!

Ayrıca bu konuda “saygı” bile beklerim ki nafile bir bekleyiş olduğundan da eminim!

-*-*-

Neyse!

Gelelim Ak Parti yönetimi ile KKTC ilişkilerine!

Bizi daha çok ilgilendiren de budur...

-*-*-

Türkiye ile KKTC’nin veya Türkiye Devleti ile Kıbrıs Türk toplumunun ilişkilerinin her zaman çok iyi olması gerektiğine olan inancımı bu konuda yorum yapmaya başlamadan önce belirtmek isterim...

-*-*-

Ancak bu ilişkinin “dürüstlük, mütekabiliyet ve kardeşlik” temelinde olmasını isterim...

“Anavatan – yavruvatan ve biat – itaat” temelindeki ilişki, sahtedir, yalandır, yalakalık doludur ve asla sağlıklı değildir...

-*-*-

Ne mi demek istiyorum?

Bir kere, şu andaki ilişki modeli, tam anlamıyla sahtedir, yapmacıktır, biat ve itaat içermektedir... Haliyle sağlıksız bir ilişkidir...

Sevgiye, saygıya dayanmamaktadır.

Karşılıklı çıkar içermemektedir.

-*-*-

Biraz daha açalım...

KKTC’de iktidarın üç ortağı olan parti içerisinde, tek tük de olsa, Ak Parti’nin mevcut ideolojik yapısına uygun bir kaç karakter olabilir...

Ancak geriye kalanların tümü, en yukarıda bahsettiğimiz meseleyle değerlendirme yapacaksak, “Kemalist” sayılır...

-*-*-

Örneğin iktidarın büyük ortağı, KKTC’nin ikinci büyük partisi (Son anketlere göre CTP’den sonra gelen parti) olan UBP, kesinlikle Ak Parti çizgisinde bir ideolojik yapıda değildir.

-*-*-

KKTC’nin Cumhurbaşkanı olarak kabul edilen Ersin Tatar, her ne kadar Kıbrıs Türk Tarihi veya Türkiye Cumhuriyeti ya da Osmanlı Tarihi konusunda sıfır bilgi sahibi olsa bile; kesinlikle “şeriatçı” noktada bir kafa sahibi değildir. Ama öyleymiş gibi davranıyor... Oysa, Tatar, şu andaki İngiltere Başbakanı Rishi Sunak kadar muhafazakar bir İngiliz’dir...

-*-*-

Tekrar edeyim; iki egemen eşit ülke arasında yönetim tarzı farklılığı, devlet şekli farkı ve ideoloji farkı; ilişkilerinin iyi olmamasını gerektirmez.

Ancak Türkiye – KKTC ilişkisinde, yapaylık, sahtelik hatta bunun ötesinde yalakalık, yağcılık, biat ve mutlak itaat söz konusudur...

-*-*-

UBP’nin bila istisna tüm elemanları, Mustafa Kemal adını kullanmaktan dahi korkar haldedir. Mahşr Ünal’ın Atatürk devrimleri ile ilgili sözlerine tek bir UBP’liden eleştiri gelmesi mümkün değildir ki bu demokrasi adına son derece ciddi bir sağlıksız görüntüdür!

Her konuda demeçler verip Türkiye’yi yöneten kesime yalakalık etmek maharet sayılmakta ama Atatürk’e dil uzatılması halinde, kimse ses çıkaramamaktadır.

-*-*-

Peki neden?

Çünkü Türkiye, bu ilişki modelinden memnundur...

Siyasi duruşu ve görüşü ne olursa olsun, KKTC’de mutlak biat, itaat ve yalakalık noktasındaki bir cumhurbaşkanı ve hükümet Türkiye’yi yöneten Ak Parti ve Tayyip Erdoğan’ın işine gelmektedir.

Ve şu anda KKTC’de böyle bir cumhurbaşkanı ve hükümet vardır.

-*-*-

KKTC’yi yönetenler de bu ilişki modelinden şikayetçi değildir...

Çünkü, makam maskaralığı veya mevki müptelalığı açısından tatmin edilmektedirler...

Ve bundan da öteye, “haksız yollarla” hatta son araştırma raporlarına göre örneğin “rüşvetle” maddi kazanç elde edenlerin miktarı bir hayli fazladır...

-*-*-

Haliyle, bu kurulu düzene, dönen çarka “fit” olan her kim varsa, Kıbrıs sorununun en mantıklı ya da tek mantıklı çözüm modeli olan “federasyona” karşı durabilmektedir...

-*-*-

Ancak şu unutulmamalıdır; merhum filozof Aysel Gürel’in de dediği gibi, “... Bu dünya ne sana ne de bana kalmaz / Sultan Süleyman'a da kalmadı…”

-*-*-

Ya da Martin Niemöller’in dediği iyi bilinmelidir…

Ne demişti Martin kardeş?

“Naziler komünistler için geldiğinde sesimi çıkarmadım; çünkü komünist değildim… Sosyal demokratları içeri tıktıklarında sesimi çıkarmadım; çünkü sosyal demokrat değildim… Sonra sendikacılar için geldiler, bir şey söylemedim; çünkü sendikacı değildim… Sonra Yahudiler için geldiler, sesimi çıkarmadım, çünkü Yahudi değildim… Benim için geldiklerinde, sesini çıkaracak kimse kalmamıştı...

-*-*-

Ne mi demek istedim?

Faiz Sucuoğlu da gitti!

O’na sıra gelmişti!

Size gelmeyeceği ne malum?

-*-*-

Ve günün sorusu: Gerek Türkiye’yi gerekse KKTC’yi yönetenler adına şu anda iki ülke yönetimleri arasındaki ilişkiyi tek kelimeyle açıklayabilir misiniz?

İşte yanıtı: Çirkef!

-*-*-

Arif Hasan Tahsin Desem hocamızın kitabının başlığı neydi?

“Çirkef yatağında gülistanlık olmaz”dı...

Unutmayın, çirkef yatağında egemen eşit devlet hiç olmaz!

Olsa olsa 1990’da katledilen Turan Dursun’un bir kitabına adını veren, “pis kokulu, iğrenç bir kulleteyn” olur!

Ki şu anda bizim durum, budur!


312283757-653504552808549-5971723316209205804-n.jpg

Cat Stevens, Türkiye’deydi... “Peace Train” adlı şarkısını söyledi... Ve şarkısını söylemeden önce Yusuf İslam adını da kullanan ünlü şarkıcı, Türkiye Cumhurbaşkanı'na Rusya ve Ukrayna arasındaki blokajları açmaya çalıştığı için teşekkür etti ve “anavatanı” (Kendisi fatherland diyor çünkü babası Baflıdır) Kıbrıs'a barışçıl bir çözüm aramaktan vazgeçmemesini ve Kutsal Topraklarda herkes için Barış'ı desteklemesini istedi...

Bu yazı toplam 2201 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar