Çocuk Anneler - Dünyada ve Türkiye’de Durum
Çocuk Anneler - Dünyada ve Türkiye’de Durum
Feminist Atölye
infoeministatolye.org
Kadınlarda geleneksel olarak yapılan adolesan (19 yaş altı) evliliği, artmış doğurganlığa neden olmaktadır. İlk evlenme yaşlarının küçük olduğu toplumlar, erken çocuk sahibi olan ve doğurganlığı yüksek toplumlardır. Gelişmekte olan ülkelerde adolesan evliliği oldukça yüksek oranlardadır.
Bangladeş’de 15-19 yaşlarındaki kadınların %72’si, Güney Asya’da %54’ü, Afrika’da %44’ü ve Latin Amerika’da , %16’sı evli bulunmaktadır (2).
ABD’nde 1950’lerin sonunda her 1000 doğumdan 96’sını çocuk anneler (15-19 yaş arası) oluştururken, 1957’de bu oran 2000 doğumda 49’ a düşmüştür. 1960 ve 1970’lerde azalmaya başlayan oran 1980’lerde aynı hızla düşmeyi sürdürmüş 1988-1991 yılları arasında yükselişe geçmiş ancak 1990’lı yıllarda tekrar azalmıştır (3).
“Çocukları Kurtarın (Save the Children)” adlı Amerikan kuruluşunun araştırmalarına göre genç yaşta anne olanların çoğunluğu Afrika ve Asya ülkelerindedir. Bangladeş, Mali ve Nijerya'da 15 yaşlarındaki kız çocuklarının %10’u ya çocuk sahibi ya da hamiledir. Sıralamada Türkiye ortalamanın altındadır. Batı ve kalkınmış ülkelerde baktığımızda, erken yaşta hamilelik oranlarında ilk sırada Amerika Birleşik Devletleri gelmektedir. ABD’ni Rusya ve Yeni Zelanda izlemektedir. Batıda; Afrika ve Asya’ya göre en büyük fark, genç annelerin genelde evli olmamasıdır. En düşük oranlar Güney Kore'de görülürken, Japonya ve Hollanda bu ülkeyi izlemektedir. Türkiye ise çocuk annelik oranının ciddiyeti açısından, 119 ülkelik listede 70. sırada yer almakta ve 15-19 yaşlarında çocuk sahibi olanların oranının yaklaşık binde 4 olduğu görülmektedir (4).
Doğum istatistiklerine göre, Türkiye’de, 2013 yılında 15 yaşından küçük 326 çocuk anne doğum yaptı. Bu rakam daha da artabilir. Çünkü, bu rakama, 28 Şubat 2014 tarihine kadar olan nüfus kayıtları, istatistikleri dahil edilmiştir.
Küçük yaşta annelik 15 yaş altı annelerle de sınırlı değil. 15-17 yaş arası doğum yapan anne sayısına baktığımızda 20 bin 374 rakamını görüyoruz. Aslında çocuk denilebilecek yaşta anne sayısını 17 yaş altı olarak ele aldığımızda, 15 yaş altı anne sayısıyla birlikte 20 bin 700’ü buluyor. 2009 yılında 15-17 yaş arasında doğum yapan çocuk sayılabilecek anne sayısı 31 bin 483’dü. Bu rakam 2010 yılında 29 bin 244, 2011 yılında 25 bin 951, 2012’de 23 bin 369’a, 2013 yılında 20 bin 374 ‘tür
ÇOCUK ANNELER Underage mothers : Nurşen TURAN, Halis DOKGÖZ Turan N, Dokgöz H. Çocuk anneler. Adli Tıp Bülteni, 2007;12(3):136-141
1. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme Uygulama Elkitabı. UNICEF, Ajans-Türk Basın ve Yayım Ankara 2000;1-33,332-33.
2. Roysten E, Armstrong S. Preventing maternal deats. WHO, Geneva, 1989.
3. Boonstra, H. (2002). Teen pregnancy: Trends and lessons learned. https://www.guttmacher.org/ pubs/ib_1-02.html. Eriflim:03.08.2005
4. Çocuk anneler ölümle dans ediyor. www.bbcturk.com Eriflim:13.12.2004.
-----------------------------------------------------------------------
MOR KİTAPLIK
Elizabeth Badinter, Kadınlık mı? Annelik mi?
Annelik, kadın olmanın bittiği nokta mıdır? Eğer günümüzün “ideal anne”sinden söz ediyorsak, evet… Beklentiler öylesine ağır ki kadının anneliği “hak etmek” için ekonomik özgürlüğüyle birlikte sosyal ve cinsel hayatından da vazgeçmesi gerek… Hayatından ödün vermeye yanaşmayan “anne-kadın”ın ise sinirleri sağlam olmalı. Çünkü Elisabeth Badinter’in de ortaya koyduğu gibi, “vicdan azabı” ideal annelik Şablonuna uymak istemeyenler üzerinde gerçekten etkili olan bir baskı aracı… Bugün kadınlar, mücadele vererek geldikleri noktadan, tip camiası ve aile kurumunu yücelten kesimler tarafından uzaklaştırılıyor. Üstelik emzirmeyi ve annelik rolünü öven feminist akımların işbirliğiyle!
Kadınları bu modern kölelik düzenine sürükleyen ne? Badinter’e göre, kadının profesyonel hayattaki yeri hâlâ sağlamlaşmış değil. Öte yandan, bitmez tükenmez annelik yükümlülükleri kadına sürekli evinin yolunu gösteriyor. “Yeşil” siyaset ve idealleştirilen natüralizm nosyonu ise, “doğal” doğum yapmasını, hazır mama, bez ve biberon kullanmamasını, kısacası, hayatını kolaylaştıran her şeyi bırakmasını telkin ediyor.
Sonuçta kadına iki seçenek sunuluyor: Ya “çocuk-egemen” bir yaşama razı gelmeli ya da çocuk yapmaktan bütünüyle vazgeçmeli. Doğum oranlarındaki düşüş ikinci şıkkın güçlendiğinin ispatı. Badinter Kadınlık mı? Annelik mi? sorusunun kadınlar için nasıl tehditler içerdiğini etkileyici bir biçimde gösteriyor: Bu tercih dayatması, sonuç en olursa olsun, kadınlara mutsuzluktan başka şans tanımıyor...
-------------------------------------------------------------
Cadı Süpürgesi
Şiddetin en acımasızına defalarca maruz kalan, yardım çığlıkları her defasında kulaklar tıkanarak duyulmayan, sistematik olarak tehdit edilip, defalarca polise gittiği halde korunmayan ve en sonunda Ahmet Şevketoğlu tarafından öldürülen kızkardeşimiz Aşkın'ı unutmadık!!! Bir kadın katilinin "kahraman" gibi gösterilip onun adına turnuva düzenlenmesi kadın cinayetlerini meşrulaştırmaktan başka bir şey değildir. Bu turnuvayı düzenleyerek erkek şiddetini normalleştirenleri protesto ediyoruz ve süpürgemizle onları süpürüp dünya üzerinden temizlemek istiyoruz.
-------------------------------------------------------------
Malumatı Nisvan
2014 UNİCEF Dünya Çocuklarının Durumu Raporu’nda yer alan, çocuk evliliklerin yüzdelik oranını gösteren tabloya göre sıralanmış ülkeler arasından şu rakamlara rastlayabiliyoruz.