Çirkin Pazarlıklar
UBP-DP-YDP azınlık hükümeti Ankara’da kurduruldu. Hem de UBP-HP hükümetinin fiilen bittiği, ama resmen görevde olduğu cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde söz konusu parti başkanları Ankara’ya çağrılarak Tatar’ın desteklenmesi şartıyla kurduruldu.
DP ve YDP’nin ilk turda kendi adayları olduğu halde parti kendi adaylarına değil, UBP adayı Ersin Tatar’a oy verdi. Karşılığında da seçimden sonra kurulacak hükümette koltuk aldılar.
Elbette kendilerine sorarsanız ilk turda kendi adaylarına değil de Tatar’a oy vermelerinin nedeni koltuk değil, milli çıkarlardır.
O gün Ankara’da başlayan “çirkin pazarlıklar” bugün daha da çirkinleşerek devam ediyor.
Azınlık hükümetinin muhlefetle uzlaşmadan, istediği gibi hareket edebilmesi için o dönemde HP’den istifa ettirilen 3 vekil UBP ile pazarlık yaparak çesşitli isteklerinin karşılanmasını istedi.
3’lü kararname ile HP tarafından atanan kimi üst kademe yöneticilerinin bugün hala görevde olmasının bu çirkin pazarlıklar sayesinde olduğunu sokaktaki herkes biliyor.
Başbakan Ersan Saner koltukta bir gün fazla kalabilmek için azınlık hükümetinin kurulduğu günden bu yana koltuk ve makam dağıyor.
Dağıttığı koltuk ve makamlar kendi babasının şirketindeki koltuk ve makamlar değil. KKTC denen ucube devletin koltuk ve makamlarıdır. Bu amaçla harcanan paralar da babasının şirketinin bütçesinden değil, bu halkın ödediği vergilerle oluşan devlet bütçesindendir.
Bu pazarlıklar ve dağıtılan devlet kaynaklarıyla ayakta tutulmaya çalışılan azınlık hükümeti meclisi açamadan tatile girdi.
Bu arada çirkin pazarlıklar muhataplar tarafından açıklanmaya başladı.
YDP’den istifa edeceğini açıklayan ama hala etmeyen Bertan Zaroğlu önceki gün Havadis Web TV’de “Başbakan ve şu anki kabineden arkadaşlar ve vekiller, şahsıma telefon edip, ‘bazı kurumları sana veriyoruz, bir müsteşar ataması hakkı daha veriyoruz’ dediler, ben de bunu kabul etmediğimi bildirdim” dedi.
DP Genel Sekreteri Afet Özcafer de Yenidüzen’e yaptığı açıklamada “UBP'nin hükümetin devamı ve erken seçim konularında karar vermesini beklediklerini, kritik milletvekili sayısında olan hükümetin kimi vekiller ile ‘çirkin pazarlıklar yaptığını’ duyduklarını” söyledi.
BRT canlı yayınına katılan Başbakan Saner de “Bu hükümeti kurarken azınlık hükümeti olarak kurduk. Hükümet konusunda partilerle görüşmelerimiz devam ediyor. Bu krizi kısa sürede atlatacağız. Gerek DP ile gerek YDP ile temaslarımız devam ediyor” dedi. Koral Çağman’ın istifası sonrasında hem Fikri Ataoğlu ile hem de Serdar Denktaş ile görüştüğünü açıklayan Saner “Hükümet kurulurken bazı yazılı bazı sözlü mutabakatlara bağlı kalacağım” dedi.
Böylece Ersan Saner hem Afet hanımın söylediklerini doğruladı, hem de azınlık hükümeti kurulurken yazılı mutabakat yanında “Sözlü”, yani “Gizli” mutbakatlar da olduğunu açıkladı.
Yazılan protokol sanki ülkeyi yönetecek hükümet protokolu değil, ülkenin kaynaklarını bölüşecek kişiler arasında sağlanan mutabakat metnidir.
Kurumların milletvekillerine peşkeş çekilmesi, devlet kaynaklarının bu vekillerin yakınlarına karşılıksız devredilmesi, üst kademe yöneticilerinin bu vekillerin işaret ettiği yakınlara tahsis edilmesi sadece bu dönemin ürünü değil, ama bu kadar açık ve aleni hiç yapılmamıştı.
Yazıklar olsun.